VERGİ YARGISINDA SÜRE TUZAKLARI
Dr. A. Bumin DOĞRUSÖZ
Dünya Gazetesi 10.8.2021
Vergi
ihtilafları, idari yargı manzumesi içerisinde vergi mahkemelerinde
görülmektedir. Vergi mahkemeleri, idari yargının özel görevli, idare
mahkemeleri ise genel görevli yargı mercileridir.
Vergi mahkemelerinin görev alanı, 2576 sayılı Kanunun 6.
maddesinde, “Genel
bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile
benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin
davalar ile bu konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun uygulanmasına ilişkin davalar ve çeşitli kanunlarla özel olarak görev
verilen davalar” şeklinde belirlenmiştir.
İdari Yargılama Usulü Kanununa göre, vergi mahkemelerinde dava açma süresi otuz gün olarak belirlenmiştir.
Dolayısıyla genel süre, otuz gündür. İkmalen, re’sen veya idarece yapılacak
tarhiyatlarla, idarece düzeltme yoluyla re’sen yapılan tarhiyatlara, ihtirazi
kayıtla yapılan beyanlara veya tahakkuklara yahut kesilen cezalara karşı
açılacak davalarda bu süre uygulanır.
Ancak Kanun, vergi mahkemelerinde açılacak davalarda süreyi
belirlerken özel kanunlarda yer alan düzenlemeleri saklı tutmuştur. Nitekim pek
çok kanunda konumuzu ilgilendiren sürelere rastlamak mümkündür. İşte örnekleri:
6183 sayılı Kanunda ödeme
emrine karşı açılacak davalar, 15 günlük süreye tabi tutulmuştur.
Yine 6183 sayılı Kanunda, haklarında ihtiyati haciz
uygulanan kişilerin ihtiyati hacze karşı
dava açma süresi 15 gün, haklarında ihtiyati tahakkuk uygulanan kişilerin ihtiyati tahakkuka karşı dava açma süresi
ise 15 gündür.
Aleyhlerine tarhiyat yapılanların uzlaşma yoluna gitmeleri
ve uzlaşmanın vaki olmaması halinde, uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın
kendilerine tebliğinden itibaren dava açabilirler. Burada dava açma süresi,
uzlaşmaya konu olan ihbarnamenin tebliğinden itibaren uzlaşmaya müracaat için
harcanan gün sayısının düşülmesi suretiyle hesaplanır. Ancak bu sürenin 15
günden az kalması halinde, uzlaşmanın
vaki olmaması üzerine açılacak davalarda dava açma süresi olarak 15 gün esas
alınır (VUK. ek madde 7).
Dava açma süresi
içerisinde dava
açmak yerine –koşulları varsa- düzeltme
talep eden mükelleflerin, düzeltme
taleplerinin açıkça veya 30 günlük sürede cevap verilmemek suretiyle zımnen
reddedilmesi halinde dava açma süresi,
30 günlük dava açma süresinden düzeltme talep etmek için harcanan gün sayısının
düşülmesi suretiyle hesaplanır.
Dava açma süresi içerisinde dava açmak yerine, dava açma
süresi de geçtikten sonra –koşulları
varsa- düzeltme talep eden mükelleflerin, düzeltme taleplerinin açıkça veya 30
günlük sürede cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmesi halinde, red
işlemine karşı şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat etmeleri ve taleplerinin Maliye Bakanlığınca da açıkça
veya 30 günlük sürede cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmesi halinde
dava hakkı doğar. Düzeltme talebinin
reddi dolayısıyla açılacak bu gibi davalarda ise dava açma süresi 30 gündür.
Vergi hukuku ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararı veya Genel
Tebliğ gibi genel düzenleyici işlemlere karşı doğrudan açılacak davalarda
görevli mahkeme, Danıştay’dır. (Danıştay Kanunu md. 24) Danıştay’da görülecek bu
tür soyut veya objektif iptal
davalarında dava açma süresi ise 60 gündür. (İYUK md. 6)
İstinaf ve temyiz süresi 30 gündür. Ancak emalk vergisi arsa
değerleri ile ilgili davalarda verilecek kararlarda temyiz süresi 15 gündür.
Mahkemelerin istisnaf veya temyiz başvurusunu süresinde
görmeyerek dosyaları kapatması kararlarına karşı başvuru süresi ise 7 gündür.
Bu sürelerin son gün, resmi tatil gününe denk gelirse süre,
tatili izleyen ilk iş gününün mesai saati bitimine kadar uzar. Bu sürelerin son günün idari tatil veya idari izin olarak adlandırılan günlere gelmesi
halinde ise, sürenin tatili izleyen ilk iş günü mesai saati bitimine kadar
uzayıp uzamayacağı net değildir. Her iki yönde de içtihatlar mevcuttur.
Bu sürelerin son günün adli
tatile rast gelmesi halinde, İdari Yargılama Usulü Kanunda belirlenmiş
olanlarında süre, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi
gün uzamış sayılır (İYUK md.8/3). Diğer kanunlarda yazılı süreler ise uzamaz.
Ancak aksi yönde içtihatlarda vardır. Adli tatil gibi mali tatil de dava açma sürelerini uzatmaktadır. İhbarnamenin tebliğ
tarihi itibariyle mali tatil birleşirse, 30 günlük dava açma süresi 99 güne kadar
çıkmaktadır.
Vergi ceza ihbarnamesi aleyhine dava
açma süresinde kamu denetçisine müracaatla ilgili olarak da özel süreler
vardır.
Öte yandan yargı çevresine dâhil
olduğu bölge idare mahkemelerinin bulunduğu il dışındaki vergi mahkemeleri ile
sadece bir vergi mahkemesi bulunan illerdeki mahkemelerde açılacak davalarda, bu
mahkemelerin tatil yapmaması sebebiyle adli tatilin süreyi uzatıp uzatmayacağını
kanundan anlamak mümkün değildir. Nöbetçi mahkemeler, adli tatilde de çalıştığı
için buralara yapılacak başvuru ve itirazlarda adli tatilin süreyi uzatıp
uzatmayacağı konusu da içtihat bazında tartışmalıdır.
Görüldüğü gibi basit bir süre konusunu
dahi mevzuatta ne kadar karmaşık hale getirmişiz. Bu süreler, hak düşürücü
sürelerdir. Kişilerin bu süreleri
kaçırması halinde hem dava hakları ortadan kalkmakta ve aleyhlerine yapılan
işlemler kesinleşmekte, hem de idare üzerinde yargı denetimi bu yüzden kurulamamış
olmaktadır.
Bütün bu süre farklılıkları ve
tartışmalı süre konuları, sanki idarenin yargı denetimi dışında kalmak amacıyla
oluşturduğu mükelleflere kurulmuş bir tuzak gibidir.
Yıllardır ben yazıyorum, diğer
meslekdaşlarım da yazıyor. Bu süreleri açık ve net düzenlemek ve bir standarda
bağlamak çok zor bir konu mudur? Hemen
her iki yılda bir yargı reformu yapmayı vaad eden Adalet Bakanlığının bu konuyu
acilen ele almasında hukuk devleti adına yarar
vardır.