DEĞERLİ
KONUTLAR VERGİSİNİN BELİRSİZLİK DÜNYASINDA AÇIKLAMA BEKLENTİSİ
Dr.
A. Bumin DOĞRUSÖZ
Dünya
Gazetesi 14.1.2020
Bilindiği gibi 7.12.2019 günlü Resmi Gazetede
yayımlanan 7194 sayılı “Dijital Hizmet Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Ve
375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile
“değerli konutlar vergisi” ihdas edilmişti.
Bu vergi ile Türkiye sınırları içindeki
bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünce (TKGM) belirlenen değeri beş milyon Türk Lirasını
aşan mesken nitelikli taşınmazlar değerli konut vergisine tabi kılınmış ve TKGM değeri beş milyonu aşan konutları Genel
Müdürlüğün web sayfasında ilan ederek ilgilisine de tebligat yapmıştır.
Bu
arada bu
vergiye ilişkin düzenlemelerde değişikliğe gidileceği, getirilen bu verginin yeniden düzenleneceği, konunun
meclis gündemine tekrar geleceği ve hatta uygulamanın bir yıl ertelenebileceği
açıklandı. Bu açıklamanın hukuki bir izdüşümünün
olmaması ve yaşamın yürürlükteki yasayla devam ediyor olması dolayısıyla TKGM
tarafından kendisine tebligat yapılanlar bilinmezlik dünyasına sürüklendi.
Şimdi bu bilinmezliklere, bilinenler ile yanıtlar arayacağım.
Her şeyden önce
tebligat 1 Ocak sonrası yapılanlar biraz daha rahat. Çünkü onlar için
mükellefiyet 2021’de başlayacak. Yeni yıla kadar, nasılsa yeni bir düzenleme
yapılacak. Ancak bu durumda olanların da mutlaka TKGM’ye itiraz etmesi ve
aşağıda açıklayacağım sebeple dava açmalarında yarar var.
2019’da emlâk
vergisi değeri beş milyonu aşanlar ise kısmen rahat. Çünkü TKGM’ye itiraz
aşamaları söz konusu değil. Bu grup için beyan ve vergilendirme Şubatta
başlayacak. Şubata kadar bir düzenleme / erteleme nasıl olsa yapılır.
2019 içerisinde
tebligat yapılanlar ise en huzursuz kesim. Bu grupta yer alanlar doğal olarak
TKGM’ye itiraz dilekçelerini verdiler. Ve bu gruptakiler için de vergilendirme
aşaması Şubatta başlayacak. Ancak değer konusu halen açıkta.
İtiraz edipte itirazları
reddedilenler veya 60 gün içerisinde cevap verilmeyenler (ki 60 gün içinde
cevap/ret dilekçesinin tebliğ edilmemesi talebin zımnen reddedildiği anlamını
ifade etmektedir) 30 gün içerisinde dava açmak zorundadırlar. Bu dava değere
karşı ve Ankara Vergi Mahkemesinde açılacaktır.
(Bu dava için Ankara’ya gitmeye gerek yok, bulunduğunuz ildeki vergi
mahkemesine de dilekçe teslim edilerek dava açılabilir).
Tabii ki,
belirlenen değerin doğruluğunu düşünenlerin böyle bir dava ile uğraşmasına
gerek yoktur.
Şimdi diyeceksiniz ki, nasıl olsa bir yeni düzenleme
yapılacaksa, değere karşı dava açmanın anlamı ne?
Bu soruya yanıt
verebilmek, yapılacak düzenlemenin içeriğini bilmeye bağlı. Torba yasa ile sadece
verginin yürürlük tarihini gelecek yıla erteleyen ancak asıl düzenlemeyi yıl
içine bırakan bir düzenleme, bu soruya yanıt vermek için yeterli olmaz.
İleride yapılacak
asıl düzenlemede, sadece vergi oranı düşürülüp, “2019 sonunda veya 2020’de
yapılan değerleme işlemlerinin 2021’de yeniden değerleme oranı kadar
arttırılmak suretiyle uygulanır” denilmesi durumunda, biçilen değerin yüksek
olduğunu düşünenler, dava açmadıkları takdirde, değere itiraz ve dava açma
sürelerini kaçırmış ve biçilen değeri kabul etmiş durumda olacaklardır. Bu
nedenle yeni düzenlemenin içeriği belli olmadıkça dava açılması zaruret
oluşturmaktadır.
Bu da, onbinlerce
davanın Mahkemelere yığılması, mükelleflerin (bilirkişi ücretleri ve karşı
taraf vekâlet ücreti de dikkate alınırsa bir hayli yüksek tutarda) yargılama
giderleri ile karşılaşması demektir.
Bu nedenle, bir
an önce yeni düzenlemede yapılmış değerlerin geçerli kabul edilip
edilmeyeceğinin yetkili ağızlarca açıklanması gerekmektedir.
Yetkili ağız
kimdir? Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde şu an için, Cumhurbaşkanlığının
veya Hazine ve Maliye Bakanlığının yahut Kabinenin kanun teklif etme yetkisi
yoktur. Bu yetki milletvekillerindedir. Hangi milletvekilinin nasıl bir
teklifte bulunacağını ve Meclisin bu teklifi ne şekilde kabul edeceğini ise
bilme olanağı yoktur. Bu nedenle yetkili ağızın olmadığı söylenebilirse de bu
konuda Sayın Cumhurbaşkanının veya onun adına açıklama yapma yetkisi olanların
açıklamalarına itibar etmek gerekmektedir. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanının aynı
zamanda çoğunluk partisi genel başkanı olarak Meclis Grubunu yönlendirme
yetkisi vardır.
Şu anda mükellef kesimi, bu açıklamayı, değer
tespitine karşı dava açıp açmama noktasında karar için beklemektedir. Eğer TKGM
tarafından belirlenen değerlere itibar olunmayıp, yeniden bir değer belirlemesi
yapılması düşünülüyorsa veya sadece emlak vergisi değerli üzerinden matrah
belirlenmesi yoluna gidilecekse (ki bence olması gereken budur) bunun bir an
önce açıklanmasında yarar vardır. Bir an
önce bu yolda yapılacak bir açıklama hem mahkemeleri onbinlerce davadan kurtaracak
hem de mükellefleri rahatlatacaktır.
Öte yandan
TKGM’nin ret cevaplarını yeni düzenlemeye kadar geciktirmesi de sorunu çözmeyip
karmaşıklaştıracaktır. Zira itirazlardan itibaren 60 gün geçtikten sonra 30 gün
içinde dava açılmaması ve daha sonra gelecek ret cevabının dava konusu edilmesi
halinde, yargının– ilk dava hakkının kullanılmamasından hareketle- süre aşımı dolayısıyla davayı reddedecek bir
yorumda bulunması ihtimali söz konusudur. Bu nedenle 60 günlük zımni ret süresi
sonrasında hemen herkes yine dava açacaktır.