ARSA
DEGERLERI VE HUKUKI YOL
Dr.
A. Bumin DOGRUSÖZ
Dünya
Gazetesi / 25.7.2017
Gelen bilgilerden anladigim kadari ile Istanbul’da önceki
degerleri dört kat, yedi kat hatta sekiz kata kadar artan yerler var. Oysa bu
yerlerin çogunda dört yil öncesine nazaran degeri etkileyen bir kamu yatirimi
olmadigi gibi her hangi bir faktör de yok. Enflasyondaki artisi dikkate
alsaniz, her yil % 10 deseniz toplam % 40. Takdir komisyonu karalarinin pek
çogunda bu artisi izah edecek bir gerekçe olmadigi gibi degerlerin hangi
degerleme ölçüleri ile ve hangi yöntemlerle belirlendigine iliskin bir bilgi de
yer almamakta.
Takdir komisyonlarinca belirlenen degerler, sadece emlâk
vergisini etkilemeyecektir. Bu degerler ayni zamanda alim satim sirasinda
ödenecek harçtan tutun, vefat halinde ödenecek veraset vergisine, satim
esnasinda kosullarin olusmasi durumunda dogacak gelir vergisine kadar pek vergi
matrahini da etkileyecektir.
Takdir komisyonlarinda öngörülen fahis artislara karsi
tek hukuki yol dava açmaktir. Bu degerlerin gözden geçirilmesi veya düsürülmesi
için belediyelere veya takdir komisyonlarina basvuru, mükelleflere her hangi
bir hukuki hak saglamayacagi gibi, dava açma süresinin de kaçirilmasina
sebebiyet verecektir. Bazi belediyelerin mükelleflere “dilekçe verin
inceleyelim” seklindeki yaklasimlarinin, her hangi bir hukuki degeri yoktur.
Bu konuda, bu günlerde binlerce dosya vergi mahkemelerine
yigilmaktadir. Her ne kadar mahkemeler, ayni sokak veya mahalle yahut bölge
için açilmis davalari birlestirme yoluna gideceklerse de, yine de mahkemelerde asiri
bir yük olusacaktir. Mahkemelerin yükü
kadar mükelleflere yüklenen hak arama zorunlulugu da, zaten biraz çagdisi
kalmis bu verginin ve matrah belirleme yöntemlerinin gözden geçirilmesini
zorunlu kilmaktadir.
Belediyelerin
gelir temin etmedeki asiriya varan davranislari, Anayasanin 73. maddesinde
mahalli idarelere tahsil disinda her hangi bir vergilendirme alanina iliskin
yetkinin taninmamasinin hakliligini göstermektedir.
Burada
açilacak davanin süresi, takdir komisyonlarinca belirlenen degerlerin muhtarlik
veya belediye tarafindan ilan tarihinden itibaren baslamakta. Takdir komisyonu
kararlarinin belediye ve muhtarliklara teslim ve ilani için son gün Kanuna göre
30 Hazirandir ve genellikle muhtarliklar söz konusu degerleri bu tarihten
itibaren ilana çikarmislardir. Dolayisiyla süre genelde – daha önce yapilan
ilanlar disinda- 30 Haziranda çalismaya baslamistir. Dava açma süresi, Idari
Yargilama Usulü Kanununa göre 30 gündür.
Burada dava açma süresinin Idari Yargilama Usulü Kanununun 7. maddesine
tabi olarak 30 gün oldugu Danistay tarafindan da kabul edilmektedir (Danistay Vergi Dava Daireleri Kurulu E. 2015/1033 K. 2016/165
T. 10.2.2016).
Bu arada dava açma sürelerini
etkileyen bir diger konu da, adli tatildir. Adi tatilin sürelere etkisini 20
Temmuzda yayimlanan yazimda degerlendirmistim. Kisaca, dava açma süresinin son
gününün adli tatil içerisine denk gelmesi halinde dava açma süresi adli tatilin
bitimini izleyen 7. günün mesai saati bitimine kadar uzamaktadir. Böylece
mükelleflerin süresi süre 7 Eylüle kadar, uzamaktadir (Idari Yargilama Usulü
Kanunu md. 61 ve 8/3).
Bu konuda tarafima gelen
sorulardan biri de tek meskeni olup da baska geliri olmayan ve bu sebeple emlâk
vergisi ödemeyenlerin de dava açip açamayacaklari konusundadir. Bence bu
statüde olanlar da dava açabilirler. Çünkü arsa/arazi degerleri emlâk vergisi
disinda harç ve vergi türünden pek çok mükellefiyeti etkilemektedir. Emlâk
vergisi ödemeyen bir kisinin de ileride ödeme ihtimali olan bu mükellefiyetler
açisindan dava açmakta, Idari Yargilama Usulü Kanununun 2. maddesinde iptal
davasi açma konusunda aranan menfaat kosulu anlaminda menfaatleri söz konusu
olmaktadir.
NOT : Yazimda degindigim önceki yazilarima,
gazetemizin web sayfasindan veya www.bumindogrusoz.com adresinden
ulasabilirsiniz.