BİR MÜKELLEF HAKKI YOK EDİLİYOR
Dr.
A. Bumin Doğrusöz
Dünya
Gazetesi / 5.10.2021
Geçtiğimiz günlerde
(1.10.2021) Meclise, “Vergi Usul Kanunu ile Bazı kanunlarda değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adı altında bir kanun teklifi sunuldu. Teklif
ile Vergi Usul Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, KDV Kanunu, ÖTV Kanunu ve Kurumlar
Vergisi Kanununda çeşitli değişiklikler yapılması öngörülüyor.
Getirilmek istenilen
düzenlemeler içerisinde olumlu karşılanabilecek olanlar kadar olumsuz
yaklaşılması gereken konular da var. Olumluları yazmaya gerek yok. Öncelikle
olumsuz olanlar üzerinde durmak gerekir ki, yasama süreci içerisinde
değerlendirilebilsin. Olumsuz karşılanması gereken düzenleme tekliflerinden
birisi, vergi incelemesinin yeri konusundaki mükelleflerin kazanılmış hakkını yok
eden teklif maddesi (Teklif md. 17).
Vergi Usul Kanununun “İncelemenin Yapılacağı Yer” başlıklı
139. maddesinde vergi incelemelerinin kural olarak incelemeye tabi olanın iş
yerinde yapılması gerektiğini, işyerinin uygun olmaması, ölüm, işin terki gibi
zorunlu hallerde incelemenin “dairede”
yapılabileceği hükme bağlanmıştır.
Bu konuda yasa koyucunun
7.6.1949 tarihinde 5432 sayılı Vergi Usul Kanununda (md. 129) benimsediği ve
1961 yılında kabul ettiği Vergi Usul Kanununa da aynen aktardığı ve 72 yıldır
uygulanan “incelemenin kural olarak iş
yerinde yapılması gerektiği” kuralının amaç ve işlevine bakmak
gerekmektedir.
Vergi incelemesinin
araştırıcı, önleyici ve düzeltici işlevleri olması nedeniyle inceleme
elamanının özellikle araştırma safhasında sadece defter, kayıt ve belgelerle
bağlı kalmadan “vergiyi doğuran olayların” meydana geldiği iş yerlerinde
inceleme yapılması, inceleme elamanının mükellefin iş yerini gezip görmesi,
yapılan işin nev’i ve niteliğini gözlemlemesi, belirli durumlarda muhasebe biriminden
hızla bilgi alması, çalışma sistemini, kapasitesini, teknolojisini,
gözlemleyerek “gerçeğe” ulaşması amacını gütmektedir(1). Zaten bu yüzden
Kanunun 257. maddesinde mükelleflere çalışma yeri göstermek ve orada rahat
çalışmasını sağlamak, her türlü açıklamayı yapmak, işletmenin her tarafını
gezdirmek ve göstermek, envanter yapılması halinde her türlü personel, araç,
gereç ile yardım ve kolaylık göstermek yükümlülüğü yüklenmiştir. Ayrıca, işyerinde
inceleme, incelemenin objektif ve kapsamlı biçimde yapılmasına yol açacağı
gibi, idarenin etkin çalıştığını göstermek suretiyle diğer mükellefler nezdinde
de caydırıcılığı sağlayarak kamuoyu nezdinde idarenin adil bir vergilendirmeyi
sağlamak amacıyla çalıştığı yönünde idareye güveni arttıracaktır(2).
Öte yandan zorunlu
haller dışında mükellefi iş yerinden alıkoymak, onu iş yeri dışına taşımak,
işlerine odaklanmasını engellemek, defter, belge ve kayıtlarını sırtlayıp
inceleme elamanına taşımak mükellefe ek bir külfet getirecektir(3). Kaldı ki
defter ve belgelerin dairelerde sağlıkla saklanmadığı, kaybolduğu, bu
kaybetmeden mükellefin sorumlu tutulduğu konusunda pek çok ihtilaf vardır. Zira
inceleme elemanları belgeleri dökümlü tutanakla teslim almamaktadır. Bu
nedenle, incelemenin esasen iş yerinde yapılması kuralı, bir usul kuralı
olmanın yanı sıra mükellefe saygı ilkesinin bir gereği olarak ona tanınmış bir
hak olarak da nitelendirilmiştir(3).
