VERGİ
YARGISINDA 2020’nin PARASAL DEĞERLERİ
Dr. A. Bumin Doğrusöz
Dünya gazetesi /2.1.2020
Genelde İdari yargıda, özelde vergi
yargısında sistem bazen tek dereceli, bazen iki, bazende üç dereceli olarak
çalışmaktadır. En altta idare ve vergi mahkemeleri, üzerinde ise istinaf
mahkemeleri yer almaktadır. Sistemin en üstünde ise temyiz mercii olarak
Danıştay bulunmaktadır. Sistemde idari yargı mercileri hep kurul olarak
örgütlenmiş olmakla birlikte, bu yargı manzumesinin en altında bulunan vergi
mahkemeleri küçük rakamlı davalara tek hâkimli olarak bakmaktadır.
İdari yargı manzumesi içerisinde gerek
tek hâkimle bakılacak davaların sınırı gerek mahkemeden istinafa, oradan da
temyize geçişte sınırlar, İdari Yargılama Usulü Kanununda dava konusu miktara
göre belirlenmiştir.
Öte yandan İdari Yargılama Usulü
Kanununun ek 1. maddesinde; “Bu Kanunda
öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere,
önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her
yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle
uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan kısımları
dikkate alınmaz” hükmü yer almıştır. Bu düzenlemeye göre 2019 değerlerini
yeniden hesaplamak gerekmektedir.
Söz konusu ek 1. maddeye göre 2020
yılında vergi mahkemelerinde tek hâkimle bakılacak davalarda sınır 53.000 TL
olacaktır (2019 yılında 44.000 TL idi). Dava konusunun bu tutarı aşması halinde
vergi mahkemeleri, davaya heyet halinde bakmak durumunda olacaklardır. Tek
hâkimle bakılacak davalarda verilen kararlardan 2020 yılında konusu 7.000 TL’yi
geçmeyenlerde verilen kararlar kesin olacaktır (2019 yılında 6.000.- TL idi).
Bir başka deyişle konusu 7.000 TL’yi geçmeyen davalarda verilen kararlara karşı
istinaf ve/veya temyiz yolu kapalıdır. Konusu 7.000 TL’yi geçen davalarda ise
vergi mahkemesi kararlarına karşı istinaf yolu açıktır.
İstinaf mahkemelerince 2020 yılında verilen
kararlardan, konusu 176.000 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin olanlar kesin
nitelik taşıyacak ve temyiz yolu kapalı olacaktır. Konusu 176.000 TL’yi geçen
davalarda ise istinaf mahkemelerince verilen kararlara karşı temyiz yoluna
başvurmak mümkün olacaktır (Bu sınır 2019 yılında 144.000 TL. idi).
Bu sınırlar önce, davaların açılış
tarihine göre yaşama geçmektedir. Yani davaların açılış tarihinde geçerli
tutarlara göre davaya tek hâkimin mi yoksa heyetin mi bakacağı
belirlenmektedir. Bu nedenle 2020 yılında açılmış davalarda 2020 yılına ilişkin
parasal sınırlar uygulanacaktır. Örneğin 20 Aralık günü tebliğ edilen, vergi ve
ceza toplamı 47.000 Lira olan bir vergi/ceza ihbarnamesine karşı 27 Aralık günü
dava açılırsa heyet halinde, 3 Ocak günü dava açılırsa tek hâkimli vergi
mahkemesi davaya bakacaktır.
Buna karşılık tek hâkim kararlarının kesin
olup olmadığına veya istinaf mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilip
gidilemeyeceği konularında ise karar tarihinde geçerli parasal sınırlar dikkate
alınmaktadır. Bildiğim kadarı ile uygulama bu şekildedir.
Bu uygulamaya göre, 2019 yılında açılmış bir
vergi davasında dava konusu 6.500 TL ise davaya tek hâkim bakacak, ancak karar
2020 yılında verilirse karar kesin olacak ve istinafa gidilemeyecektir. Oysa
karar 2019 yılında verilseydi istinaf yolu açık olacaktı. Yargının bazen idari
yargılama usulünün gerektirdiği usul kuralları dolayısıyla bazen de iş yükü
sebebiyle davanın açıldığı yılda karar verememesinin sorumlusu davanın
tarafları değildir. İstinafa veya temyize gitme konusundaki parasal sınırların
da dava açma tarihi itibariyle belirlenmesi gerekir. Zira bu durumda açılmış
bir davada, idarece açıklanan oranlarla kişilerin yargı yolları ve üst
mahkemeye başvuru hakları üzerinde değişiklik yapılmış olmaktadır. Öte yandan
yeniden değerleme oranının belirleniş formülüne göre yıllık enflasyonu temsil
etmediği de açıktır. Bu nedenle uygulamayı anayasa açısından yerinde görmek
kanaatimce mümkün değildir.
Bu sınırlar hesaplanırken, toplam dava
tutarlarına bakılması gerektiğini de hatırlatalım. Örneğin tarh işlemi aleyhine
açılmış davalarda dava konusu vergi ve cezanın toplamına, ödeme emrine karşı
açılan davalarda dava konusu vergi, ceza ve gecikme faizi toplamına bakmak
gerekmektedir.