KDV istirabi (2)
DÜNYA
GAZETESI / 8.12.2016
Geçen
yazimizda, dönemsel olarak hizmet veren muhasebeci, mali müsavir, avukat gibi
serbest meslek erbabinin, ilgili aylik dönemde ücretini elde etmedigi,
dolayisiyla makbuz düzenlemesi gereginin ortaya çikmadigi hallerde yine de
KDV’nin dogdugunu, bunun GVK ve KDVK düzenlemelerinin farkliligindan dogdugunu
sebepleri ile yazmistik. Bu çeliskinin bir sonucu olarak, saglikli belge düzeni
olusmamasinin yani sira serbest meslek erbabi, elde etmedigi ücretinden vergi
ödemezken, cebinden KDV ödemek zorunda kalmaktadir. Bu sonucun ise geçimini
emegi ile saglayanlari epey zorladigi açiktir.
Dolayisiyla
bir kisim meslek mensubu ücret ve KDV’sini tahsil etmedigi halde sirf idari
uygulamadan çekindigi için her ay sadece KDV içeren makbuz kesmekte, tahsilati
yaptiginda ise ücreti için makbuz kesmektedir. Bu uygulama yasal dayanagi
olmamasina ragmen katilmadigimiz bir özelgeye dayali olarak sürdürülmeye
çalisilmaktadir. Bu uygulama, Denizli Vergi Dairesi Baskanligi’nin 20/07/2011
tarih ve B.07.1.GIB.4.20.15.01- 30-MUK-2010-54-203 sayili Özelgesi ile ortaya
çikmistir. Özelgenin sonuç bölümü asagidaki gibidir:
• “ Katma
deger vergisi bakimindan vergiyi doguran olay malin teslimi veya hizmetin
ifasina bagli oldugundan, serbest meslek faaliyetine iliskin kazancin tahsil
edilmedigi durumlarda düzenlenecek serbest meslek makbuzunda, sadece KDV
tutarina yer verilerek "....TL mal teslimine/ hizmet yapilmasina iliskin
olup bedeli tahsil edilmemistir" seklinde notun yazilmasi,
• Serbest
meslek kazancinda tahsil esasi geçerli oldugundan (kazancin kisim kisim tahsil
edildigi durumlar dahil) serbest meslek makbuzunun tahsil edilen tutar kadar
düzenlenmesi ve makbuz üzerinde "KDV için ... gün ve ... sayili serbest
meslek makbuzu düzenlenmistir" seklinde notun yazilmasi, gerekmektedir.”
Görüldügü
gibi özelgede, “serbest meslek ücreti tahsil edilmemesine ragmen sadece KDV
için ve tahsil edilmisçesine makbuz düzenlenilmesi” gereginden söz
edilmektedir. Oysa serbest meslek makbuzunu düzenleyen Vergi Usul Kanunu’nun
237. maddesi makbuzun tahsilat için düzenlenecegini hükme baglamistir. Maddenin
zit anlami, tahsilat yoksa makbuzun da olmayacagini ifade etmektedir.
Tahsilat
yapilmadigi halde varmisçasina bir tarafin makbuz düzenlemesi, diger tarafin da
bu makbuzda yazili KDV’yi indirim konusu yapmasi, bence özel usulsüzlük
cezasini gerektirecegi gibi, tarafl ar arasi islemin sonucunu yaniltici sekilde
göstermesi itibariyle yaniltici belge tanzim ve kullanilma fillerini de
olusturur.
Ileride
serbest meslek erbabinin ücretini alamamasi halinde müsterisi aleyhine icra
takibi yoluna gitmesi halinde ise bu uygulama, KDV tutarinin müsteriden talep
edilememesi sonucunu doguracaktir. Zira serbest meslek erbabi KDV’yi tahsil
ettigini makbuzu ile ikrar etmis vaziyettedir. Idari anlayis bu durumda serbest
meslek erbabi için KDV tutarina cebinden katlanmasi sonucunu dogurmaktadir. Öte
yandan serbest meslek erbabinin, belli aylarda tahsil edemedigi ücretini ayni
takvim yilinda tahsil edememesi halinde bu uygulama sonucunda, KDV
beyannamelerinde beyan ettigi teslim ve hizmetler karsiligi elde ettigi
kümülatif tutar ile gelir vergisi beyannamesindeki brüt geliri birbirini
tutmayacaktir. Bu da onun hakkinda bir incelemeye sevk gerekçesidir.
Görüldügü
gibi idari anlayis, yasalar karsisinda sakincali ve uygulama açisindan
sorunludur. Ancak bu konuda idareyi elestirmek pek fazla mümkün de degildir.
Çünkü sorun, idare tarafindan çözülebilecek nitelikte olmayip, ancak yasa
düzeyinde çözülebilecek bir sorundur. Idare sadece mevcut yasalara göre isin
içinden çikmaya çalismaktadir. Bence, ilk çikacak torba kanun ile KDVK md. 4’e,
“Hizmetin serbest meslek erbabi tarafindan dönemsel olarak sunuldugu hallerde
vergi, ilgili dönem ücretinin elde etme tarihinde dogar” seklinde bir fikra
eklenmesi, yirmi yillik sorunu çözecektir. Bu sorunu tekrar gündeme getirmemin
nedeni, yatirim ortaminin gelistirilmesi ve yatirimcinin önündeki vergi
mevzuatindan kaynaklanan engellerin kaldirilmasi yolunda önemli adimlarin
atilmasini saglayan Maliye Bakani’mizin bu soruna da duyarsiz kalamayacagina
olan inancimdir. Hem yatirimcilarin hem Maliye’nin sag kolu, bence mali
müsavirler ve muhasebecilerdir. Arada onlarin sorunlarina da egilmek gerekir
diye düsünüyorum.