EMEKLİLERDE SIFIR
ORANLI EMLÂK VERGİSİ
Dünya / 10.5.2022
Mayıs ayının emlâk
vergisi için birinci taksidin ödenme ayı olmasını da nazara alarak, bu yazımı
emlâk vergisi ile ilgili bir konuya ayırayım, daha doğrusu daha öncede yazdığım
bir konuyu tekrar özetle hatırlatayım istedim.
Emlâk Vergisi Kanunu
ile (md.8/2) Bakanlar Kuruluna (Anayasa değişikliği sonrası Cumhurbaşkanına) “gelirleri
münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan
ibaret bulunanların (…), Türkiye sınırları içinde brüt 200 m²’yi geçmeyen tek
meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dahil)” halinde, bu meskenlerine
ait vergi oranını sıfıra kadar indirme yetkisi verilmiştir. Kanunda ayrıca bu
hükmün, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde
hisselerine ait kısım hakkında da uygulanacağı, ancak belli zamanda dinlenme
amacıyla kullanılan meskenler hakkında uygulanmayacağı da vurgulanmıştır.
Cumhurbaşkanına tanınan
yetkinin verginin yasallığı ilkesine aykırılığı tartışmalarını şimdilik bir
kenara bırakıyorum. Bu yetki 20/12/2006 tarih ve
2006/11450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2006 ve sonraki yıllar için kullanılmıştır.
Anılan
Kararname uyarınca sıfır vergi uygulaması 2022 yılı için de söz konusudur.
Bu
olanaktan sadece Türk kanunlarına göre kurulmuş sosyal güvenlik kurumundan emekli
aylığı, vefat etmiş baba, eş gibi kimseler dolayısıyla bağlanan ölüm aylığı gibi
aylık alanlar yararlanabilirler. Yabancı ülkelerin sosyal güvenlik kurumundan
emekli aylığı alanlar bu olanaktan yararlanamazlar.
Bu
olanaktan yararlanabilmek için bir önemli koşul da “gelirin münhasıran sosyal
güvenlik aylığından ibaret” olmasıdır. Başkaca geliri olanlar bu olanaktan
yararlanamazlar. Örneğin emekli aylığının yanı sıra ticari veya serbest meslek
faaliyeti ile uğraşanlar, kira geliri olanlar, sosyal güvenlik destek primi
ödeyerek ücretli çalışmaya devam edenler bu olanaktan yararlanamazlar.
Buradaki
gelirin sadece “sosyal güvenlik aylığından ibaret” olması koşulunun sınırları
önemlidir. Bunun bir sınırı olmak gerekir. Bu sınırı, gelir vergisi konusuna
giren gelir şeklinde çizmek gerekir. Yoksa, bir emekliye piyangodan ikramiye
çıkması veya emeklinin arabasını satması halleri de gelirdir. Emekliler
birikimlerini, vadeli mevduat yapmak, hazine bonosu almak, fon veya repo
işlemleri yoluyla da değerlendirebilirler. Bu şekildeki gelirler, menkul
sermaye iradı olarak gelir vergisinin konusuna girmekle birlikte hayatın olağan
akışının getirdiği gelirlerdir. Bence bunları da ayrı düşünmek gerekir. Zaten
bu nedenle Maliye Bakanlığının 45 sayılı Emlâk Vergisi Genel Tebliğinde yapılan
açıklamaya göre 2021 yılında menkul sermaye iradı gelirleri 53 milyon lirayı
geçmeyenlerin bu gelirleri, “sıfır oranlı vergi”den yararlanmaya engel kabul
edilmeyecektir.
Bu olanaktan yararlanmak isteyenlerin, bu tek
meskende bizzat oturuyor olması gerekmemektedir. Örneğin İstanbul’daki
meskenini oğluna bedelsiz tahsil edip, kendisi kızının İzmir’deki evinde oturan
veya kendisi kirada oturan ve başka bir geliri olmayan emekli kişi de bu
olanaktan yararlanabilir. Ancak kendi meskenini kiraya verip, kendisi de kirada
oturan bir emeklinin durumu biraz karışıktır. Bence bu emekli, emekli maaşının
yanı sıra kira geliri elde ettiği için, başkaca geliri olmama koşulunu ihlal
ettiğinden söz konusu olanaktan yararlanamaz. Ancak Maliye Bakanlığı 38 sayılı
Emlâk Vergisi Genel Tebliğinde “sahibi
olduğu konutu tek meskenini kiraya verip, kirada oturanlar da diğer şartları
taşımaları kaydıyla indirimli vergi oranından faydalanabileceklerdir.”
açıklamasını yapmıştır.
Tek meskene sahip olma
koşulu, başkaca bir taşınmaza sahip olmama şeklinde anlaşılmamalıdır. Bir
emeklinin, gelir getirmeyen başkaca bir dükkân, arsa veya araziye sahip olması,
koşulun ihlali olarak kabul edilmemektedir.
Tek
meskenin yılın belli dönemlerinde kullanılan yazlık ev, devre mülk, bağ veya
yayla evi olması halinde, bu meskenler için söz konusu olanaktan yararlanmak
mümkün değildir. Ancak bu taşınmazlarda sürekli oturulması, ikâmet edilmesi
halinde, diğer koşulların da varlığı halinde sıfır vergi olanağından yine
yararlanmak mümkündür.
Emekli
aylığı alanların tek meskene hisseli olarak sahip olmaları durumunda da bu
sıfır oranlı vergi olanağından kendi hisseleri için yararlanmaları mümkündür.
Bu durumda sıfır oranlı vergi, meskenin vergi değerinin hisseye isabet eden kısmına
uygulanacaktır. Ancak burada meskenin büyüklüğünün 200 m² sınırını aşmama
koşulunun, hisse nispetine göre değil, meskenin tamamı üzerinden ele alınması
gerekmektedir.
Bu
olanaktan yararlanmak için meskenin kat mülkiyeti tesis edilmiş bina olması koşulu
söz konusu değildir. İntifa hakkı tesis edilen binalarda ise hak malikten,
koşulları taşıyan intifa hakkı sahibine geçmektedir.
Bu
olanaktan yararlanmak için ilgili Belediye’ye basılı örnekleri belediyelerde
bulunan matbu –koşulların oluştuğuna dair- bir taahhütname verilmesi gerekli ve
yeterlidir. Bu taahhütnameyi vermiş olanların, tekrar vermelerine gerek yoktur.
Bu taahhütnameye de herhangi bir belge eklenmesine de gerek yoktur. Koşulların
ortadan kalkması halinde, koşulların yitirildiği yıl durumun bir dilekçe ile yine
belediyeye bildirilmesi gerekmektedir.