Yanlis Mukteza Ve Vergi Asli

12.11.2009 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 3935 görüntülenme YAZDIR

Yanlis Mukteza Ve Vergi Asli
12 Kasim 2009, A.Bumin DOGRUSÖZ

Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesine göre mükellefler, Maliye Bakanligi’ndan veya Maliye Bakanligi’nin bu hususta yetkili kildigi makamlardan vergi durumlari ve vergi uygulamasi bakimindan müphem ve tereddütü mucip gördükleri hususlar hakkinda izahat isteyebilirler. 
Ayni maddenin 2. fikrasina göre yetkili makamlar da açiklama istenen konularda mükellefe yazili açiklama vermek zorundadirlar. Bu yazili açiklamalarin uygulamadaki adi “mukteza” veya “özelge”dir. Ayni konuda açiklama talebi birden fazla ise bu konuda “sirküler” adi verilen metinlerle ortak açiklama da verilebilir. 
Pek çok vergi hukuku kitabinda bu “yazili izahat isteme hakki” bir mükellef hakki olarak nitelendirilmekteyse de bu konunun galiba biraz tartisilmasi gerekir. Zira hak, hukukun himayesinde olmak, ihlal edildiginde yaptirima baglanmis olmak durumundadir. Aksi halde “hak”tan kolay kolay söz edilemez. Burada da bu hakkin hukuken korunan bir hak oldugunu söylemek güçtür. Çünkü idareyi “yazili izahati vermeye” zorlayan herhangi bir düzenleme mevzuatimizda yoktur. Idare mükellefin tereddüte düstügü konuda isterse yazili izahati verir, isterse vermez. 
Bu hakkin bir mükellef hakki olarak yasama geçirilebilmesi için bir yazimizda, söz konusu yasa maddesine bir “cevaplama süresi” konulmasini önermis ve sürenin hukuki anlam ve sonucu olarak da “süresinde izahat verilmeyen hallerde, mükellefin benimsedigi ve izahat talebinde önerdigi veya gösterdigi çözüm önerisinin idarece de benimsendiginin kabul edileceginin” yasada hükme baglanmasini (Italyan modeli) savunmustum. Yine ayni görüsteyim. 
Bugünkü hali ile mukteza baglayici midir? Mükellef için degildir, inceleme elemanlari için degildir, yargi için degildir. Peki kimi baglar? Sadece idareyi ve kendini mukteza ile bagli kabul eden meslek mensuplarini. 
Muktezanin bu durumu, Yüksek Planlama Kurulu tarafindan da görülmüstür ki Istanbul’un Finans Merkezi Olmasina Iliskin Eylem Plani’nda “etkinlestirilmis mukteza sistemine geçilmesi” yolunda öneri olusturulmustur. (2.10.2009 tarihli Resmi Gazete, 2009/31 sayili YPK Karari.) 
Mukteza, bir baska deyisle idare tarafindan verilen yazili izahat yanlis olabilir mi? Olabilir. Zaten uygulamada da vergi dairesi baskanliklarinin verdigi pek çok mukteza daha sonra Gelir Idaresi Baskanligi tarafindan düzeltilmekte ve verilmis muktezaya uygun davranan mükelleften bu defa düzeltilmis muktezaya uygun davranilmasi beklenilmektedir. Veya inceleme elemanlari muktezaya itibar etmemektedir.
Bu noktada muktezanin önemi, sadece “verilen yazili izahata uygun davranan mükellefe, bu izahatin yanlis olmasi halinde ceza kesilmemesinde” kendini göstermektedir. (Vergi Usul Kanunu md. 369)
Ancak muktezaya uygun davranan mükellefe ceza kesilememekle birlikte, oransal olarak çogu zaman cezadan çok daha agir gecikme faizi talep edilmektedir. Gecikme faizinin normal piyasa faiz haddini asan kisminin gecikme faizi olarak görülmesi, paranin kullanim karsiligi olarak nitelendirilmesi mümkün olamayacagina göre, gecikme faizinin bu kisminin da özünde ceza oldugunu kabul etmek gerekmektedir. Bu nedenle doktrinde bu gibi hallerde cezanin yani sira gecikme faizinin de alinmamasi veya idarenin de mükellefin yanilmasinda kusuru oldugu görüsü ile yari oranda alinmasi savunulmaktadir. 
