SERBEST MESLEK ERBABININ
OFİSİNİ KISMEN KİRAYA VERMESİ
Dr. A. Bumin Doğrusöz
Dünya
/ 19.5.2022
Uygulamada
avukat, doktor, mali müşavir yahut muhasebeci gibi serbest meslek erbabının,
büro, yazıhane veya muayenehane gibi işyerinin bir kısmını maliyetlerini
düşürmek için bir başka meslektaşına kiraya verdiği veya birkaç meslektaşın
birleşerek birlikte bir yer kiraladıkları, ancak kira sözleşmesini bir kişi
yapıp diğerlerinin alt kiracı olarak faaliyet gösterdikleri görülmektedir.
Bu
yazımda, bir serbest meslek erbabının büro, yazıhane veya muayenehane olarak
kullandığı yerin bir kısmını, örneğin bir odasını bir başka serbest meslek
erbabına kiraya verirse, elde edeceği gelirin nasıl vergilendirileceği üzerinde
tekrar durmak istiyorum. Zira bu konuda yapılacak belirleme kiraya veren
durumunda bulunan serbest meslek erbabının belge düzenini ve katma değer
vergisi karşısındaki durumunu da etkileyecektir.
Konumuza
ilişkin olarak; Gelir Vergisi Kanununun 37. maddesinde; her türlü ticari ve
sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş, aynı
Kanunun 70 inci maddesinin birinci fıkrasında aynı fıkrada bentler halinde
sayılan mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve
intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde
edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hükmüne yer verilmiş olup,
ikinci fıkrasında ise "Yukarıda yazılı mallar ve haklar ticari veya zirai
bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratları ticari veya zirai
kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanır." hükmü yer
almıştır.
Söze konu Kanunun "Serbest Meslek Kazancının Tarifi" başlıklı
65 inci maddesinin birinci fıkrasında her türlü “serbest meslek faaliyetinden
doğan” kazançların serbest meslek kazancı olduğu belirtilmiş, izleyen maddede
de serbest meslek faaliyetinin tanımı verilmiştir.
Öte yandan, Vergi Usul Kanununun 236. maddesinde "Serbest meslek
erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha
serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri
de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir" hükümleri yer
almaktadır. Bu düzenlemeye göre serbest meslek erbabı, serbest meslek kazancını
oluşturmayan gelirleri için serbest meslek makbuzu düzenleyemez.
Gelir Vergisi Kanununun 70. maddesinin ikinci fıkrası hükmü ticari ve zirai
işletmeleri kapsadığından, Kanunda serbest meslek faaliyetinin de ticari
işletme benzeri bir tür işletme çerçevesinde yürütüleceğine ilişkin bir
düzenleme Kanunumuzda bulunmadığından, serbest meslek faaliyetinde kullanılan
mal ve hakların kiralanmasından doğan kazancın serbest meslek kazancı olarak
kabulüne olanak yoktur. Serbest meslek erbabının büro, yazıhane veya
muayenehane olarak kullandığı işyerinin, serbest meslek erbabının envanterine
kayıtlı olup olmamasının da bu konuda bir önemi yoktur.
Yukarıda da
açıklamaya çalıştığım gibi, serbest meslek erbabının işyerinin bir bölümünü
kiraya vermek suretiyle elde edeceği kazanç, serbest meslek kazancı değil
gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gereken bir kazanç olarak
karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle kiraya veren durumundaki serbest meslek
erbabı, elde edeceği kira geliri için serbest meslek makbuzu düzenlemek
durumunda değildir.
Öte yandan Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin
birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri,
sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek
ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler,
gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı,
zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden
çiftçilerin maddede bentler halinde sayılan ödemeleri üzerinden vergi kesintisi
yapma zorunluluğu getirilmiştir. Bu sayılanlar içerisinde (5/a bendi) kira karşılığı
yapılan ödemeler de bulunduğundan, kiracı durumunda bulunanın, kiraya veren
serbest meslek erbabına yapacağı kira ödemeleri üzerinden (% 20 oranında) vergi
kesintisi yapması gerekmektedir.
Katma Değer
Vergisi Kanununun 1/1. “ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest
meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin” katma değer
vergisine tabi olduğu belirtilmekle birlikte, 17/4-d maddesinde; İktisadi
işletmelere dâhil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin katma değer
vergisinden istisna tutulmuştur.
Bu nedenlerle de,
serbest meslek erbabının iş yerinin bir bölümünü kiraya vermesinin serbest
meslek faaliyeti kapsamında bir işlem olarak kabul edilmemesi ve iş yerinin de
serbest meslek işletmesi olduğundan söz edilemeyecek olması dolayısıyla, kiraya
veren durumundaki serbest meslek erbabının elde edeceği kira gelirinin, kanuna
tâbi bir teslim veya hizmet olarak katma değer vergisine tabi tutulması da
mümkün değildir.
Nitekim Diyarbakır Vergi Dairesi Başkanlığının 71-30 sayı ve 15/11/2011 günlü
Özelgesi de yukarıdaki görüşlerimiz doğrultusundadır. Ancak bu Özelgenin son
paragrafında 311 sayılı Genel Tebliğe de yansımış (md. 19 – örnek 5) anlayış
doğrultusunda; “Ayrıca tevkif suretiyle vergilendirilen söz konusu gayrimenkul
sermaye iradı ile serbest meslek kazancınızın toplamının, Gelir Vergisi
Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan
tutarı aşması halinde, serbest meslek kazancınıza ilişkin vereceğiniz yıllık
gelir vergisi beyannamesine tevkif suretiyle vergilendirilmiş gayrimenkul
sermaye iradınızın da dâhil edilmesi gerekmektedir.” açıklaması yer almıştır.
Bu açıklamalar da, söz konusu şekilde kira geliri elde edenlerin bu kira
gelirlerinin yıllık beyannameye yansıyıp yansımaması konusunda duyarlı
olmalarını gerektirmektedir.