DEFTER
VE BELGELERIN YITIRILMESI
Dr.
A. Bumin DOGRUSÖZ
Dünya
Gazetesi 31.7.2018
Ticaret
Kanunu 82. maddesinde tacirlere ticari defterleri, mali tablolari, ticari
mektuplari ve defterlere yapilan kayitlari on yil süre ile saklama yükümlülügü
getirmistir. Saklama süresi ticari defterlere son kaydin yapildigi, envanterin
çikarildigi, ara bilançonun düzenlendigi, yil sonu yil sonu finansal tablolarin
ve/veya konsolide finansal tablolarin
hazirlandigi, ticari yazismalarin yapildigi veya muhasebe belgelerinin olustugu
takvim yilinin bitisiyle baslamaktadir. Saklama süresi ticaret hukukuna göre 10
yil, vergi hukukuna göre kural olarak bes yildir. Kural olarak dememin sebebi,
süreyi uzatan pek çok istisnanin bulunmasidir.
Ancak
bu saklama süresi içerisinde elbetteki defter ve belgelerin basina pek çok sey
gelebilir. Bu süre içerisinde defter ve belgeler yok olabilecegi gibi tahrip de
olabilir, okunamaz hale gelebilir.
Öte
yandan defter ve belgelerin yetkili mercilere ibraz edilmemesi, çesitli
kanunlarda ayri ayri yaptirima baglanmistir. Iste bu nedenle ibraz edilememe
halinin, ibraz etmeme kasdina dayanmadiginin ve ibraz etmemenin elde olmayan
bir sebepten ileri geldiginin kanitlanabilmesi için Ticaret Kanunu tacirlere bu
konuda da bir mükellefiyet yüklemistir.
Özellikle
bu günlerde iklimsel anomalilerin yasandigini, yagmurlarin hizla sele dönüstügü
ve isyerlerine de zarar verdigini, muhasebe ve defterlerini de kullanilamaz
hale gelmesine sebep oldugunu da dikkate alarak, bu konuyu hatirlatayim
istedim.
Ticaret
Kanununun 82/7. maddesine göre; “bir
tacirin saklamakla yükümlü oldugu defter ve belgeler; yangin, su baskini veya
yer sarsintisi gibi bir afet veya hirsizlik sebebiyle ve kanuni saklama süresi
içerisinde kayba ugrarsa, tacir kaybi ögrendigi tarihten itibaren on bes gün
içerisinde ticari isletmesinin bulundugu yer yetkili mahkemesinden kendisine
bir belge verilmesini isteyebilir”. Madde metninde “yangin, su baskini veya yer sarsintisi gibi” denilmek suretiyle bu
gibi olaylarin benzerlerinin de bu kapsamda yorumlanmasi gerektigi ifade
edilmistir. Uygulamada bu hükme dayanilarak mahkemelerce verilen belgeye veya
karara, “zayi belgesi” adi
verilmektedir.
Burada
önemli olan, defter ve belgelerin elden çikmasinda, tacirin bir kusurunun
olmamasi gerekir. Bir baska deyisle iddianin inandirici ve samimi olmasi,
hayatin olagan akisi içerisinde makul olmasi gerekmektedir.
Hasimsiz
olarak görülecek bu davada, mahkemeler gerekli arastirmayi yapmak durumundadir.
Mahkeme, itfaiye raporu, karakol tutanagi gibi belgeleri incelemenin yani sira
sahit de dinleyebilmektedir. Mahkemeye müracaat ederken, kayba yol açan olaya
iliskin delillerin yani sira hangi defter ve belgeler için zayi belgesi
istenildiginin de belirtilmesi gerekir. Zira tutulmamis veya tasdiki yaptirilmamis
defterler için zayi belgesi istenilmesi mümkün degildir. Tasdik ettirilmis olsa
dahi, kullanilmamis, bos defter veya fatura, fis, irsaliye gibi belgeler için
zayi belgesi istenemez.
Ancak
serbest meslek erbabinca kullanilan defter ve belgelerin zayi halinde, zayi
belgesi istenilmesi mümkün degildir. Çünkü zayi belgesi, Ticaret Kanununda
tacir için düzenlenmistir. Kanunlarimizda bu konuda bir bosluk vardir ve Vergi
Usul Kanununda düzenlenmesinde yarar vardir.
Zayi
belgesinin talep edildigi dava hasimsiz olarak görüldügünden mahkeme karari,
kesin hüküm olusturmaz, kesin kanit degildir ve her zaman aksi iddia ve ispat
edilebilir. Zayi belgesi
taleplerinin, ticari isletmenin bulundugu yer asliye ticaret mahkemelerine
yöneltilmesi gerekmektedir.
Zayi
belgesi talebinin, zayi olma halinin gerçeklestiginin, bir baska deyisle zayi
olma sonucunu doguran olayin ögrenilmesinden itibaren 15 gün içerisinde
yapilmasi gerekir. Bu süre, bazen olay tarihine göre 15 günden fazla da
olabilmektedir. Bu nedenle buradaki hak düsürücü sürenin her durumda, olay
tarihine göre hesaplanmasi mümkün degildir.
Zayi Belgesi, özel hukuka ait bir
belgedir. Alinmis olunmasi halinin dahi kesin hüküm teskil etmemesi sebebiyle,
bu belgenin alinmamis olmasi veya alinmasinin ihmal edilmis olmasi durumlarinda
da, ibraz etmeme fiili dolayisiyla açilacak ceza davalarinda, defter ve
belgelerin zayi oldugunu (tabii ki yine inandirici ve samimi olarak,
hayatin olagan akisina uygun biçimde ve tacirin elinde olmayan sebeplerle zayi
oldugunu) iddia ve ispat etmek mümkündür.
Uygulamada
sikça ihmal edilen bu konuya mutlaka gerekli özenin gösterilmesi gerekmektedir.