UYUMLU MÜKELLEFLERDE
VERGİ İNDİRİMİ ÖZELGELERİ VE TORBA KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
Dr. A. Bumin Doğrusöz
Dünya Gazetesi 28.11.20109
6824 sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun 4. maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun yeniden
canlandırılan mülga mükerrer 121. maddesinde yer alan vergiye uyumlu mükelleflere
vergi indirimi uygulamasına ilişkin usul ve esaslara ilişkin Hazine ve Maliye
Bakanlığı görüşü, 301 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile açıklanmıştır.
Ancak uygulama karşımıza pek çok
özel durumu da çıkartabilmektedir. Bu gibi durumlarda ise idari anlayış ve
yorum ancak özelgeler aracılığı ile belirlenebilmektedir. Nitekim özelgeler pek
çok olayda mükelleflerin yorumunu kolaylaştırmakta veya onlara yol gösterici
olmaktadır.
Vergiye uyumlu mükelleflere vergi
indirimi uygulamasına ilişkin özelgeleri, Haziran ayında liste olarak
yayınlamıştım. Önce bu listeyi, müessesenin daha iyi anlaşılabilmesi için güncelleyerek
tekrar aktarıyorum. Sonra da değişikliklere değineceğim.
> İlgili vergi mevzuatı uyarınca tecil edilerek belirlenen
şartların gerçekleşmesi halinde terkin edilecek vergilerin, söz konusu
şartların sağlanamaması durumunda, kanunlarında öngörülen tecil süresinin
bitiminden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesi halinde, tahakkuk eden
vergilerin kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması şartı ihlal edilmiş
sayılmayacaktır.
> Adi ortaklığın borçlarından ortakların müteselsilen
sorumlu olmaları nedeniyle; adî ortaklığın ilgili yıllarda kanuni süresinde
verilen beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergileri süresinde ödememesi
durumunda, ortaklarının vergiye uyumlu mükelleflere sağlanan vergi indiriminden
yararlanması mümkün bulunmamaktadır.
> Özel Kanunlar ile yapılan matrah artırımı kapsamındaki
ödemelerin kanuni süresinden sonra yapılması bu beyannameler üzerine tahakkuk
eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması şartının
ihlali sayılmaz.
> Vergi
inceleme raporuna istinaden
tarh edilen vergilerin ve kesilen cezaların 6736 sayılı Kanundan faydalanılarak
(yapılandırılarak) ödenmiş olması halinde vergiye uyumlu mükelleflere sağlanan
%5'lik vergi indiriminden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
> 2013 hesap dönemine ilişkin olarak 2016 yılında
düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden tarh edilen vergilerin ve kesilen
cezaların, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesi kapsamında
kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya
da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmaksızın, 6736 sayılı
Kanundan faydalanılarak ödenmiş olması nedeniyle, ilgili dönemlerde vergiye
uyumlu mükelleflere sağlanan %5'lik vergi indiriminden yararlanma mümkün değildir.
> Öngörülen şartları taşımadığının sonradan tespiti
hâlinde ilgili vergilendirme döneminde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen
vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilir.
> Şartları taşımayan indirim uygulaması dolayısıyla
ödenmeyen vergiler açısından zamanaşımı, yapılan tarhiyatın kesinleştiği tarihi
takip eden takvim yılının başından itibaren başlar.
> Kanunî süresinde sorumlu sıfatıyla verilmesi gereken 2 no’lu KDV
beyannamesinin kanuni süresinden sonra verilmesi de Gelir Vergisi Kanununun
Mükerrer 121 inci maddesinde yer alan %5'lik vergi indirimden yararlanma
olanağını ortadan kaldırır.
> Kanuni süresi içerisinde verilen bir beyannameye ilişkin
olarak, kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen
beyannameler vergi indiriminden yararlanılmasına engel teşkil etmez. Ancak,
indirimden yararlanılabilmesi için bu beyannameler üzerine tahakkuk eden
vergilerin de kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması gerekmektedir. Kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla verilmiş muhtasar beyannamede tahakkuk eden
vergilerin kanuni süresinden sonra ödenmesi halinde, Gelir Vergisi Kanununun
mükerrer 121 inci maddesinde yer alan indirimden yararlanmak mümkün değildir.
> Uluslararası trafikte gemi işletmeciliği faaliyeti ile
uğraşan ve Türkiye'de dar mükellef olarak vergilendirilen Şirketin, Türkiye’de
A.Ş. şeklinde bir acentesinin bulunması ve Şirketin tüm vergi ve yasal
yükümlülüklerini yerine getirmesi, Şirket adına tespit edilen tüm eksik
yükümlülüklere ilişkin ceza ve ihbarnamelerin ise Türkiye’deki acente A.Ş.
adına düzenlenmiş olması, Şirketin herhangi bir vergi borcunun bulunmaması
durumunda; Şirketin tüm vergi ve yasal yükümlülükleri ile Şirket adına tespit
edilen tüm eksik yükümlülüklere ilişkin ceza ve ihbarnamelerde acente
durumundaki A.Ş.’nin muhatap olarak
alınması Kurumlar Vergisi Kanununun 28 inci maddesi hükmü gereği bu işlemlerin
tamamı Şirket hesabına yapıldığından ve verginin mükellefi de Şirket olduğundan,
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesinde yer alan şartların
sağlanamaması halinde Şirketin söz konusu vergi indiriminden yararlanması
mümkün bulunmamaktadır.
