SERBEST MESLEKTE KDV IZDIRABI

04.08.2015 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 3833 görüntülenme YAZDIR

SERBEST MESLEKTE KDV IZDIRABI

 

(4.8.2015 tarihli DÜNYA Gazetesinde yayimlanmistir)

 

            Serbest meslek kazanci, serbest meslek faaliyetlerinden elde olunan kazançtir. Serbest meslek faaliyeti ise, sermayeden ziyade sahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan islerin isverene tabi olmaksizin sahsi sorumluluk altinda kendi nam ve hesabina yapilmasidir. Bu faaliyet, vekâlet, eser veya danismanlik sözlesmesine yahut elverisli bir sözlesmeye (ki bu sözlesme karma veya atipik bir sözlesme de olabilir) dayali olarak, belli bir edim seklinde yapilabilecegi gibi, danismanlik gibi süreklilik de arz edebilir.  .

            Serbest meslek hizmetinin verilmesi karsiliginda elde edilen kazanç Gelir Vergisi Kanununa tabi olmaktan baska, bu hizmet karsiliginda alinan bedeller de Katma Deger Vergisi Kanununa tabidir. Gelir Vergisi Kanunu kazancin vergilendirilmesini “fiilen elde etme” kosuluna baglamistir. Buna karsilik Katma Deger Vergisi Kanununda hizmet sunumlarinda verginin dogumu, hizmetin ifa edilmis olmasina baglanmistir.

            Iki Kanunun vergiyi doguran olayi, ayni hizmette ayni kisi için farkli esaslara baglamasi uygulamada zaman zaman duraksamalara ve ihtilaflara yol açmaktadir. Söyle ki; özellikle yillik sözlesme ile defter tutmayi ve mali tablolar ile döneme ait beyannameleri hazirlamayi belli bir bedelle (aylik taksitler halinde oniki taksitte) üstlenen serbest meslek erbabinin bazi aylar ücretini tahsil edememesine ragmen, o aylarda da hizmetin verildigi gerekçesi ile KDV ödemeleri istenilmekte, ödemeyenler hakkinda da cezali tarhiyatlar yapilmaktadir.

            Iki kanun arasindaki vergiyi doguran olay belirlemesinin farkliligindan kaynaklanan bu uyumsuzlugu giderecek hareket noktasinin, yine bu kanunlardan birine göre belirlenmesi gerekir. Bizce burada hareket noktasinin Gelir Vergisi Kanunu olmasi gerekir. Zira Katma Deger Vergisi Kanunu serbest meslek hizmetinin ifasini konusuna almakla birlikte, serbest meslegin, serbest meslek erbabinin ve serbest meslek hizmetinin tanimini yapmamis, bu konularda Gelir Vergisine atif yapmistir. Dolayisiyla hareket noktasinin gelir vergisi olmasi gerekir. 

            Öte yandan Katma Deger Vergisi Kanunu, öz ve ekonomik gerçeklik kadar, sekle de önem veren bir kanundur. Nitekim üstlenilen katma deger vergisinin indirim konusu yapilmasi, saglikli belgede gösterilmesi (hatta bu da yeterli degildir. Belgenin de deftere kaydedilmis olmasi gerekir) kosuluna baglanmistir. Katma Deger vergisinin hesaplanmasi da, belgenin varligina baglidir. Zaten belge yoksa, katma deger vergisinin yayililik özelligi ve indirim mekanizmasi çalismaz.

            O halde serbest meslek erbabinda KDV hesaplanabilmesi, müsterisinde de bu verginin indirim mekanizmasi içerisinde degerlendirilebilmesi için, belgenin düzenlenmis olmasi gerekir. Bu durumda cevabi aranmasi gereken soru, meslek erbabinin belge düzenleme zorunlulugunun ne zaman dogdugudur.

            Serbest meslek erbabinin belgesi, serbest meslek makbuzudur. Bu belge, tahakkuk ilkesinin bir eseri olan fatura’da farkli bir nitelige sahiptir ve adi gibi sadece bir makbuz’dur. Makbuz ise, bedel tahsil edildiginde düzenlenir. Bir baska anlatimla serbest meslek erbabi, bu makbuzu, gelir vergisi açisindan vergiyi doguran olay gerçeklestiginde, tahsil esasinda geliri elde ettiginde düzenlemek durumundadir. Dolayisiyla serbest meslek erbabi, hizmetini ifa etmis olmasina ragmen, gelirini (hizmetinin bedelini) elde etmedi ise, makbuz düzenlemek zorunlulugu yoktur.

            Netice olarak, serbest meslek makbuzunun yoklugu ve düzenleme zorunlulugunun bulunmadigi hallerde, katma deger vergisi de dogmaz.

            Bu görüs, saglikli bir belge düzeninin kurulmasi açisindan da yerindedir. Zira bedel tahsil edilmeden KDV’nin dogacagi kabul edilirse, KDV belgesiz beyan edilecek, ancak müsteri tarafindan indirim konusu yapilamayacaktir. Bu noktada serbest meslek erbabi belge düzenleyip müsterisinin defterine de isleyemez. Çünkü böyle bir durumda alacagi için icrai takip ve tahsil yetenegini kaybeder. Ileride tahsilat yapildiginda belgenin KDV’siz düzenlenecegi görüsü de savunulamaz. Çünkü bu durumda da müsteri söz konusu vergiyi indirim konusu yapamaz. Ayrica belge düzenlenmesi ile birlikte stopaj sorunu da dogar.

            Ancak idari anlayis, serbest meslek erbabindan, ücretini alamasa da KDV’yi talep etmektedir.

            Bir kisim meslek mensubu ücret ve KDV’sini tahsil etmedigi halde sirf idari uygulamadan çekindigi için her ay sadece KDV içeren makbuz kesmekte, tahsilati yaptiginda ise ücreti için makbuz kesmektedir. Bu uygulamada yanlis ve dayanaksizdir.

            Bu sorunun disinda tarifeyle belirlenen ücretlerin KDV’yi içerip içermediginden tutun da karsi taraf lehine hükmedilen Avukatlik ücretinin KDV’ye tabi olup olmadigina kadar, serbest meslek erbabinin KDV ile ilgili pek çok sorunu vardir. Oysa karsi taraf lehine hükmedilen Avukatlik ücreti, hem kanunen hem de Içtihatlari Birlestirme Karari geregi, ücret degildir. Davayi kaybedenin katlandigi yargilama gideridir. Yargilama giderleri ise KDV’ye tabi degildir.

            Bu konuda Danistay Kararlari ise maalesef istikrar göstermemekte ve sürekli farkli yönlere degismekte, uygulamaya isik tutabilecek gerekçeler içermemektedir.

            Bu sorunlarin köklü bir sekilde giderilebilmesi, sadece ticari faaliyeti ve ticari kazanci dikkate alarak yazilmis bulunan KDV Kanununda serbest meslek konusunun ayri bir madde ile özel olarak düzenlenmesi ile mümkündür.

Umarim kurulacak hükümetin Maliye Bakani bu sorunlara sahip çikarda torba kanunlara bir madde konularak serbest meslek erbabinin bu konudaki izdirabi giderilir. Zaten ihtilaflar ve dava dosyalarinin sayisi af veya uzlasma kanunlari ile degil, bu sekilde sorunlar çözüle çözüle azalir.