MÜKELLEF
HAKLARINI KORUYAN İDARİ YORUM
Dr. A. Bumin
Doğrusöz
Dünya
Gazetesi 9.4.2020
Son yazılarımda mücbir sebebin sonuçlarının hep daraltıcı yoruma tabi
tutulduğunu, bunun da mükellef haklarını dışlayıcı sonuç yarattığını, oysa bu
önemli sorunun yorum yolu ile aşılabileceğini söylemiştim.
İçinde bulunduğumuz olumsuz koşulların hem
hak kaybına yol açmaması, hem de kişilerin yargı yolundan yararlanmak amacıyla
adliyelerde sosyal mesafeyi tehlikeye düşürecek şekilde bir araya gelmesini
önlemek amacıyla çıkartılan 7226 sayılı Kanunun yargı ile ilgili bir kısım süre
ve başvuru yollarını durduran ve hakları koruyan hükümlerini de aktarmıştım.
Ancak bu Kanunda (geçici md. 1) geçen “bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona
ermesine ilişkin haklar” ibaresinin, Vergi Usul Kanununda yer alan bir
kısım hakları da kapsadığını veya en azından kapsar şekilde yorumlanması
gerektiğini, bu sebeple de uzlaşma, indirimden yararlanma gibi müesseselere
müracaat sürelerinin de durması gerektiğini, ancak bazı hukukçuların bu
ibarenin yargı yolları ile ilgili olarak anlamlandırılması gerektiğine ilişkin
görüşleri dolayısıyla bu konuda duraksama olduğunu ifade etmiştim.
Nihayet Gelir İdaresi Başkanlığı
konuya ilişkin yorumunu açıkladı. 31.3.2020 tarih ve 41721 sayı ile duyurulan 2020/2 sayılı Uygulama İç Genelgesi ile
ifade edilen uygulamayı yönlendirici açıklamanın sonuç bölümü aynen şöyle;
“Bu hüküm (7226 s.K. gç. md. 1) uyarınca 2577 sayılı İdari
yargılama Usulü Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanununda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda
hâkim tarafından tayin edilen süreler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında
cezada indirim talep etme, uzlaşma başvurusu, kanun yolundan vazgeçme süreleri,
dava açma süreleri gibi bir hakkın doğumu, kullanımı ve sona ermesine ilişkin
süreler 30.4.2020 tarihine kadar durmuş bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil usulü
Hakkında Kanun kapsamında ise işlemler ve 30.4.2020 tarihine kadar durmuş
bulunmaktadır”.
Gelir idaresinin, 7226 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde yer alan “bir hakkın doğumu, kullanımı ve sona
ermesine ilişkin süreler” ibaresin, amaca uygun şekilde ve mükellef
haklarını da gözeterek yaptığı yorum, son derece doğru, haklı ve yerinde bir
yorumdur. Ve kutlamak gerekir.
Hukukta asıl olan kişilerin haklarını
kısıtlamak, hak kayıplarına elverişli yorumlar yapmak, süreleri dar
yorumlayarak mükellefleri hep belirsizlikler veya zor durumlar içinde bırakmak,
maharet veya hukuk değildir.
Bu İç genelge 7226 sayılı Kanununun
geçici 1. maddesi kapsamında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında
düzenlenen cezada indirim talep etme, uzlaşma başvurusu, kanun yolundan
vazgeçme sürelerininde 30.4.2020 tarihi sonuna kadar durduğu açıklığa
kavuşmuştur.
Hata ve düzeltme başvuru sürelerinin burada
zikredilmemesi ise bir eksiklik değildir. Zira bu konuda Kanunda bir süre
yoktur. Tarh zamanaşımı süresi içerisinde her zaman düzeltme talep edilebilir.
Tarh zamanaşımı süresi ise zaten genelde yıl sonunda dolmaktadır. Düzeltme
talep edilenlerin şikâyet yoluna gitmeleri (VUK. md. 124) hususunda da zaten
bir süre kanunda yoktur.
Söz konusu İç genelge de bir önemli açıklama
da, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil usulü Hakkında Kanun kapsamındaki
işlemlerin 30.4.2020 tarihine kadar durdurulduğu açıklamasıdır. İdare bu
açıklaması ile ödeme emri tebliği, haciz, satış gibi işlemleri de durdurduğunu
açıklamaktadır. Bu açıklama da zaten zor durumda olan, virüs korkusuyla yaşayan
kişi ve mükelleflere gösterilen bir anlayışı yansıtması bakımından son derece
olumludur.