SERMAYE
ÜZERINDEN FAIZ INDIRIMI
(21.5.2015
tarihli DÜNYA Gazetesinde yayimlanmistir)
6637
sayili Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun “diger indirimler” baslikli 10.
maddesine eklenen (i) bendi ile sirketlerin nakit yoluyla sermaye artirimlarini
tesvik etmek, bu yolla yabanci kaynak yerine özkaynaga yönlenmelerini temin
etmek amaciyla yeni bir düzenlemeye gidilmistir. Bu düzenlemeye göre “sermaye sirketleri, ticaret siciline tescil edilmis olan
ödenmis veya çikarilmis sermaye tutarlarindaki nakdi sermaye artislari veya
yeni kurulan sermaye sirketlerinde ödenmis sermayenin nakit olarak karsilanan
kismi üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasi tarafindan indirimden
yararlanilan yil için en son açiklanan "Bankalarca açilan TL cinsinden
ticari kredilere uygulanan agirlikli yillik ortalama faiz orani" dikkate
alinarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarin yarisi” kurumlar vergisi beyannamesinde kurum kazancindan indirileceklerdir.
Kanun anilan olanagi sadece “sermaye sirketleri” için öngörmüstür”. Sermaye
sirketleri ise anonim sirketler, limitet sirketler, sermayesi paylara bölünmüs
komandit sirketlerdir. Sermaye sirketi niteliginde olmayan diger kurumlar
vergisi mükelleflerinin, bu olanaktan yararlanmalari mümkün degildir. Ancak
finans, bankacilik ve sigortacilik sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile
kamu iktisadi tesebbüsleri bu düzenleme ile getirilen olanagin kapsami disinda
tutulmuslardir. Kooperatiflerin ise hem KVK 1 ve 2. Maddelerinde hem de Ticaret
Kanununun 124. maddesinde sermaye sirketleri arasindan sayilmamasi dolayisiyla,
bu olanaktan yararlanmalari mümkün degildir.
Yürürlüge giris tarihi 1 Temmuz 2015 olan bu yeni düzenlemeye göre sermaye
sirketlerinin bu tarihten sonra ödenmis veya çikartilmis sermayelerini nakden
arttirdiklari takdirde artirilan kisim üzerinden veya bu tarihten sonra
kurulacak sermaye sirketlerinin konulacak nakdi sermayenin ödenmis kismi
üzerinden bu olanaktan yararlanmalari mümkündür. Sirketlere konulacak ayni
sermaye için bu müesseseden yararlanma olanagi taninmamistir.
Burada nakit kavraminin kapsami önemlidir.
Gelir Idaresi Kurumlar Vergisi Genel Tebliginin 5.3. ve 5.6.2.4.1 maddelerinde nakit kavramini, “sirketin
kasasinda veya bankada bulunan nakit varliklar ile nakit olarak tahsil edilmese
de her an nakde dönüstürülmesi kolay altin, Devlet tahvili, Hazine bonosu,
Toplu Konut Idaresince çikarilan veya IMKB’de islem gören hisse senetleri, çekler,
tahvil ve bonolar” seklinde degerlendirmistir.
Bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin
sermayeye eklenmesi yoluyla yapilacak sermaye artirimlari, nakit karsiligi
artirim degildir. Örnegin geçmis yil kârlarinin, her türlü yedek akçelerin,
yeniden degerleme fonlarinin, enflasyon farklarinin, zarar telafi fonlarinin, gayrimenkul
– istirak hissesi satis kazancinin istisna dolayisiyla fona alinan kisminin
sermaye eklenmesi, nakit karsiligi artirim olarak kabul edilmeyecek ve bu
müessese dolayisiyla indirim olanagi saglamayacaktir.
