Vergi affinin vergi suçlarina etkisi
Dünya
Gazetesi / 18.08.2016
Vergi Usul
Kanunu’nun 359. maddesinde, vergi hukukunu ilgilendiren bazi filler idari para
cezasinin yani sira hürriyeti baglayici ceza ile de yaptirimlanmistir. Bu
filler, söz konusu maddede su sekilde belirlenmistir.
a) Vergi
kanunlarina göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti
bulunan; defter ve kayitlarda hesap ve muhasebe hileleri yapmak, gerçek olmayan
veya kayda konu islemlerle ilgisi bulunmayan kisiler adina hesap açmak veya
defterlere kaydi gereken hesap ve islemleri vergi matrahinin azalmasi sonucunu
doguracak sekilde tamamen veya kismen baska defter, belge veya diger kayit
ortamlarina kaydetmek.
b) Defter,
kayit ve belgeleri tahrif etmek veya gizlemek, inceleme sirasinda vergi
incelemesine yetkili kimselere defter ve belgeleri ibraz etmemek veya
muhteviyati itibariyle yaniltici belge düzenlemek veya bu belgeleri
kullanmak.
c) Vergi
kanunlari uyarinca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti
bulunan defter, kayit ve belgeleri yok etmek veya defter sahifelerini yok
ederek yerine baska yapraklar koymak veya hiç yaprak koymamak veya belgelerin
asil veya suretlerini tamamen veya kismen sahte olarak düzenlemek veya bu
belgeleri kullanmak.
d) Bu Kanun
hükümlerine göre ancak Maliye Bakanligi ile anlasmasi bulunan kisilerin
basabilecegi belgeleri, Bakanlik ile anlasmasi olmadigi halde basmak veya
bilerek kullanmak.
Yukarida (a)
ve (b)’de aktardigimiz filler için kanun on sekiz aydan üç yila kadar hapis
cezasi, (c)’de aktardigimiz filler için kanun üç yildan bes yila kadar hapis
cezasi, (d)’de aktardigimiz filler için ise kanun iki yildan bes yila kadar
hapis cezasi öngörmüstür.
Kamuoyunda
“vergi barisi kanunu” seklinde adlandirilan “Bazi Kamu Alacaklarinin Yeniden
Yapilandirilmasina Iliskin Kanun” ile vergi borçlularina ve idari para cezasini
gerektiren filleri islemis olanlara çesitli af ve kolayliklar saglamis, ayrica
matrah artirimi müessesesini yeniden ihdas ederek mükelleflere bir anlamda
geçmisin incelenemezligini satin alma hakkini tanimistir.
Bu noktada
ortaya, bu kolaylik ve aflarin vergi suçlarini da etkileyip etkilemeyecegi
konusu ile matrah artirimindan yararlanmanin islenmis ancak henüz idare
tarafindan tespit edilememis vergi suçlari karsisinda da bir koruma saglayip
saglamayacagi sorunu veya tereddüdü ortaya çikmistir.
Bastan
söyleyelim; vergi suçunun altinda yatan ve vergi ziyaina sebebiyet veren
borcun, ister kesinlesmis borçlar ister ihtilafli borçlar kapsaminda
yapilandirilmis ve ödenmekte olmasinin veya ödenmis bulunmasinin, suç,
yargilama ve ceza üzerinde dogrudan etkisi yoktur. Bu nedenle vergi
barisi kanunundan yararlanilsa dahi, daha önce bu suçlar dolayisiyla açilmis
ceza davalari aynen devam edecektir. Kesinlesmis veya ertelenmis mahkûmiyetler
varsa, bunlar da varliklarini sürdürecektir.
Ancak vergi
borcunun (asil ve idari para cezasinin) ödenmis olmasinin veya vergi barisi
kapsaminda yapilandirilmis olmasinin, hâkim tarafindan verilecek cezanin
akibetinin belirlenmesinde, dolayli olarak önemi olacaktir. Bu dolayli önem,
Ceza Hukukundan kaynaklanmaktadir.
