Arsa degerinin tespitinde keyfilik

04.01.2010 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4465 görüntülenme YAZDIR

Arsa degerinin tespitinde keyfilik
4 Ocak 2010, A.Bumin DOGRUSÖZ

Bizim gazete de dahil bütün gazetelerde, Emlak Vergisi arsa degerleri komedisi mansette. Sasiyorum valla. Yillardir bu komediyi ve hukuksuzlugu yaziyorum, Sükrü Hoca yaziyor, Veysi Hoca yaziyor, Hakan Hoca yaziyor, hiçbir Emlak Vergisi mükellefinde, meslek odalarinda, sivil toplum kuruluslarinda tepki yok. Tepki olmayinca, Maliye de bu hukuksuzlugu görmezden geliyor. Sonra arsa degerleri yüksek çikinca, bagiriliyor. Bu degerler düsürülünce herkes yine süt liman, ta ki gelecek beyan dönemine, yeni degerler açiklanincaya kadar. 
Daha aylar önce bu baslikla bu kösede (30.4.2009 günlü Referans) bakin neler yazdim ve uyardim. O yaziyi tekrar aynen asagida aktariyorum: 
2010, Emlak Vergisi için matrahlarin yeniden belirlenme veya genel bildirim yili. Aslinda mükelleflerin bildirim veya beyanname vermeleri söz konusu degil. Zira Emlak Vergisi matrahlarini belediyeler belirleyecek, mükellefler de ödeyecek. 
Ancak belediyelerin söz konusu matrahlari belirlemeleri, birim insaat metrekare maliyet bedeli ile arsa/arazi degerlerinin belirlenmis olmasi kosuluna bagli. Zira hesaplama bu degerlere göre yapilmakta. 
Bina insaat metrekare maliyet bedelleri, Bayindirlik ve Iskân Bakanligi tarafindan her yil ilan edilmektedir. Ancak arsa/arazi degerleri ise dört yilda bir, bu maksatla kurulan komisyonlarca tespit olunmaktadir. 
Gelecek yilin genel tarh yili olmasi sebebiyle arsa/arazi deger tespitleri bugünlerde yapilmaktadir. Sonuçlari açiklandiginda ise geçmis genel tarh yillarinda oldugu gibi yine çok ilginç sonuçlar ortaya çikacaktir. Göreceksiniz, konu yazili basinda yine mansetlere tasinacak, televizyonlarin ana haber bültenlerinde yer alacaktir. “Bogaz’daki cadde ile Urfa’nin caddesinin degeri ayni olur muymus”, “Istanbul’un Bankalar Caddesi ile Bursa’nin Altiparmak Caddesi esit miymis”, “Istanbul’un Bagdat Caddesi ile Istiklal Caddesi nasil esit olurmus” türünde yine elestiriler gündeme oturacak. 
Bütün bunlar olacak, çünkü Emlak Vergisi hukuka fazla saygili olarak düzenlenmemis, mükellef haklarini fazlaca gözetmeyen bir vergi. Nasil mi, açiklayalim.
Önce arsa degerlerinin tespiti ile ise baslayalim. Bu arsa degerleri nasil tespit olunuyor? Bu sorunun yaniti, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 49. maddesinde söyle belirlenmis: “Takdir komisyonlarinin arsalara ve araziye ait asgari ölçüde birim deger tespitine iliskin dört yilda bir yapacaklari takdirler, Emlak Vergisi genel sürenin baslangicindan en az alti ay önce karara baglanarak, arsalara ait olanlar takdirin ilgili bulundugu il ve ilçe merkezlerindeki ticaret odalarina, ziraat odalarina ve ilgili mahalle ve köy muhtarliklari ile belediyelere, araziye ait olanlar il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odalarina ve belediyelere imza karsiliginda verilir.
Büyüksehir belediyesi bulunan illerde takdir komisyonu kararlari, vali veya vekâlet verecegi memurun baskanliginda, defterdar veya vekâlet verecegi memur, vali tarafindan görevlendirilecek tapu sicil müdürü ile ticaret odasi, serbest muhasebeci mali müsavirler odasi ve esnaf ve sanatkârlar odalari birligince görevlendirilecek birer üyeden olusan merkez komisyonuna imza karsiliginda verilir. Merkez komisyonu kendilerine teblig edilen kararlari on bes gün içinde inceler ve inceleme sonucu belirlenen degerleri ilgili takdir komisyonuna geri gönderir. Merkez komisyonunca farkli deger belirlenmesi halinde bu degerler ilgili takdir komisyonlarinca yeniden takdir yapilmak suretiyle dikkate alinir.