> Mevcut bir kurumun başka bir kurumu devralması suretiyle
gerçekleşen birleşmelerde devralan kurumun Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121
inci maddesinde yer alan indirim hükmünden faydalanabilmesi için devralan ve
devrolunan kurumların her ikisinin de maddede yer alan şartlan sağlaması
gerekmektedir. Buna göre, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesinde
yer alan "İndirimin
hesaplanacağa beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait
vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması" şartı, birleşme neticesinde devir alınan
ve devralan A.Ş. açısından sağlanamadığından kurumlar vergisi beyannamesinde
söz konusu vergi indiriminden faydalanmak mümkün bulunmamaktadır.
> Bir limitet şirketin anonim
şirkete dönüşmesi durumunda limited
şirkete ait kıst dönem beyannamesi de dahil olmak üzere dönüşüm öncesi limitet
şirketin son iki yıla ilişkin tüm vergi beyannamelerinin kanuni süresi
içerisinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de
kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması, ayrıca 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun Mükerrer 121 inci maddesinde yer alan diğer şartların da bulunması
halinde kurumlar vergisi beyannamesinde %5 vergi indirimi uygulamasından
yararlanmak mümkün bulunmaktadır.
>Avukatlık
ortaklığı ortağının %5 vergi indirimi hakkından yararlandığı, bu
şekli ile beyannameden doğan bir alacağın doğduğu, bu alacağın Avukatlık
Ortaklığının vergi borçlarına mahsup edilip
edilmeyeceğine ilişkin bir soruya vergi idaresi, Kanunda bu konuda bir açık
düzenlemenin bulunmaması sebebiyle olumsuz görüş bildirmiştir.
7193
sayılı Kanunla bu müessesede yapılan değişiklikleri aşağıdaki şekilde
özetleyebilirim.
> “İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile
bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde
verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni
süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu
şartın ihlali sayılmaz.) olması” koşulu aynen korunmakla birlikte bu
beyannamelerden doğan borçların kanuni süresinde ödenmiş olması koşulu
kaldırılmıştır.
> Beyannamelerden doğan borçların kanuni süresinde ödenmiş
olması koşulu kaldırılmakla birlikte indirimden yararlanılacak dönem yıllık
beyannamesinin verildiği tarih itibariyle, bu beyannamelerden doğarak tahakkuk
etmiş vergilerin tamamının ödenmiş olması koşulu getirilmiştir.
Ancak aşağıdaki haller borç mevcut olsa bile “vergilerin
tamamının ödenmiş olması” koşulu ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
- Ödemenin,
ilgili mevzuatı gereği istenilen bilgi ve belgelerin tam ve eksiksiz olarak
ibraz edilmiş olması koşuluyla, vergi kanunları gereği doğan iade
alacaklarından mahsuben yapılmış olması ve indirimden yararlanıldıktan sonra
söz konusu iade alacağı tutarının mahsuben ödemesi talep edilen vergi borcu
tutarının altına düşmesi hâlinde, eksik ödenmiş duruma gelen vergilerin
mahsuben ödenmek istenilen tutarın %10’unu aşmaması kaydıyla, eksik ödenmiş
vergiler
- vergi
kanunları gereğince, tecil edilerek belirlenen şartların gerçekleşmesine bağlı
olarak terkin edilecek vergilerin, şartların sağlanamaması hâlinde kanunlarında
belirlenen tecil süresinin sonunu takip eden onbeşinci günün bitimine kadar
ödenmesi hali
- vergi aslı
(vergi cezaları ile fer’i alacaklar dâhil) 1.000 Türk lirasının altındaki vadesi
geçmiş borçlar”
> Madde kapsamına giren ve süresinde verilmesi gereken
beyannameler, yeni düzenlemeyle açıklamaya kavuşturulmuştur. Yeni düzenlemeye
göre bu maddede geçen vergi beyannameleri ibaresi, “yıllık gelir vergisi ve
kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, muhtasar
ve prim hizmet beyannameleri ile Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi
dairelerine verilmesi gereken katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi
beyannamelerini” ifade edecektir.
Bu değişikliğin gerekçesi, “bu indirim açısından dikkate
alınacak beyannamelerin sınırlanması” olarak açıklanmışsa da, getirilen
düzenlemenin ne sınır getirdiğini veya mevcut düzenlemeye göre hangi
beyannameleri dışarıda bıraktığını, düzenlemeden anlamak mümkün değildir.
Uyumlu mükelleflere vergi indirimini düzenleyen maddede
yapılan değişiklikler, 1.1.2020 tarihinden sonra verilecek yıllık gelir ve
kurumlar vergisi beyannameleri için de uygulanacaktır.