KONAKLAMA
VERGISI
Dr. A. Bumin DOGRUSÖZ
Dünya Gazetesi / 29.10.2019
Son iki yazimda bazi
düzenlemelerini aktardigim taslak nihayet “Dijital
Hizmet Vergisi Kanunu Ile Bazi Kanunlarda Ve 375 Sayili Kanun Hükmünde
Kararnamede Degisiklik Yapilmasi Hakkinda Kanun Teklifi” adi altinda TBMM’ye sunuldu ve bu hafta Plan ve
Bütçe Komisyonunda ele alinmasi bekleniyor. Ben de bundan sonraki yazlarimda bu
Kanun teklifi ile ihdas edilen vergiler, getirilmek istenen müesseseler ve
yapilmasi öngörülen degisiklikleri aktarmaya çalisacagim. Bu yazimda getirilmek
istenen yeni vergilerden ilki olarak “konaklama vergisini” ele alacagim.
Gider
Vergileri Kanununa eklenmesi öngörülen bir madde ile ihdas olunmak istenen
konaklama vergisi, görüse açilan Taslak metinde yoktur.
Teklifte yar alan
metne göre bu verginin; otel, motel tatil köyü, pansiyon, apart, misafirhane ve
kamping gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetten
yararlananlara sunulan yeme içme, aktivite, eglence hizmetleri, ve havuz, plaj,
termal ve benzeri alanlarin kullanimi hizmetleri gibi diger tüm hizmetler
üzerinden alinmasi öngörülmektedir. Verginin mükellefi ise dogal olarak bu
hizmetleri sunanlar olacaktir.
Yeme içme, aktivite,
eglence hizmetleri ve havuz, plaj, termal ve benzeri alanlarin kullanimi
hizmetlerinin konaklama hizmetinden bagimsiz olarak verilmesi, bir baska
deyisle konaklamayanlara verilmesi halinde hizmet bedeli, verginin konusuna
girmeyecektir.
Vergiyi
doguran olay, bu hizmetlerin sunulmasidir. Ancak hizmetin sunumundan önce
fatura düzenlenmesi halinde, belgede gösterilen tutarla sinirli olarak vergi
yine dogmus olacaktir. Dolayisiyla tatil programlarinin satisinda söz konusu
olan erken rezervasyon uygulamasi kapsaminda düzenlenecek belgeler de verginin
hesaplanmasini gerektirecektir.
Burada hizmeti
alanin yurt içi yerlesik veya yabanci turist olmasinin vergilendirme açisindan
bir öenmi bulunmamaktadir.
Verginin
matrahi, geceleme hizmeti ve geceleme hizmeti ile birlikte sunulan diger
hizmetler karsiliginda alinan bedeldir. Ancak bu bedel üzerinden hesaplanan
KDV, konaklama vergisinin matrahina dahil edilmeyecektir. Konaklama vergisi
fatura ve benzeri belgeler üzerinde bedel ve KDV’nin disinda ayrica
gösterilecektir.
Konaklama
vergisinin orani Teklifte % 2 olarak belirlenmistir. Cumhurbaskanina bu orani
üç katina kadar arttirma veya % 1’e indirme yetkisi de verilmektedir. Ancak
Kanuna eklenmesi öngörülen bir geçici madde ile verginin 31.12.2020 tarihine
kadar % 1 olarak uygulanmasi öngörülmektedir.
Vergilendirme
dönemi olarak “ay” esasinin benimsendigi bu vergi, aylik olarak izleyen ayin
26. günü aksamina kadar konaklama tesisinin KDV yönünden bagli oldugu vergi
dairesine beyan edilerek ödenecektir.
Bu vergi ile
ilgili olarak getirilen istisnalar ise üç sik da toplanmis. Bunlar sirasiyla;
- Kamu kurum ve kuruluslarina ait olup bunlar tarafindan
isletilen misafirhane ve egitim tesislerinde verilen hizmetler,
- Ögrenci yurtlari, pansiyonlari ve kamplarinda verilen
hizmetler
- Karsilikli olmak kaydiyla yabanci devletlerin Türkiye’deki
diplomatik temsilcilikleri, konsolosluklari ve bunlarin diplomatik haklara
sahip mensuplari ile uluslararasi anlasmalar geregince vergi muafiyeti taninan
uluslararasi kuruluslar ve mensuplarina verilen hizmetlerdir.
Bu verginin
bir is seyahati dolayisiyla ödedigi hallerde gelir veya kurumlar vergisi
açisindan gider unsuru olarak dikkate alinabilecektir.
Bu verginin
yansitilan bir vergi olmasi dolayisiyla, vergiyi sirtlayacak olan konaklayanlar
olacaktir. Dolayisiyla bu vergi iç turizmi pahalilastiracak, yurt disi tatili
özendirecektir. Netice olarak, zaten Thomas Cook sendromu altinda ezilen ve pek
çok riski birlikte tasiyan turizm sektörünü olumsuz etkileyecektir. Mutlaka bu
konuda bir vergi getirilmek isteniyorsa, konusunun hiç olmazsa konaklama bedeli
ile sinirli tutulmasi gerekirdi.