ZAMANASIMINI ASMA ÇABALARI
Dünya
Gazetesi / 15.2.2018
Vergi Usul Kanununun 114.
maddesinin ilk fikrasinda “vergi alacaginin dogdugu takvim yilini takip eden
yilin basindan baslayarak bes yil içinde tarh ve mükellefe teblig edilmeyen vergiler
zamanasimina ugrar” denildikten sonra ikinci fikrada, “vergi dairesince matrah
takdiri için takdir komisyonlarina basvurulmasi halinde zamanasiminin duracagi,
ancak bu durma süresinin bir yili asamayacagi” hükmüne yer verilmistir.
Uygulamada maalesef
bazen idarenin ve bazen de inceleme elemanlarinin söz konusu bes yillik
zamanasimi süresini, sözünü ettigimiz ikinci fikrayi devreye sokarak, alti yila
çikartmaya çalistigi görülmüstür.
Vergi incelemeleri
sonucunda, inceleme elemani bir matrah veya vergi farkina rastlarsa, re’sen
tarh edilecek vergiyi kendisi belirlemek ve raporunda göstermek zorundadir. Bir
inceleme elemani matrah veya vergi farkini belirleyip, re’sen tarh edilecek
verginin hesaplanmasi için dosyanin takdir komisyonuna sevkini – kural olarak -
isteyemez. Kural olarak dedim, çünkü inceleme elemanlari, bulunacak matrah veya
vergi farki için, teknik bazi degerlemelerin yapilmasini takdir komisyonundan
isteyebilir. Ancak bunlar istisnai yollardir. Bu istisnai yollarin zamanasimi
hükümlerini dolanmak amaciyla kullanilmamasi gerekmektedir.
Takdir
komisyonuna sevk islemi zamanasimi süresini – bir yilla sinirli olarak olsa da-
durdurdugu için süresinde bitirilemeyen ve zamanasimi süresi dolma durumu olan
incelemelerin, inceleme elemanlari tarafindan takdir komisyonlarina sevki
saglanmakta; ancak bu arada da incelemeye devam edilmekte, takdir komisyonuna
sevkin kazandirdigi ek bir yillik süre içinde inceleme raporlari tamamlanarak takdir
komisyonlarinin da gelen bu rapora göre matrah takdiri saglanmaktadir.
Sirf mükellefler
aleyhine zamanasimi süresinin durdurulmasi maksadiyla yapilan bu tür takdire
sevk islemleri, idari usule ve dolayisiyla hukuka aykiri düsmekte ve mükellef
haklarini zedelemektedir. Nitekim bu sekildeki davranis biçimi Danistay tarafindan
da uygun görülmemistir.
Nitekim Danistay 4. Dairesi 14.10 2014 tarih ve E. 2013/3222 K. 2014/5621 sayili Kararinda bu hususu
açikça vurgulamistir. “Incelemenin
Kanunda sayilan yetkililer tarafindan yapilmasi ve takdir komisyonunca; bunun
disinda herhangi bir inceleme yapilmaksizin; bu rapor esas alinarak matrah
belirlenmesi halinde de, tarhiyatin vergi alacaginin dogdugu takvim yilini
takip eden yilin basindan baslayarak bes yil içerisinde yapilmasi
gerekmektedir. Takdire done olmak üzere inceleme elemanlari tarafindan inceleme
yapilmasina ve düzenlenen raporlarin takdir komisyonunca done olarak
kullanilmasina yasal bir engel bulunmamakta ise de; bu usulün, 114. maddede
düzenlenen ve bes yil içinde yapilmasini zorunlu kilan zamanasimi hükmünü asmak
amaciyla bir yöntem olarak kullanilmasi, idare hukukunda geçerli olan kanuni
idare ilkesi ve hukuki güvenligin korunmasi prensibine, dolayisiyla hukuka
aykiridir. (…) Incelemenin takdir komisyonunca degil vergi denetmenince yapilmis
olmasi karsisinda, yukarida da açiklandigi üzere, takdire sevk ile
zamanasiminin durdugunun kabulüne olanak bulunmadigindan, (…) vergi tarh
zamanasimina ugramistir.”
Danistay’in
3 ve 9. Daireleri de ayni görüstedir. “…Sirf zamanasimini
kesmek amaciyla takdire sevk islemi VUK md.114’te belirtilen zamanasimi
süresini durdurmaz. Inceleme yapilmadan zamanasimi gerekçe gösterilerek takdir
komisyonuna sevki üzerine, zamanasimi süresinin dolmasindan sonra düzenlenen
basit rapor dikkate alinarak takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden
cezali katma deger vergisi tarhiyati yapilamaz. (Danistay 3. D. E.1997/3709
K.1999/1188 T.25.3.1999; Danistay 9. D. E.2012/9726, K.2013/5028, T.22.05.2013). “Idari islem ve tasarruflarla kisilerin
hukukunda haricen degisiklik yapma yetkisine haiz olan idarenin, bu yetkisini
kullanirken öncelikle yetkinin kullanilmasina iliskin sekil ve kosullarinin
belirlendigi usul kanunlarinin kendi üzerine yükledigi görevler çerçevesinde
hareket etmesi gerekir. Zira Anayasada yer alan hukuk devleti ilkesinin dogal
bir sonucu olarak da idarenin islem ve eylemlerini, hukuk kurallari
çerçevesinde ve yine bu kurallarin yükledigi görev ve yetki kapsaminda
yürütmesidir” (Danistay 9. D. E.2014/4977 K.2014/4573 T.16.10.2014)
Sadece
Danistay 7. Dairesi aksi görüstedir.
Daireye göre, Kanunda bu yola gidilmesine engel bir düzenleme yoktur. Bu
nedenle Inceleme Elemanlari takdir komisyonuna sevk yoluna gidebilirler
(Danistay 7. Dairesi E.2016/1848 K.2016/4855 T.31.5.2016) Ancak yerel
mahkemelerin Danistay’in diger dairelerinin görüsü dogrultusundaki kararlari için
7. Daire tarafindan verilen bozma kararlarina karsi,, yerel mahkemelerce
verilen israr kararlari Vergi Dava
Daireleri Kurulunca onanmaktadir. Dolayisiyla Dava Daireleri Kurulu da 3, 4
ve 9. Daireler gibi düsünmektedir (Örnek olarak Danistay Vergi Dava Dairleri
Kurulu E.2017/171 K.2017/205 T.26.4.2017).
Yargi
nezdinde açiklik kazanan bu konu nihayet Vergi Denetim Kurulunun 27.4.2017 tarihli Vergi Inceleme Ve Denetim Iç Genelgesi (Sira No: 2017/1) ile idari
anlayisa da yansitilmak istenilmis ve söz konusu Genelge’de “ilgili birimlerde baslanilan ve o yilin
sonu itibariyla tarh zamanasimina ugrayacak dönemlere iliskin vergi
incelemeleriyle ilgili olarak takdire sevk islemi de yapilmayacaktir” düzenlemesine
yer verilerek bu dolanma yolunu kapatilmaya çalisilmistir.
Bu kararlar ve idari düzenlemeler
sayesinde Kanunun zamanasimi düzenlemelerini asma çabalari, bu hukuku dolanma
yolu simdilik kapanmis görünmektedir.