Kesinlesen asgari ölçüde arsa ve arazi birim degerleri, ilgili belediyelerde ve muhtarliklarda uygun bir yere asilmak suretiyle tarh ve tahakkukun yapildigi yilin basindan mayis ayi sonuna kadar ilan edilir.”
Simdi bu usulü irdeleyelim. Mükellef olarak bu degerleri nasil ögreneceksiniz. Belediye veya muhtarliklara gidip bakacaksiniz. Peki, gayrimenkulünüzün bulundugu yerden baska bir ilde veya yurtdisinda oturuyorsaniz ne yapacaksiniz. Bu sorun sizindir, simdilik hukuk devleti adina böyle bir endise söz konusu degildir. Çünkü bu degerlerin hiç olmazsa, belediyelerin ve/veya valiliklerinin web sayfasinda ilani zorunlulugu yok. Mükellefe gayrimenkulü ile ilgili tespit olunan yeni degerleri bildirme, teblig etme zorunlulugu ise hiç yok. 
Diyelim ki degerleri bir yolla ögrendiniz. Bu degerleri hukuka aykiri buluyorsaniz, takdir komisyonlarinca belirlenen degerlerin gerçege aykiri olduguna inaniyorsaniz, yapacaginiz sey mantiken “yargi yoluna” gitmektir. Zaten anayasa demiyor mu ki; “idarenin bütün eylem ve islemlerine karsi yargi yolu açiktir”. 
Hayir, burada dava açamazsiniz. Zira kanun diyor ki: “Takdir komisyonlarinin bu kararlarina karsi kendilerine karar teblig edilen daire, kurum, tesekküller ve ilgili mahalle ve köy muhtarliklari on bes gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler.”
Demek ki dava hakki sadece, bir kisim kurum ve kuruluslarla mahalle muhtarlarina taninmis. O halde yargi hakkini kullanmak için tek yapacaginiz sey; mahallenizin muhtarini dava açmaya ikna etmek. Bu da pek kolay degil. 
Takdir komisyonu kararina göre belirlenecek matrah üzerinden vergi ödeyecek olan, hakkinda tahakkuk islemi yapilacak mükellefin dava hakki yok. Buna karsilik mükellef dahi olmayan, kararin iptali ile menfaat iliskisi bulunmayan muhtarin dava hakki var. 
Bu, hukuk degildir. Bilindigi gibi hukuk ile kanun kurallari farklidir. Bazen, burada oldugu gibi çelisebilir. Çeliskinin oldugu her yerde, hukuksuzluk olabilir, arsa degerleri keyfi saptanabilir veya kamu lehine yüksek vergi geliri saglayacak sekilde belirlenebilir. Dolayisiyla da basina malzeme olur. 
Yukarida aktardigimiz ve mükellefe dava yolunu kapatan hüküm, açikça anayasaya aykiridir. Bu nedenle mükelleflerin takdir komisyonu kararlarina karsi, söz konusu hükmün anayasaya aykiriligini ve dava haklarinin varligini ileri sürmek suretiyle dava açabilecekleri inancindaydim. 
Burada, ayni sokakla ilgili pek çok kisinin dava açabilecegi, bir anda binlerce davanin söz konusu olabilecegi, bunun da yargiyi kilitleyecegi, uzun sürelerde karar çikamayacagi ve vergi tahsilinin gecikecegi gibi görüsler ileri sürülebilir. Ama bilin ki bu görüsleri söyleyenler ya hukuk bilmemekte ya da kisilerin dava hakkindan korkmaktadirlar. Zira davalarin birlestirilerek görülmesinden, kisa yargilama usullerinin benimsenmesine kadar pek çok hukuksal tedbir ve düzenleme ile bu sakincalar giderilebilir. 
Unutulmamalidir ki yargi denetiminin olmadigi yerde, hukuk degil, keyfilik olur. 
Burada bitiyor yazim. Simdi de asagidaki cümleyi ekliyorum. 
Keyfilik olan yerde de arsa degerlerini kimsenin sorgulamaya hakki yoktur. Hukuku savunmak, ignenin ucu bize dokundugunda bagirmakla olmaz.

04.01.2010 | Referans Gazetesi