Ceza
Kanunumuza göre iki yil veya daha az hapis cezasina mahkûm edilen kisinin
cezasinin ertelenmesi kamunun zararinin giderilmesi kosuluna baglanabilmektedir
(md. 51). Nitekim uygulamada da gözlemimiz, mahkemelerin bu konuda karar vermeden
önce vergi idaresinden kamu borcunun ödenip ödenmedigini veya belli vadeye
baglanip baglanmadigini sorguladigi yönündedir.
Öte yandan
Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre (md. 231) iki yil veya daha az hapis cezasina
mahkûm edilmesi öngörülen (suç isledigi kabul edilen) kisi hakkindaki hükmün
açiklanmasinin mahkemece ertelenmesi yoluna gidilebilmesi, kamunun ugradigi
zararin giderilmesi kosuluna baglidir.
Görüldügü
gibi, kamu borcunun yapilandirilmis ve taksitler halinde ödeniyor olmasi, söz
konusu suç faillerinin / saniklarinin lehe hükümlerden yararlanmasi açisindan
önem tasimaktadir.
Matrah
artiriminda bulunmak ise, söz konusu suçlari islemis ve bu güne kadar bu
filleri saptanamamis kisiler için, “kural olarak” koruyucu bir kalkan
olusturacaktir. Örnegin, kurumlar vergisi ve katma deger vergisi beyanlari için
matrah artiriminda bulunan bir sirketin hesaplari, yaniltici belge kullanmis
oldugu gerekçesi ile incelemeye alinamayacaktir. Bir vesile ile defter ve
belgeleri incelense (örnegin iade talebi veya karsit inceleme için incelense)
ve defterde yaniltici belge kaydina rastlansa dahi, bu sebeple sirket aleyhine
cezali tarhiyat yapilamayacagi gibi hakkinda vergi suçu raporu da
düzenlenemeyecektir.
Ancak
yukaridaki paragrafta “kural olarak” ibaresine yer vermemizden de anlasilacagi
gibi, matrah artirimi müessesesi, Vergi Usul Kanununun 359. maddesinde sayilan
bütün suçlar için koruyucu kalkan vazifesi görmemektedir. Gelir / kurumlar
vergileri, stopaj vergileri ve katma deger vergisi için matrah artiriminda bulunulmus
olunsa dahi bu matrah artirimi, saptanacak “defter, kayit ve belgeleri yok
etmek” veya “defter sahifelerini yok ederek yerine baska yapraklar koymak veya
hiç yaprak koymamak” veya “belgelerin asil veya suretlerini tamamen veya kismen
sahte olarak düzenlemek” filleri için geçerlilik tasimayacaktir. Örnegin sahte
belge düzenledigi saptanan bir mükellef için söz konusu vergilerden matrah
artiriminda bulunmus olsa dahi, hakkinda yine cezali tarhiyat yapilabilecek ve
vergi suçu raporu yazilabilecektir.
Söz konusu
fiilleri isledigi saptanan ancak söz konusu vergilerden matrah artirimi yapmis
kisilerin defterinde, baskaca vergi kaybina yol açan bir fiile de rastlanirsa
(örnegin amortismani yanlis hesapladigi veya dövizli alacaklarda kur farki
gelirini hesaplayip yazmadigi saptanirsa), bu filleri için de cezali tarhiyat
yapilabilecektir. Çünkü Kanun, söz konusu fiilleri isleyenlerin saydigimiz
vergiler için matrah artirimi müessesesinden yararlanamayacaklarini ifade
etmektedir. Bu durumda, söz konusu filleri isledigi saptananlarin matrah
artirimlari iptal edilerek tahsil edilmis vergilerin de iadesi veya tarh
edilecek vergi / cezadan mahsubu gerekecektir.