BIR
ÖZELGENIN DÜSÜNDÜRDÜKLERI
Dr.
A. Bumin DOGRUSÖZ
Dünya
Gazetesi 7.6.2018
Bu günkü yazimda bir Özelgeden söz edecegim.
Bir alisveris merkezinin isletilmesi
ile istigal eden bir mükellef; Alisveris Merkezinin çatisinda bulunan metal bir
kaplama malzemesinin siddetli bir firtinanin etkisiyle çatidan koparak
Alisveris Merkezinin önünde bulunan kisinin kafasina isabet etmesiyle bir
yaralanmaya sebebiyet verildigini, kazazede tarafindan sirket aleyhine açilmis
olan davanin sonuçlanmasindan önce kazazede ve sirket arasinda mutabakata
varilarak protokol imzalandigini, protokol uyarinca Sirketin kazazedenin maddi
ve manevi hasarlarini karsilamak amaci ile 210.000-TL tutarinda tazminat
ödendigini, ilgili tazminat tutarina iliskin olarak 85.000-TL'lik tutarin ise
sigorta sirketince karsilanacagi belirtilerek özelge talep etmis ve Idareye
soru olarak “kazazedeye ödenen tazminat tutarinin gider olarak dikkate alinip
alinmayacagi ile sigorta sirketince Sirketinize ödenecegi taahhüt edilen
tutarin da gelir olarak dikkate alinip alinmayacagi” hususlarini sormustur.
Istanbul Vergi Dairesi Baskanligi
29.1.2018 tarih ve 62030549-125[6-2016/28]-93754 sayili Özelgesi ile bu talebi,
Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinin (3) numarali bendi ile Kurumlar Vergisi Kanununun
11. maddesinin (g) bendini aktardiktan sonra asagidaki gibi yanitlamistir.
“Kazazede tarafindan Sirket aleyhine açilmis olan
davanin sonuçlanmasindan önce kazazede ve Sirket arasinda imzalanan protokol
neticesinde kazazedeye ödediginiz 210.000-TL tazminat tutarinin kurum
kazancinizin tespitinde gider olarak dikkate alinmasi mümkün bulunmamakta olup
sigorta sirketince Sirketinize ödenecegi taahhüt edilen 85.000-TL'lik tutarin
ise kurum kazanciniza dahil edilmesi gerekmektedir.”
Ne güzel is degil mi? Ödedigin tazminati gider
yazdirma, kanunen kabul edilmeyen gider kabul et, sigortadan aldigin tazminati
da gelir yazdir. Havadan matrah yarat.
Ey özelgeyi yazan veya imzalayan, bari sigorta
tazminatini gelir yazdirma ki biraz tutarli olsun. Bu hukuk degildir. Çünkü
adil degildir. Çünkü içinde adalet olmayan, hukuk olamaz.
Simdi gelelim Özelgenin tahliline.
Sigorta tazminatinin gelir yazdirilmasi dogrudur.
Ancak sorun, protokole dayali tazminatin gider yazdirilmamasindadir.
Sirket, basiretli bir tacir olarak, hem yaralanani
üzmemis ve mahkemelerde süründürmemis, hem de anlasma yolu ile belki de daha az
tazminat ödemis. Üstelik, ileride basina da konu olabilecek ve AVM’nin belki
ismini zedeleyebilecek bir olayi, aleyhine hüküm kurulmadan kapatmis.
Ticaretin içerisinde çesitli riskler her zaman vardir.
Tacir bu riskleri bazen bedel ödeyerek karsilamak durumunda kalabilir. Bu
ödemeler ticari faaliyetin sürdürülebilmesi için yapilan ödemelerdir.
Dolayisiyla Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinin (3) numarali bendi ile Kurumlar
Vergisi Kanununun 11. maddesinin (g) bendine girmese bile “genel gider”
niteligindedir.
Aslinda Sirket hülle yapmayi bilmiyormus. Mademki
yaralanan davaciyla anlastin, davaci gidip mahkemede fazlaya iliskin tabinden
vaz geçerdi, Sirket de davayi kabul ederdi. Tazminati da mahkeme karari
uyarinca öderdi. Sirket de gider yazip mutlu olurdu, idare de mahkeme karari
var diye tazminati gider kabul ederdi ve herkes mutlu olurdu. Bir sonraki afta
da matrah artirimi yapilirdi olur biterdi.
Idareyi de aslinda anliyorum. Bu sekilde protokole
dayali tazminatlar gider kabul edilirse, muvazaali islemlerin artacagi
endisesi, idari düsüncenin özünü olusturmaktadir.
Ancak bu tip endiseler, mükelleflerin hakli
islemlerinin önüne geçmemesi gerekir. Elbetteki bu yolla muvazaali islemler
yapan olacaktir. Olmasi gereken ise, mükelleflerin hakli istemlerinin önünü
kesmek degil, denetimi yogunlastirmaktir. Elbetteki her olayin kendine özgü
özellikleri olacaktir. Bunlari degerlendirmek ise vergi müfettislerinin isidir.
Denetim konusunda da bir iki cümle yazayim.
Iki yilda bir matrah artiriminin çikartilmasi, af
kanunlarinin siklasmasi, mükellefleri de rahat davranmaya iten bir önemli
unsurdur. Benim gözlemim, çok sayida mükellefin kendine göre vergi uygulamasi
yoluna gittigi ve kayitlarini matrah artirimlari ile mesrulastirdigi yolunda.
Bu arada iki matrah artirimi arasinda denetime yakalanma oraninin düsüklügü de
mükellefleri bu yola itmektedir. Bu yolun kapanmasi ise gelir idaresinin degil,
Vergi Denetim Kurulunun görev alanina girmektedir.