Sirket ortaklari
tarafindan konulan nakdin, ortagin kendi kaynaklarindan karsilanmasi da bu
müessese açisindan önemlidir. Bu husus Kanunda “örtülü sermaye müessesesi
kapsaminda ortaklarca veya ortaklarla iliskili olan kisilerce kredi kullanilmak
veya borç alinmak suretiyle gerçeklestirilen sermaye artirimlari, indirim
hesaplamasinda dikkate alinmaz” seklinde ifade edilmistir. Bir baska anlatimla
Kanun, sirketlerin kendilerinin saglayabilecegi kredi veya diger borçlanmalari,
ortaklar veya onlarla iliskili kisiler üzerinden saglayip, yine bu kisiler üzerinden
sirkete nakdi sermaye seklinde aktarip indirim müessesesinin kötüye
kullanilmasini önlemeye çalismistir. Ancak ortak veya iliskili kisi niteliginde
olmayan, üçüncü sahis durumunda olan bir kisinin borçlanarak olusturacagi kaynakla,
sermaye artirimina yeni ortak olarak istirak etmesinin, getirdigi nakdi sermaye
açisindan bu müesseseden yararlanmaya engel olusturmayacagi kanaatindeyim.
Burada akla gelebilecek
bir soru da, sirket ortaklarinin sirketten olan alacaklarinin sermayeye
eklenmesinin “nakit artirim” kapsaminda degerlendirilip
degerlendirilemeyecegidir. Kanaatimce ortagin alacaginin sirkete verilen nakit
borçtan kaynaklaniyor olmasi ve bu borcun sirkete 1.7.2015 tarihinden sonra
verilmis olmasi kosullari ile indirimden yararlanilabilinmesi gerekir. Belki
burada sirkete borcun bu tarihten sonra verilmis olunmasi kosulu da
aranmayabilir. Çünkü sirket her zaman borcunu nakden öder ve sonra da ortak bu
parayi ertesi gün sirkete nakdi sermaye olarak koyabilir.
Yeni düzenlemeye göre
sirketler; sermayenin nakit olarak karsilanan kisminin, Merkez Bankasi
tarafindan indirimden yararlanilacak yil için en son açiklanan TL kredilere uygulanan
agirlikli yillik ortalama faiz orani ile çarpilmasi sonucu bulunacak kismin yarisi”
kurumlar vergisi beyannamesinde kurum kazancindan indirilecektir. Nakit
artirimin yapildigi veya sirketin nakdi sermaye ile kuruldugu yil için, tescil
yapilan ay da dahil edilerek kalan ay sayisina göre kist hesaplama
yapilacaktir.
Konuyu bir örnekle açiklamak gerekirse, (A) A.S.’nin 2015 Eylül
ayinda 1.000.000 TL nakit sermaye artirimi yaparak tescil ettirdigini ve
tamaminin ödendigini kabul edelim. TCMB tarafindan en son açiklanan ticari
kredilere uygulanan agirlikli yillik ortalama faiz oranini ise yüzde 18 olsun. Bu
veriler dogrultusunda Kurumlar Vergisi Matrahtan Indirilecek Tutar, (Nakden
Artirilan Sermaye Tutari x TCMB Faiz Orani x Indirim orani) olacaktir. Bu
formüle göre bu sirket; (1.000.000 x 0,18 x 0,5=) yillik 90.000 TL indirim
hakkina sahip olacaktir. Sermaye artirimi eylül’de tescil edildigi için 2015
yilinda matrahindan [(90.000/12 ay) x 4 ay =] 30.000 TL. indirecek izleyen
yillarda ise 90.000 TL indirim kullanacaktir. Bu sirketin matrahinin uygun
olmamasi dolayisiyla indirilemeyen tutar izleyen yila devredecektir. Bu tutarin
kurumlar vergisine net etkisi ise ilk
yil 6.000 TL, izleyen yillarda ise 18.000 TL avantaj biçiminde olacaktir.
Sirketin ileride sermaye azaltimi yapmasi halinde ise sermayenin azaltildigi ay
itibariyle, azaltilan tutar toplam nakit artirim tutarindan düsülerek hesaplama
yapilacaktir.