Aslinda bu tartismaya vergi aslinin da katilmasi gerekmektedir. Acaba, her durumda, verilmis muktezaya uygun davranan mükelleften, düzeltilmis muktezaya göre veya inceleme elemanlarinca muktezanin kabul görmedigi hallerde vergi aslinin istenmesi, adil midir, hakkaniyete uygun mudur? 
Özellikle karsi tarafa yansitilan (sözlesme ile diger tarafa aktarilan veya aktarilmasi gereken) vergilerde, verilmis mukteza uyarinca hesaplanmayarak yansitilmamis verginin, muktezaya uygun davranan mükelleften aranilmasinin gerekip gerekmedigi tartismaya deger bir konudur. 
Özellikle KDV’de teslim veya hizmetin vergiden istisna oldugu yolunda verilmis muktezaya uygun olarak satislarinda KDV hesaplamayan bir mükelleften, daha sonra düzeltilmis mukteza ile KDV hesaplayarak beyan etmesinin istenmesi halinde, mükellef zarara sokulmus olmaktadir. Çünkü baslangiçta bedel olarak gösterilmeyen, özel hukuk açisindan fiyatin sadece bir unsuru olan KDV’nin daha sonra sözlesmenin karsi tarafina yansitilmasi veya rücu davasina konu edilmesi -Yargitay anlayisinda- mümkün degildir. (Bu konuyu daha önce de yazmistim). Iste bu gibi durumlarda mükelleften vergi aslinin istenilmesi, yanlis mukteza veren idarenin bu konudaki hizmet kusurunun mükellefe adeta bir ceza gibi yansitilmasi sonucunu dogurmaktadir. Mükellef, mukteza istemeseydi veya mukteza dogru olsaydi, kendisinin katlanmayacagi, müsterisinden tahsil ederek Hazine’ye ödeyecegi bir vergiyi ödemek, “mukteza talep etmis olmanin bedeli gibi” ödemek durumunda kalmaktadir. 
Nitekim hurda plastikten imal edilen plastik granül teslimlerinin de hurda teslimi olarak kabul edilmesi gerektigi ve dolayisiyla bu teslimlerde KDV hesaplanmasi gerekmedigi seklindeki mukteza uyarinca satislarini KDV’siz yapan bir mükellefe daha sonra gönderilen bir baska mukteza ile bu teslimler üzerinden KDV hesaplayarak beyan etmesi istenilmistir. Düzeltilmis muktezaya uymayan mükellef aleyhine de vergi tarhiyati yapilmistir. Burada ilk muktezaya uygun davranan mükellef, bu KDV’leri yansitma olanagi kalmadigindan vergi ve faizi kendi cebinden ödemekle cezalandirilmis durumda kalmistir. 
Düzeltilmis muktezaya uymayan mükellef aleyhine yapilan cezasiz vergi asli tarhiyati aleyhine açilan davada yerel mahkeme vergi tarhiyatini, “idare görüsü dogrultusunda hareket eden sirketin bu asamadan sonra emtiayi satin alan kisilere KDV’yi yansitmasinin mümkün olamayacagi, davacidan tahsili halinde de malvarliginda haksiz yere eksilmeye neden olunacagi” gerekçesi ile kaldirmistir. Ancak bizce hakkaniyetle bagdasan bu karar, Danistay 9. Dairesi’nin E.2007/2911 K.2009/33 sayi ve 20.1.2009 günlü karari ile ve “bu gerekçenin kabulü halinde KDV uygulamasinin saticinin keyfine birakilmis olacagi ve bu KDV’nin artik hiçbir zaman alinamayacagi” gerekçesi ile bozulmustur. (Danistay’in web sayfasinda kamuya açiklanmamis bu karar Yaklasim dergisinin Temmuz 2009 sayisinda yayimlanmistir. Olayin ve gerekçelerin ayrintilarina bakmak isteyenler bu kaynaktan yararlanabilir.) Hangi karar dogrudur? Tartismalidir. 
Görüldügü gibi mukteza müessesesinin artik yeniden düzenlenmesinin zamani gelmistir. Vergiden kimsenin caninin yanmamasi için ihdas edilen bu müessese, giderek can yakar hale dönüsmektedir.

12.11.2009 | Referans Gazetesi