Durusmanin önemi
Dünya
Gazetesi / 26.04.2016
Anayasamizin 138. maddesine
göre hâkimler, Anayasa’ya kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine
göre hüküm verirler. Bu nedenle yargilamada temel tas, “vicdani kanaattir.”
Vicdani kanaatin olusum yeri ise “durusma”dir.
Her yargilama, her zaman,
dogru ya da yalan olmak üzere iki yanli, iki olasilikli, birbirine karsit, ama
taraflar ve hâkim için ortak bir kuskuyla baslar. Eger durusma denilen
laboratuvar saglikli verilere dayanmis, aygitlar saglikli çalismissa kuskulu
durum tutarli biçimde çözülecek; suç denilen olayin islenip islenmedigi
gerçekçi biçimde saptanacaktir. (Sami Selçuk. “Vicdani Kani Yargisini Olusturma
Tekeli, Durusma Yargicindir.” Star, 18.11.2008)
Hukuk Muhakemeleri ve Ceza
Muhakemeleri Kanun'larinda birkaç madde ile ayrintili olarak düzenlenen durusma
müessesesi Idari Yargilama Usulü Kanunu’nda (IYUK) ise sadece 2 madde ile
düzenlenmistir. IYUK, kural olarak yazili yargilama usulünü benimsemistir.
Ancak salt yazili yargilama usulünün benimsenmis olmasi, vicdani kanaatin
olusumunu yeterince saglayamadigi gibi, taraflari tatmin etmekten de uzaktir. Çünkü
taraflar çogu zaman dilekçeler ve belgeler haricinde, bir kere de konuyu
yargiçlarin huzurunda anlatmak, tartismak isterler. (Selçuk Hondu, IYUK’da
Durusma Yapilmasi ve Uygulamadaki Durum, Danistay Dergisi s:89 sf:4)
Durusma, davacinin dava
konusu islemin iptalini gerektiren önemli hususlari bir kez de sözlü olarak
ortaya koymasi, dosyada önem tasiyan ve bazen dikkatten kaçabilecek konulara
isaret etmesi, idarenin de isleminin sebep ve dayanaklarini izah ederek
islemini savunmasi ve bu tartismalari izleyen yargicin, dosyasina durusmada
ileri sürülen hususlar isiginda yaklasmasi, hiç süphesiz kararlarin kalitesini
arttirir.
IYUK’nin yeterli düzenleme
içermemesinin de etkisi ile idari yargi pratiginde de (genelde idare, özelde
vergi yargisinda) durusma müessesesi olmasi gereken önemi kazanamamis, adeta
gereksiz bir müessese gibi görülmüstür.
IYUK’da tek hâkimli
mahkemeler de durusma yapilmasi hâkimin takdirine birakilmis, heyet halindeki
mahkemelerde ise talep halinde zorunlu kilinmistir. Istinaf mahkemesinde ise
durusma, yine mahkemenin takdirine baglanmistir. Danistay’da temyiz
basvurularinda ise durusma, tamamiyla temyiz dairesinin takdirine
birakildigindan, hiç denecek derecede az yapilir hale gelmistir.
Durusma, taraflar açisindan
önem tasir ve taraflar savunmalari için gerekli görüyorsa (talep ediyorsa)
yapilmak durumunda olmalidir. Bu nedenle, durusmanin dava için gerekip
gerekmedigini belirleme yetkisi, hiçbir zaman mahkemenin takdirinde
olamaz. Bugünkü uygulamada temyiz basvurusunda bulunanin söz hakkinin
kisitlanmasi ve karsi tarafla (veya vekili ile) bir kez de temyiz mercii önünde
davasini tartisma hakkinin elinden alinmasi sonucunu dogurmustur. HMK’da ve
CMK’da temyiz merciinin kanunlarda sayilan birçok halde talep durumunda durusma
yapmakla yükümlü kilinmasi, HMK’nin ve CMK’nin, IYUK’a nazaran “vicdani
kanaate” ve dolayisiyla adaletin tecellisine daha fazla hizmet ettigi
söylenebilir.
Öte yandan yargilamada
önemli olan taraflarin adalet duygusunun tatminidir. Kamuoyunda dosyalarin
zaman ve is yükü sorunu dolayisiyla yeterince okunmadigi kanaati yaygindir. Bu
nedenle taraflar bir kere de davalarini sözlü olarak anlatmak istemektedirler.
Idari (özellikle vergi) yargida durusmasiz verilen kararlarin, çogu zaman
taraflari tatmin etmedigi görülmektedir.
Idari yargi mercilerinin,
kanunda yasak olmamasi sebebiyle içtihatla gelistirmek yerine, “IYUK’ta yazili
usulün benimsendigi ve sahit müessesesinin düzenlenmedigi” gerekçesinden
hareketle durusmalarda tanik dinlemekten kaçinmasi ve tanik ifadesine basvurulamamasi
da vicdani kanaatin olusmasini yine engelleyen bir baska unsurdur. Örnegin,
disiplin cezasinin tanik ifadelerine dayali olarak verildigi veya cezali vergi
tarhiyatinin tanik ifadesine dayali olarak yapildigi hallerde davanin
taraflari, bu taniklarin yargiç huzurunda yeminli ifadelerinin alinmasini
saglama olanagindan yoksundur.
Yine vergi yargisinda
karsilasilan bir durum ise durusmayi yapan yargiçla karar veren yargicin
farklilasabilmesidir. Zira durusma sonrasi mahkeme heyeti, çesitli belgelerin
getirilmesi veya bilirkisi incelemesi gibi çesitli ara kararlari verebilmekte,
bu kararlarin yerine getirilmesi ise zaman almakta, ancak bu arada atamalar
yolu ile mahkemenin üyeleri degisebilmektedir. Bu durumda ise durusmanin artik
karari verecek yeni heyet huzurunda tekrarlanmasi gerekirken, yeni heyet
durusmayi alelade bir usul muamelesi gibi görmekte, eski heyetin durusmayi
yapmis olmasindan hareketle karari vermektedir. Temyizden dönen dosyalari da
genellikle farkli üyeler degerlendirmekte ve durusma islevini kaybetmis
olmaktadir. Bu gibi hallerde durusmanin tekrarlanmasi yolunun da hiç olmazsa
içtihatla açilmasi gerekmektedir.
Öte yandan mahkemelerin
belge getirtme veya bilirkisi incelemesi gibi incelemeleri durusmadan sonra
yapmalari dolayisiyla, belki dava sonucunu etkileyecek bu argümanlarin
durusmada tartisilmasi olanagi kaybolmaktadir. Davalari esastan
inceleyecek ve maddi olayi tekrar degerlendirecek istinaf mahkemelerinde
durusma yapilmasinin mahkemenin takdirine birakilmasi yanlistir. Zira pek çok
halde istinaf mahkemesi kararlarina karsi temyiz yolu kapali olacaktir. Istinaf
mahkemesi kararlarina karsi karar düzeltme yolu da artik yoktur. Bu nedenle,
istinaf uygulamasi 20 Temmuzda yürürlüge girmeden önce bu konu mutlaka gözden
geçirilmeli ve talep halinde durusma yapilmasi zorunlu kilinmalidir.
Adalet Bakanligi'nin idari
yargida reform amaciyla IYUK üzerinde çalistigi bu günlerde, durusma
müessesinin adil yargilanma ilkesine daha çok hizmet edecek sekilde yeniden
düzenlenmesi bir zorunluluktur.