Vergi borçlarinin
yapilandirilmasina iliskin sorular
Dr. Bumin
DOGRUSÖZ
Dünya Gazetesi / 8.8.2016
6736 sayili
Bazi Alacaklarin Yeniden Yapilandirilmasina Iliskin Kanun ile hem kesinlesmis
hem de ihtilafli kamu alacaklarinin ödenmesinde çok büyük kolayliklar
getirilmistir. Müracaat sayisi da, idareden ögrendigim kadar ile hem de ilk
günler için beklenenden fazladir. Umarim kanunun uygulama sonuçlari, hem
mükellefler hem hazine açisindan beklenen yararlari saglar. Bu arada kanunun
uygulanmasi ile pek çok soru gelmektedir. Bu nedenle bende bu yazimi, bir çok
kisiyi ilgilendirebilecek konulari seçerek, gelen bu sorulari yanitlamaya
ayirdim.
Gelen
sorulardan bir bölümü, borçlu mükellefin disinda olup, borçtan sorumlu
olanlarin da kanundan yararlanip yararlanamayacaklarina iliskindir. Bunlarin
içerisinde müteselsilen sorumlu durumunda bulunan (hakkinda sorumluluk raporu
yazilmis) 3568 sayili kanuna göre faaliyette bulunan meslek mensuplari ile
limitet sirket ortaklari önemli bir yer tutmaktadir. Tüzel kisiler ya da tüzel
kisiligi haiz olmayan tesekküller için kanun hükümlerinden yararlanma
basvurularinin kural olarak bunlarin kanuni temsilcileri tarafindan, tasfiye
halindekilerde tasfiye memurlari tarafindan, iflas durumunda iflas idaresi
tarafindan yapilmasi gerekmektedir.
Kanunun
kesinlesmis alacaklara iliskin yeniden yapilandirma düzenlemesinden, Vergi Usul
Kanunu ile 6183 sayili Kanun’da yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle
mükellefin yani sira sorumlu tutulan mirasçilar, kefiller, sirket ortaklari ve
kanuni temsilciler gibi kamu borçlusu sayilan kisilerin de sorumlu olduklari
tutar için kanundan yararlanmak üzere basvuruda bulunmalari mümkündür. Ayni
sekilde 3568 sayili Kanun’a göre faaliyette bulunan ve mükellefle birlikte
borcun ödenmesinden müteselsilen sorumlulugu meslek mensuplarinin da
kesinlesmis borçlarla ilgili olarak Kanundan yararlanmalari mümkündür. Asil
kamu borçlusu ile birlikte borcun ödenmesinden birden fazla kisinin sorumlu
olmasi hâlinde bu kisilerce kanun hükümlerinden farkli taksit seçenekleri
seçilmek suretiyle yararlanilmasi dahi mümkün bulunmaktadir. Ancak ayni sonuç,
ihtilafli kamu alacaklari için geçerli degildir. Ihtilafli kamu alacaklarinda,
bu kisiler ihtilafin tarafi olmadiklarindan ve davadan feragat kosulunun bu kisilerce
yerine getirilmesi mümkün bulunmadigindan, söz konusu kisilerin ihtilafli
borçlarda borç için yapilandirma müracaati yapmalari mümkün degildir.
Yapilandirma müracaati ile ilgili olarak tarafima gelen bir soruda, haklarinda
iflas ertelemesi karari bulunan bir sirkette müracaatin kim tarafindan
yapilmasi gerektigi konusundadir. Bu soruyu yanit verebilmek için iflas
ertelemesi kararina bakmak gerekmektedir. Eger iflas erteleme karari veren
mahkeme sirkete bütün yönetim yetkisini kullanmak üzere bir kayyum atadi ise
yapilandirma basvurusunun mahkemece atanan kisi tarafindan, aksi halde sirketi
temsile yetkili kisiler tarafindan yapilmasi gerekmektedir.
Tarafima
gelen bir diger grup soru ise ihtilafli borçlarda, bütün borçlar için
yapilandirma talebinde bulunmanin zorunlu olup olmadigi konusundadir. Böyle bir
zorunluluk söz konusu degildir. Örnegin aleyhine hem cezali kurumlar vergisi
tarhiyati hem de cezali KDV tarhiyati yapilmis bir mükellef, sadece cezali
kurumlar vergisi tarhiyati için yapilandirma talep edebilir. Hatta ayni vergi
için birkaç döneme cezali tarhiyatlar yapilmis ve her biri ayri dava konusu
edilmis bir durumda, sadece bir veya iki dönem için yapilandirma talep edilip,
diger dönemler için davaya devam edilmesi de mümkündür. Ancak, tarhiyati
parçalayarak yapilandirma talebi mümkün degildir. Örnegin bir mükellefin ayni
yillik döneminde hem amortisman hesaplari hem de kur farki hesaplamalari
elestirilmis ve bunun neticesinde cezali kurumlar vergisi tarhiyati yapilmis
ise bu tarhiyata iliskin ihtilafta sadece amortisman hesaplarina veya sadece
kur farki hesaplamalarina iliskin olarak yapilandirma talebi mümkün degildir.
Ihtilafli
borçlarin yapilandirilmasi ile ilgili bir baska soru ise yürütmeyi durdurma
kararlari ile ilgilidir. Örnegin bir mükellefin davasinin reddedildigi, ancak
kanunun yayimindan önce bu Kararla ilgili olarak Danistay tarafindan yürütmeyi
durdurma karari verildigi bir durumda yapilandirma talep edilirse vergi aslinin
ne kadarinin ödenecegi sorulmaktadir. 6736 sayili Kanun, ihtilafli borçlarin
yapilandirilmasinda, hep kanunun yayim tarihi olan 19.8.2016’dan önce teblig
edilmis son karari esas almistir. Buradaki son karardan kasit, ihtilafin
çözümüne iliskin olarak ilk derece mahkemesi veya temyiz mercii tarafindan
verilen ve huzurundaki dosyayi kendisi için sonlandirmak, dosyadan el çekmek
üzere verilmis karardir. Yürütmeyi durdurma kararlari ise “ara karar”
niteligindedir. Dolayisiyla 6736 sayili Kanun uygulamasi açisindan bir önem arz
etmemektedir. Bu nedenle örnegimizdeki mükellef söz konusu ihtilafli borcunu
yapilandirmak isterse, yapilandirilacak (taksitlendirilecek) olan vergi asli
borcu, borcun tamami olacaktir.
Gelen
sorularin büyük bölümü de özel usulsüzlük cezalari ile ilgilidir. Bu sorulari
ise bir sonraki yazimda “asla bagli olmayan cezalarin yapilandirilmasi” basligi
altinda toplu halde ele alacagim.
Bu arada tüm
okurlara, beyanname, borç ve vergileri düsünmeksizin, saglik, nes’e ve
mutlulukla geçirecekleri bir bayram diliyorum.