KIRA SÜRESININ UZAMASI VE DAMGA VERGISI
(10.11.2015 tarihli DÜNYA Gazetesinde yayimlanmistir)
Konut
ve çatili is yeri kira sözlesmeleri genellikle belirli bir süre için
yapilirlar. Sözlesmelere de genellikle, süre bitiminden belli süre önce
taraflarin fesih bildiriminde bulunmadikça sözlesmenin süresinin uzayacagina
iliskin hükümler konulmaktadir. Zaten Borçlar Kanunumuzun 347/1 maddesine göre
de “konut ve çatili is yeri kiralarinda kiraci, belirli süreli sözlesmelerin
süresinin bitiminden en az onbes gün önce bildirimde bulunmadikça sözlesme ayni
kosullarla bir yil için uzatilmis sayilir”.
Buradaki
onbes günlük süre emredici niteliktedir, sözlesmenin taraflarinca kisaltilamaz
ve uzatilamaz. Buradaki fesih bildiriminin yazili sekilde yapilmasi gerekmektedir.
Borçlar Kanununun 348. maddesi burada yazili sekli bir geçerlilik sarti olarak
kabul etmistir.
Öte yandan is yeri kira sözlesmeleri
damga vergisine tabidir. Damga vergisi ödenmis belirli süreli bir kira
sözlesmesinin, kiracinin pasif davranmasi, bir baska deyisle fesih bildiriminde
bulunmamasi durumunda süresinin uzamasi halinde, ilave bir yillik süreli yeni
bir durumun ve kira iliskisinin meydana geldiginden bahisle tekrar damga
vergisinin dogup dogmayacagi bir süredir tereddüt konusudur. Bu hukuksal
islemin de
Nitekim uygulamada, “fesih veya
yenilememe ihbari bulunmamasi sebebiyle izleyen yilda sözlesme süresinin
kendiliginden uzadigi, bu durum vergiyi doguran olay açisindan
degerlendirildiginde, damga vergisine konu yeni bir kagidin, daha dogrusu
kagidin ihtiva ettigi hukuksal islemin ortaya çiktigi, bu hukuksal islemin de
hükümlerinden yararlanilmaya devam olunan her hangi bir durumu ispat veya belli
etmek için ibraz edilebilecek olan kagit niteliginde oldugundan damga vergisine
tabi tutulmasi gerektigi sonucuna varildigi” seklinde özetledigimiz gerekçeye
dayanan inceleme raporlarina, hatta yerel mahkeme kararlarina da
rastlamaktayiz.
Oysa Damga vergisinin dogabilmesi için
öncelikle kanunda belirlenmis bir kagit, elektronik
ortamda düzenlenmis bir belge ya da veri olmasi, bu kagit,
belge ya da verinin imzalanmis olmasi ya da imza
yerine geçecek bir isaret
konmus olmasi gerekmektedir. Burada kira
sözlesmesi, taraflarin pasif tutumundan kaynaklanmakta, imzalanan veya imza
yerine geçen bir isaret konulan –süre uzatimini saglayan- her hangi bir kagit
da söz konusu olmamaktadir.
Damga Vergisi
Kanununda, vergiye tabi kâgitlarin hükümlerinin yenilenmesi durumunda ise, sadece bu kâgitlarin
yenilenmesine iliskin mektup serhlerin damga vergisine tabi oldugu
düzenlemesine yer verilmistir.
Ancak Kanunda mektup ve/veya serhin yasal tanimi yapilmamistir. Serh bir anlatim veya yorumlama, bir seyi açiklamak amaciyla
bir kâgida yazilmis
olan ifade seklinde degerlendirilebilir. Serh, yazili olan, önceden düzenlenmis bir kâgidin,
herhangi bir yerine veya bosluguna konulabilir, hatta arkasina da
yazilabilir. Kâgidin, hükümlerinin
yenilenmesine, uzatilmasina, degistirilmesine, devrine veya bozulmasina
iliskin olarak
konulan serhler, damga vergisi açisindan vergiyi doguran olayi
olusturur. Oysa burada süreyi uzatan bir yazisma veya mektup yahut serh de
yoktur.
Bu nedenle, kiracinin
usulünce gönderilmis fesih beyaninin yoklugu sebebiyle süresi kendiliginden
uzayan çatili is yeri kira sözlesmelerinde, süre uzatiminin damga vergisi
açisindan vergiyi doguran olay olarak nitelendirilmesi mümkün degildir. Kaldi
ki ayni sözlesmeyi, süre uzadi diyerekten, yeni bir sözlesme yapilmamasina veya
bu konuda bir kâgit düzenlenmemesine ragmen her yil yeniden vergilendirmek de
bir baska haksizligi olusturmaktadir.
Nitekim Danistay 9. Dairesi E. 2013/451 K.
2014/7252 sayili ve 7.11.2014 tarihli Kararinda “Olayda, davaci sirketin
imzalamis oldugu alan tahsis sözlesmelerinde yer alan "yeni
dönem için yenilememe ihbarinda bulunulmadigi takdirde
tahsis
süresi, tahsis bedeli hariç olmak üzere ayni hüküm
ve kosullarla (bir) yil daha uzayacaktir" seklindeki maddenin,
mevzuat hükümleri ve yapilan açiklamalar karsisinda damga vergisine konu kâgidin hükümlerinin yenilenmesine iliskin kâgida
konulmus bir serh olarak kabulünün mümkün
olmadigi, bu nedenle, sözlesmede bulunan bu hüküm geregince süresi kendiliginden uzayan sözlesmenin 488
sayili Damga Vergisi Kanunu’nun aradigi
anlamda damga vergisine tabi bir sözlesme olarak kabul edilemeyecegi,
aksi düsüncenin, verginin kanuniligi ilkesine aykiri
olarak kanunda yazili olmayan bir durumun yorum yoluyla genisletilerek vergi
alinmasina yol açaca”gina
karar vermis ve bu gerekçeyle tarhiyati onayan yerel mahkeme kararini
bozmustur.