DİGİTAL HİZMETLER
VERGİSİ
Dr. A. Bumin DOĞRUSÖZ
Dünya Gazetesi 5.11.2019
Geçen hafta Plan ve
Bütçe Komisyonunda görüşülerek kabul edilen “Dijital Hizmet Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” ile üç
yeni vergi getirildiğinden daha önceki yazılarımda bahsetmiş ve bu vergilerden
“Konaklama Vergisi”ni ve “Değerli Konutlar Vergisi”ni önceki
yazılarımda aktarmıştım. Bu yazımda da üçüncü yeni vergiyi, “Digital Hizmetler Vergisini”ni
irdeleyerek aktarmaya çalışacağım.
Teklife göre; Türkiye’de sunulan digital hizmetlerden
aşağıdaki sunulan hizmetler;
·
Dijital
ortamda kullanıcılara sağlanan her
türlü reklam hizmeti (reklam kontrol ve ölçüm hizmetleri, veri iletimi ve
yönetimi hizmetleri, reklamın sunulmasın ilişkin teknik hizmetler dahi)
·
Sesli,
görsel veya kayıt edilmesine yönelik
olarak dijital ortamda sunulan hizmetler (program, uygulama, oyun, ve
benzerlerinin dijital ortamda satışı, bunların izlenmesi, oynanması,
kaydedilmesi, kullanılmasına yönelik olarak dijital ortamlarda sunulan
hizmetler dahil)
·
Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital
ortamın sağlanması ve işletilmesi hizmeti (kullanıcıların birbirlerine mal ve
hizmet satılmasının teminine yönelik hizmetler dahil),
dijital hizmet vergisine tabi olacaktır. Ayrıca yukarıda sayılan hizmetlere
yönelik dijital ortamda verilen aracılık
hizmetleri de dijital hizmet vergisine tabidir.
Teklifte mükellef, Gelir
veya Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre tam mükellef olup olmadığına, dar
mükellefiyete tabi olanların hizmeti Türkiye’de bulunan işyeri veya daimi
temsilcileri vasıtası ile gerçekleştirip gerçekleştirilmediğine
bakılmaksızın, bu hizmetlerin sağlayıcıları şeklinde belirlenmiştir.
Mükellefin Türkiye’de yerleşim
yerinin, işyerinin bulunmaması ve diğer gerekli görülen hallerde vergi
alacağının emniyeti amacıyla işleme taraf olanlar ile aracılık
edenler verginin ödenmesinden sorumlu tutulması konusunda Hazine ve Maliye
Bakanlığına da yetki verilmektedir.
Dijital hizmetlerden
dolayı ilgili hesap döneminden önceki dönemde Kanunun kapsamına giren
hizmetlerden Türkiye’de elde edilen hasılatı 20
milyon TL veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon € veya muadili
yabancı para karşılığı TL’den az
olanların bu vergiden muaf olması öngörülmektedir. Hesap dönemi
içerisinde ilgili hadlerin her ikisinin de aşılması halinde muafiyet bitecek,
vergilendirme dönemini takip eden dördüncü vergilendirme döneminden itibaren
mükellefiyet başlayacaktır. Arka arkaya iki hesap dönemi boyunca ilgili
hadlerden herhangi birinin altında kalanların vergi muafiyeti izleyen hesap
döneminde tekrar başlayacaktır.
Dijital hizmet
vergisinin matrahı verginin konusuna giren hizmetler nedeniyle, takvim yılının
birer aylık dönemi şeklinde belirlenen her bir vergilendirme döneminde elde
edilen hasılat olacaktır. Hasılatın döviz cinsinden elde edilmesi halinde, elde
edildiği tarihte geçerli olan Merkez Bankası döviz alış kuru ile Türk Parasına
çevrilecektir.
Dijital
hizmet vergisi, matraha oranın uygulanması suretiyle bulunacaktır. Oran ise % 7,5’dur. Hesaplanan vergiden herhangi bir indirim yapılmayacak
ve bu verg düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde KDV gibi ayrıca
gösterilmeyecektir. Bu verginin de nihayetinde tüketicilere yansıtılacak bir
vergi olması nazara alınırsa, her halde teklifi hazırlayanlar tüketicilerin bu
vergiyi hissetmemelerini istemiş olmaları gerekir.
Dijital hizmet vergisinde
vergi dönemi takvim yılının birer
aylık dönemleri olarak belirlenmekle birlikte Bakanlığa bu süreyi
üçer aylık dönemler olarak belirleme yetkisi de verilmektedir.
Dijital hizmet vergisini
ödemekle yükümlü bulunanlar beyannamelerini vergilendirme dönemini takip eden ayın sonuna kadar ilgili
vergi dairesine vermekle ve vergiyi ödemekle ödemekle yükümlü kılınmışlardır.
Ödenen dijital hizmet
vergisi mükellefler tarafından gelir veya kurumlar vergisine esas safi kazancın tespitinde gider
olarak indirebileceklerdir.
Dijital hizmet vergisine
ilişkin beyanname verme ve ödeme
yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen mükelleflere Hazine ve
Maliye Bakanlığınca uyarı tebligatı, elektronik posta veya diğer tüm iletişim
araçları ile yapılacaktır. Kendisine uyarı
tebligatı yapılanlar ayrıca Gelir
İdaresi Başkanlığının internet sitesinde de ilan edilecektir. İlan
tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yükümlülüklerini
yerine getirmeyen mükelleflerin sunmuş oldukları hizmetlere erişim,
yükümlülükler yerine getirilene kadar engellenebilecektir. Hazine ve Maliye
Bakanlığı tarafından verilen engelleme kararı sonrasında bu karar Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilecek ve engelleme kararlarının
gereği bildirimden itibaren 24 saat
içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilecektir.
Ancak burada erişim
engellenmekle birlikte, engellenen içerik hala internet ortamında varlığını
sürdüreceğinden söz konusu içeriğe çeşitli yollarla erişmek yine mümkün
olacaktır.
Bu vergi borcundan
dolayı içeriği engelleme, pek çok kamusal hak ve özgürlüğü de ortadan
kaldıracağından, yargı kararı dahi aranmaksızın idari işlemle uygulanacak
olması sebebiyle, pek Anayasa’ya uygun gibi durmuyor. Kaldı ki vergi borcu,
Anayasa’da pek çok kamusal hak ve özgürlük açısından bir sınırlandırma sebebi
olarak da kabul edilmemiştir.