Nitekim mükellef
hakları hakkında yazılmış ve yayınlanmış doktora tezlerinin hemen hemen
tamamında, incelemenin iş yerinde yapılmasını isteme hakkı, bir mükellef hakkı
olarak nitelendirilmiştir(4). Kaldı ki, mehaz Alman hukukunda da inceleme yeri
kural olarak iş yeridir(5).
Şimdi Meclise sunulan söz konusu Kanun Teklifi ile bu
mükellef hakkı yok edilmek istenilmektedir. Teklif ile Vergi Usul Kanununun
139. maddesi değiştirilmekte ve incelemenin kural olarak “dairede” yapılması
kabul edilmektedir. İnceleme elemanlarına bu maksatla mükelleflerden lüzumlu defter ve vesikalarını daireye getirmesini yazılı
olarak isteme yetkisi hükme bağlanmaktadır. Burada bir mükellef hakkının yok
edilmesi ile birlikte mükellefe bir külfet yüklendiği açıktır. İş Bankası veya
Migros tam incelemeye alınsa, her halde bir- iki TIR ile belgelerini taşıması
gerekecektir. Teklifin madde
gerekçesinde ise yapılmak istenen değişikliğin “mükelleflere kolaylık ve zaman
tasarrufu sağlamak” amacını taşıdığı yazılıdır.
Oysa burada kolaylık ve zaman tasarrufu mükellefe değil, inceleme
elemanına sağlanmaktadır.
İncelemenin iş
yerinde yapılması ise istisnai hale getirilmekte, mükellef veya vergi
sorumlusunun talep etmesi, iş yerinin uygun olması ve inceleme elemanının kabul
etmesi koşullarına bağlanmaktadır. İş yerinin uygun olmasının ölçütlerinin
(kime ve neye göre) belirsizliğinin yanı sıra bu kabulün koşulları dahi
teklifte belirlenmeyerek inceleme elamanın keyfi takdirine bırakılmaktadır.
72 yıldır uygulanan
bir mükellef hakkını önem taşıyacak bir gerekçeye dahi dayanmadan yok eden, mükellef
haklarını ileriye götürmek yerine bir mükellef hakkını yok ederek geriye
götüren bu önerinin, Komisyonda Tekliften çıkartılması bence zaruridir.
(1). Başar Soydan,
Türk Vergi Hukukunda Vergi İncelemesi, XII Levha Yayınları, İstanbul 2015,
sf:485-486; Nezih Şeker, Hukuksal
Yapısıyla Vergi İncelemesi,Beta yayınevi, İstanbul 1994, sf:158-159; Tahir Erdem, Vergi İncelemesi, Yaklaşım
Yayıncılık, Ankara 2011, sf:95-96; Abdurrahman
Akdoğan, Vergi İncelemesi, Ankara İTİA yayını, Ankara 1979, sf:77
(2). Funda Başaran Yavaşlar, “Türk Hukukunda Vergi İncelemesi”, Vergi
Hukuku Örneğinde Hukuka uygun ve Etkin Kamu Denetimi Sempozyum Kitabı, Seçkin
Yayıncılık, Ankara 2010 sf:104
(3). Başar Soydan, Age. sf:486 Tahir Erdem, Age. sf:91
(4). Orçun Avcı, Türkiye’de ve Seçilmiş
Ülkelerde Vergi İnceleme Sürecinde Mükellflerin hak ve Ödevleri, XII Levha
yayını, İstanbul 2019, sf:251
(5). Funda Başaran Yavaşlar, Alman
Vergilendirme Usulü – Hukuk Devleti Bakış Açısıyla, Seçkin Yayınevi, Ankara
2013. sf:273; Orçun Avcı, Age. sf:
222