Geçen yazimizda, Anayasa Mahkemesi’nin 15 Ekim’de yaptigi toplantisinda, vergi mevzuatinda yer alan ve pek çok kisiyi ilgilendiren bazi hükümleri iptal ettigini yazmistik. Iptal edilen düzenlemelerden biri, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 69. maddesinde yer alan “sadece 2006, 2007 ve 2008 yillarina ait” ibaresidir. Yatirim indirimi istisnasina konu iktisadi kiymete iliskin harcamalarin yapildigi yildan itibaren baslanilarak ve indirilecek tutara ulasilincaya kadar kazanç tespitinde nazara alinmaya devam olunmasi biçimindeki yatirim indirimi istisnasindan yararlanmaya, zamaninda yürürlükteki mevzuata göre hak kazananlar, bu haklarina böylece kavusmuslardir. Çünkü iptal edilen yasa hükmü ile bu indirim haklari sinirlandirilmis ve 2008 sonrasi kazançlarindan istisna kapsamindaki harcamalarini indirme haklari kaldirilmisti. Hukuk güvenligi ve hukuki istikrar ilkelerine aykiri bu sinirlandirma, böylece hukuk âleminden ayiklanmis oldu. Bu iptal karari, henüz yürürlüge girmemistir. Kararin yayimlanmasi ile birlikte yürürlüge girecektir.
Simdi önümüzde 2009 yili üçüncü dönem Geçici Vergi’nin beyan dönemi bulunmaktadir. Söz konusu beyanlar kasim ayinin basinda yapilacaktir. Burada karsimiza çikan sorun, bu Geçici Vergi beyannamesinde, iptal edilen düzenlemenin uygulanip uygulanamayacagidir. Bir baska anlatimla, bu geçici vergi döneminde 2008 yili sonu itibariyle indirilememis, devreden yatirim indirimi harcama tutarlarinin endekslenmis sekliyle indirim konusu yapilip yapilamayacagidir.
Takip ettigimiz bir kisim köse yazarlari veya çesitli kuruluslar, bu konuda Anayasa Mahkemesi kararlarinin yayiminin beklenmesi gerektigini, bazi yazarlarsa idarenin bu konuda en azindan bir sirküler açiklamasi yapmasi gerektigini ileri sürmekteyseler de bence bu görüslere pratik açisindan itibar etme olanagi pek yoktur.
Bence, Anayasa Mahkemesi’nin açiklamasi, karar yürürlüge girmemekle birlikte, hukuki degere haiz bir açiklamadir. Çünkü iptal edilen kuralin anayasaya aykiriliginin, Anayasa Mahkemesi’nce tescil edildigi ortaya çikmistir. Zaten Anayasa Mahkemesi’nin bir resmi yaziyla karar sonucunu Maliye Bakanligi’na bildirmesi de kararin hüküm fikrasinin artik bakanligin ittilaina (bilgisine)girdiginin bir göstergesidir. Bu yazi, hiçbir anlam ve deger tasimayan bir yazi olarak görülemez ve bu sekilde degerlendirilemez.
Geçici Vergi beyannamesinde iptal edilen kural dolayisiyla indirilememis yatirim harcama tutarinin indirilmesi halinde, idarenin tek yapacagi sey, indirim tutari kadar ikmalen tarhiyat yaparak vergi ve bir kat ceza istemektir. Çünkü idare, “idarenin kanuniligi ilkesi” uyarinca yasa hükmünün yürürlükte oldugunu, Anayasa Mahkemesi kararinin yayimlanip yürürlüge girmedigini, herkesin yürürlükteki yasaya uymasi gerektigini ileri sürecektir. Muhtemelen bu tarhiyatlar da Anayasa Mahkemesi kararinin yayimindan sonra yapilacak ve böylece yasal dayanaktan yoksun olacaktir. Mahkemeler de bu tarhiyatlari zorunlu olarak iptal edecektir.
Eger cezali tarhiyat Anayasa Mahkemesi kararinin yürürlüge girmesinden önce yapilirsa, bize göre yine geçerli olmayacak, mahkemelerce iptale mahkûm olacaktir. Çünkü hiç kimse anayasaya aykiriligi Anayasa Mahkemesi’nce tescil edilmis ve mahkeme baskaninca bu durum ilan edilmis bir hükme uymaya zorlanamaz. Zaten hem adli yargi hem de idari yargi anlayisinda da mahkemelerin anayasaya aykiriligi tescil edilmis hükümleri, Anayasa Mahkemesi kararinin yürürlüge girmedigi gerekçesiyle kararlarina esas alamayacaklari, anayasaya aykiriligi tescil edilen bir hükme dayanarak karar veremeyecekleri kabul edilmektedir. Bu konuda pek çok Yargitay ve Danistay karari vardir. Bu konu zaten vergi ziyai cezasinin iptali üzerine yazilan yazilarda yeterince tartisildigindan, tekrar bu konuda ayrintili açiklama geregi duymuyorum. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi karari yürürlüge girmeden önce yapilacak cezali tarhiyatlar da vergi mahkemelerince iptal edilecektir.
Netice olarak, 2009 yili 3. Geçici Vergi dönemi matrahinin tespitinde, 2008 yili sonu itibariyle indirilememis ve devreden yatirim harcama tutari indirim konusu yapilabilir. Bu indirimi yapan mükellefler aleyhine yapilabilecek cezali tarhiyatlar ise yargi tarafindan iptal olunacaktir.
Durum bu merkezde oldugundan, Maliye Bakanligi’nin bir genel teblig ile veya Gelir Idaresi Baskanligi’nin bir sirkülerle konuyu hemen açiklamasi ve mükelleflerin bu hakkini artik teslim etmesi gerekir. Zira idarenin bu haktan yararlanacaklar karsisinda yapabilecegi bir sey yoktur. Hiç olmazsa hem gereksiz pek çok islem ve ihtilaf önlenmis olur hem de hukuk devleti ilkesi biraz daha yasama geçer.
22.10.2009 | Referans Gazetesi