İKİNCİ EL MOTORLU KARA
TAŞITLARI TİCARETİNE KISITLAMA
NbEkonomi 18.8.2022
Geçtiğimiz günlerde Resmi
Gazete ‘de yayımlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti
Hakkında Yönetmeliğine “pazarlama ve satış kısıtlaması” başlıklı bir geçici
madde eklenerek bu konuda yeni bir düzenleme yapıldı. Getirilen ana düzenleme
şu şekilde.
“İkinci el kara taşıtı
ticaretiyle iştigal edenler, otomobil ve arazi taşıtlarının pazarlanmasını veya
satışını ilk tescil tarihinden itibaren altı ay ve altı bin kilometre
geçmedikçe 1/7/2023 tarihinden önce doğrudan
veya dolaylı olarak yapamaz. Bakanlık, bu tarihi altı aya kadar uzatmaya
yetkilidir.”
İkinci El Motorlu Kara
Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik, Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanunun 16/1-b ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 446. ncı maddesine dayanmaktadır. Dolayısıyla bu
getirilen Yönetmelik değişikliği de aynı yasal dayanaklara sahiptir.
Bazı televizyon kanallarında
bu düzenleme sanki herkesi ilgilendiriyormuş gibi yorumlar yapılıp, hatta daha
da ileriye gidip ticareti kısıtlaması, mülkiyet hakkı ihlali gibi nedenlerle
Anayasa’ya aykırılığı dahi ileri sürülünce, hele bu yorumlar hukukçular tarafından
yapılınca, bende konuyu inceleyeyim dedim.
Önce bu madde ile getirilen
kısıtlama, herkesi ilgilendirmiyor. İkinci el motorlu taşıt ticareti ile uğraşmaları
ilgilendiriyor. İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti, ancak yetki belgesine
sahip işletmeler tarafından yapılabilen ticarettir. Ancak bir takvim yılı
içinde doğrudan veya aracılık yapılmak suretiyle gerçekleştirilen üçten fazla
ikinci el motorlu kara taşıtı satışı da aksi Bakanlıkça tespit edilmedikçe
ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti kabul edilmektedir. Kısaca yıl içinde üçten
fazla ikinci el satış yapanlar da yetki belgeleri olmasa da bu sınıfta kabul
edilmektedir. Bunların dışında kalanların, örneğin devlet memuru Mehmet bey
veya bakkal Ahmet beyin, alacağı sıfır arabayı (ilk defa trafiğe tescil edilen
arabayı), altı aylık süreye bağlı olmaksızın satmasına her hangi bir engel
yoktur. Ancak bunu mutad iş olarak yapmaması (bir başka deyişle yıl içerisinde
en fazla üç defa yapması) gerekmektedir.
Getirilen süreye bağlı
pazarlama ve satış kısıtlaması, ilk tescil tarihine belirlenmektedir.
Dolayısıyla söz konusu ticareti yapanların, satın alacakları ikinci el
taşıtların satışına yönelik bir kısıtlama söz konusu değildir. Örneğin bir oto
galerisin trafiğe beş ay önce tescil edilmiş bir aracı satın alması halinde,
sadece bir ay kısıtlamaya tabi olacaktır.
Ancak burada ayrıca 6.000 km
koşulu da aranacaktır. Burada iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Çünkü iki koşul “ve” bağlacı ile düzenlenmiştir. Bir başka deyişle taşıt
ticareti ile uğraşan bir işletmenin, satın aldığı sıfır veya ikinci el aracı
tekrar satabilmesi için ilk tescil tarihinden itibaren hem 6 ay hem de 6.000 km
kullanılmış olması gerekmektedir.
Bu kısıtlama 1.7.2023
tarihine kadar geçerlidir. Ticaret Bakanlığının bu süreyi 1.1.2024 tarihine
uzatabileceği de unutulmamalıdır.
İkinci el motorlu kara
taşıtı ticaretiyle iştigal edenler adına bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce tescil edilen otomobil ve arazi taşıtlarının 15/9/2022 tarihine
kadar pazarlanması veya satılması halinde, irdelediğimiz süre ve km.
kısıtlaması uygulanmayacaktır. Ancak bu tarihe kadar satış yapılmadığı
takdirde, aracın satın alma tarihi ne olursa olsun, kısıtlamaya tabi olacaktır.
Öte yandan;
237 sayılı Taşıt Kanununa tabi idare, kurum ve kuruluşlar ile kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarınca yapılan satışlar, ikinci el motorlu kara
taşıtı ticaretiyle iştigal eden işletmelerin kendi aralarındaki
satışlar, haciz, müsadere, zapt, buluntu, trafikten men gibi nedenlerle icra
müdürlükleri, alacaklı amme idareleri, milli emlak müdürlükleri, tahsil
daireleri ve diğer yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan
satışlar, Gümrük Kanunu ile sayılı
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu çerçevesinde yapılan satışlar ve nihayet motorlu
kara taşıtı kiralama faaliyetinde bulunan işletmeler tarafından en az bir yıl
süreyle kiralanan taşıtların bu işletmelerce satışı, söz konusu kısıtlamalara
tabi değildir.
Bu arada, bu koşulları aşmak
amacıyla, satış vaadi sözleşmesi ile veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış
sözleşmesi ile satış gibi yollara gidilebileceği ihtimali de akla geliyor.
Ancak bu sözleşmeler hep hukuki ihtilaflara yol açan sözleşmelerdir. Zaten
burada mevzuatı aşma amacı güdülmüş olacağından her zaman muvazaa iddiası ile
de karşılaşma ihtimali de mevcut olacaktır.
Gelelim Anayasa’ya aykırılık
savına. Bu sava katılmıyorum. Anayasa 48. maddesinde; herkesin dilediği alanda
çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir” demekle birlikte aynı maddenin
hemen ikinci fıkrasında, “Devlet özel teşebbüslerin milli ekonominin
gereklerine ve sosyal amaçlarına uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık
içinde çalışmasını sağlayıcı tedbirler alır” demektedir. Yine 166/2. madde ile
Devlete fiyat istikrarını sağlama görevi yüklenirken, 167/1. Madde ile de
Devlete mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemesini sağlama,
geliştirici tedbirleri alma ödevi yüklenmiştir.
Otomotiv piyasasında pandemiden,
çip krizinden kaynaklanan karmaşa, sıfır oto temininde zaman zaman yaşanan
sıkıntılar, sıfır arabaların stoklandığı haberleri, ikinci el araç satışı
yapanlarda sıfır araçların hiç beklemeksizin ancak daha pahalı olarak temin
edilebildiğine yönelik haberler karşısında, Ticaret Bakanlığınca yapılan
yönetmelik değişikliğini, Anayasanın Devlete yüklediği ödevler kapsamında
değerlendirmek gerekmektedir.