Transfer fiyatlandirmasinda üç gelisme
Dünya Gazetesi /09.06.2016
Transfer
fiyatlandirmasi yoluyla örtülü kazanç dagitimi müessesesi, her ne kadar kanunen
kabul edilmeyen giderlere iliskin düzenlemeler arasinda yer almissa da gerçekte
bir oto-kontrol müessesesi olarak, kurumlar vergisinin baslica konularindan
birisidir. Müessese, vergi incelemeleri içerisinde de ayni derecede öneme
sahiptir ve incelemelerin yogunlastigi konulardan biridir. Son günlerde
transfer fiyatlandirmasi konusunda mevzuat bazinda dikkatle izlenmesi gereken
önemli gelismeler olmaktadir.
Bu gelismelerden
ilki, Gelir Idaresi Baskanligi tarafindan hazirlanan ve kamuoyu ile paylasilan
3 sayili Genel Teblig Taslagi. Önce bu metne bir göz atalim.
Bilindigi
gibi KVK’nin 13. maddesinin 7. fikrasinda müessesenin uygulanmasi, “tam
mükellef kurumlar ile yabanci kurumlarin Türkiye'deki isyeri veya daimi
temsilcilerinin aralarinda iliskili kisi kapsaminda gerçeklestirdikleri yurt
içindeki islemler nedeniyle kazancin örtülü olarak dagitildiginin kabulü Hazine
zararinin dogmasi sartina” baglanmistir. Her ne kadar Kanunda, “Hazine
zararindan kasit, emsallere uygunluk ilkesine aykiri olarak tespit edilen fiyat
ve bedeller nedeniyle kurum ve iliskili kisiler adina tahakkuk ettirilmesi
gereken her türlü vergi toplaminin eksik veya geç tahakkuk ettirilmesidir”
hükmüne yer verilmisse de, Hazine zararinin tespitinde hangi vergilerin nasil
dikkate alinacagi ve hazine zararinin hesaplanmasi konulari tartismalidir.
Teblig taslagi, Hazine zararinin kapsami, nasil hesaplanacagi ve özellikle
katma deger vergisinin sorunun çözümüne etkisi konularini örneklerle açikliga
kavusturmaktadir. Idari anlayisi ifade eden ve önümüzdeki günlerde Resmi
Gazete’de yayinlanacagini düsündügümüz taslak, benimsedigi anlayisin dogrulugu
veya yanlisligi bir kenara, bir konuyu açikliga kavusturmasi yönüyle önemli bir
metindir.
Taslakta
ayrica transfer fiyat tespit yönetmelerine iliskin örnekler gelistirilmekle
birlikte özellike “yillik belgelendirme” konusunda önemli açiklamalar yer
almaktadir. Özellikle çok uluslu isletmeleri ilgilendiren sekilde “ülke raporu”
ve “ülke bazli raporlama” ihdas edilmektedir. OECD içerisinde BEPS çalismalari
(Uluslararasi matrah asindirmasi ve kâr aktarimi yoluyla vergi erezyonunu
önleme çalisma grubukapsaminda ihdas edilmeye çalisildigini düsündügüm “ülke
bazli raporlama”, çok uluslu isletmelerin diger ülkelerdeki grup sirketleri ile
ilgili bilgileri verme konusundaki hassasiyetleri dolayisiyla bazi sikintilara
yol açacak niteliktedir. Zaten bu konudaki kanaatim, ülkemizin BEPS ile ilgili
olarak “kraldan çok kralci” oldugu ve BEPS’in neticede sadece çok uluslu
denetim sirketlerini zengin etmeye yarayacagi yönünde.
Transfer
fiyatlandirmasi yönünde ikinci önemli ise gelisme 6 sayili KDV Genel Tebligi
ile yasanmistir. Genel teblig ile “Indirim hakkina sahip mükelleflerin ithalat
matrahinda, transfer fiyatlandirmasi yoluyla örtülü kazanç dagitildiginin
tespit edildigi durumlar nedeniyle fazla veya yersiz ödenen vergiler, bu
mükellefler tarafindan indirim hesaplarina alindigindan iade edilmez. Ithalat
sirasinda fazla veya yersiz ödenen bu vergiler ile ilgili olarak indirim
hesaplarinda herhangi bir düzeltme yapilmasina gerek bulunmamaktadir. Bu
uygulama yurtdisindan temin edilen hizmetlere (gayri maddi hak ödemeleri dâhil)
iliskin sorumlu sifatiyla beyan edilerek ödenen vergiler için de geçerlidir”
düzenlemesi yürürlüge konulmustur.
Bu
düzenlemeye göre ithalatçi bir firma yurt disindaki iliskili bir sirketten
emsaline göre yüksek fiyatla ithalat yapsa ve saptansa dahi, gümrükte emsali
asan bedele göre fazladan ödedigi veya (hizmet ithalatinda) sorumlu sifatiyla
vergi dairesine fazla ödedigi KDV düzeltilmeyecek, fazla ödenen KDV’nin kanunen
kabul edilmeyen gider KDV’si olarak reddedilmeyecektir.
Maliye
Bakanligi bu düzenlemesi ile iliskili sirketlerden veya grup sirketlerden mal
veya hizmet ithal eden yahut yurt disi sirketlere gayri maddi hak bedeli
ödemesi yapan sirketleri, ayrimcilik yaparak korumus ve kollamis olmaktadir.
Çünkü bakanligin görüsü, iliskili sirketlerden mal veya hizmet alimlarinda
emsale göre fazla ödenen bedele tekabül eden KDV’nin indirilemeyecegi
yönündedir. Simdi yurt için iliskili kisiden emsale göre pahali mal
alindiginda, emsali asan kisma tekabül eden KDV indirilemeyecek, ama bu alis
yurt disindan olursa indirilebilecektir. (Üstelik bu KDV yurt içi iliskilerde
hazine zararinin tespitinde de nazara alinmaktadir.)
Bakanligin
bu sekilde bir ayirim yapma yetkisi de ne KVK’da ne KDVK’da yoktur. Burada
çeliskiyi giderip esitligi saglamak için, ayni yorumun yurt içi mal veya hizmet
alimlarina da tesmil edilmesi gerekmektedir. Kaldi ki daha önceki yazilarimda
da vurguladigim gibi örtülü sermaye veya örtülü kazanç dagitimi üzerinden
ödenen KDV’nin indirimine hukuksal engel de yoktur, yorum sorunudur. En azindan
yarginin yorumunda artik bu konuyu da degerlendirerek karar vermesi
gerekecektir.
Üçüncü
gelisme de gelecek yazimda.