SÜRE KONUSUNDA BIR ÖNERI

02.02.2016 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4566 görüntülenme YAZDIR

VERGI USUL KANUNU TASARISI – 6

SÜRE KONUSUNDA BIR ÖNERI

(Dünya Gazetesi/2.2.2016)

               Vergi Usul Kanunu Tasari Taslaginda düzenlenen konulardan biriside “süre” konusudur. Önce taslaktaki konumuza iliskin düzenlemeleri aktaralim.

Kanuni ve idari süreler

          MADDE 18- (1) Vergi muamelelerinde süreler vergi kanunlari ile belli edilir.

          (2) Kanunda açikça yazili olmayan hallerde on bes günden asagi olmamak sartiyla bu süreyi, tebligi yapacak olan idare belirler ve ilgiliye teblig eder.

          Sürelerin hesaplanmasi

          MADDE 19- (1) Vergi kanunlarinda yazili süreler asagidaki sekilde hesaplanir.

          a) Süre gün olarak belli edilmisse basladigi gün hesaba katilmaz ve son günün tatil saatinde biter.

          b) Süre hafta veya ay olarak belli edilmisse basladigi güne son hafta veya ayda karsilik gelen günün tatil saatinde biter. Sürenin bittigi ayda, basladigi güne karsilik gelen bir gün yoksa süre o ayin son gününün tatil saatinde biter.

          c) Sonu belli bir gün ile tâyin edilen sürelerde, süre o günün tatil saatinde biter.

          ç) Resmî tatil günleri süreye dâhildir. Su kadar ki sürenin son günü resmî tatile rastlarsa süre, tatili takip eden ilk is gününün tatil saatinde biter.

          (2) Elektronik ortamda gerçeklestirilen islemlerde, birinci fikradaki sürelerin hesaplanmasinda “tatil saatinde biter” ifadesi “sonunda biter” seklinde uygulanir.”

          Bu iki madde, 19/2 hariç, halen yürürlükte olan Kanunun 14 ve 18. Maddelerin tekraridir.

          Taslagin 19/2 maddesi ise elektronik ortamda gerçeklestirilen islemler, özellikle elektronik ortamda verilen beyanname veya bildirimleri için geçerli olmak üzere düsünülmüstür. Elektronik ortamda mesai ve tatil kavramlari geçerlilik tasimadigi için, olumlu karsilanmasi gerekir.

          Ancak Taslagin 18. Maddesinde “muamele”den söz edilirken 19/2’de “islemler”den söz edilmesi, Taslagin hazirlanmasinda dil birliginin saglanmasina pek özen gösterilmedigini ifade etmektedir ki bu konuda baskaca örnekler bulmak da mümkündür.

          Bu iki maddenin en önemli ve olumlu özelligi ise, Maliye Bakanligina “usul ve esaslari düzenleme yetkisi” veren bir fikrayi içermemesidir. Çünkü bu sekilde yetki hükmü içermeyen madde maalesef çok azdir. Bu konuyu ayrica isleyecegim. Simdilik sadece, “insallah unutma sonucu degildir” demekle yetiniyorum.

          Ancak 19. madde düzenlenirken, özellikle beyan, ödeme, uzlasmaya basvuru yahut indirim talebi gibi hak ve ödevlerde kisileri yaniltan ve giderek hak kaybina yol açan iki konuda dikkate alinabilirdi. Bunlar sirasiyla, mesai saatinin yarim gün uygulandigi günler (Cumhuriyet Bayrami öncesindeki gün ile dini bayramlarda arife günler) ile idari izin günleridir. Uygulamada bu günler hep duraksamalara yol açmakta, bazen idare konuyu bir sirkülerle izah zorunlulugu altinda kalmaktadir.

          Bu konuda hem duraksamalari gidermek hem de yasalarda paralellik saglamak açisindan da yararli olmasi amaciyla Adalet Bakanliginca hazirlanarak görüs alinmak üzere çesitli kurum ve kuruluslara gönderilen “Idari Yargida Is Yükünün Azaltilmasi Amaciyla Bazi Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun Tasari Taslagi”nda yer alan düzenlemeden istifade edilebilirdi.

          Söz konusu Tasari Taslaginda Idari Yargilama Usulü Kanununun sürelere iliskin 8. maddesinin 2. fikrasinin su sekilde degismesi öngörülüyor.

“2. Tatil günleri sürelere dâhildir. Su kadar ki, sürenin son gününün tam veya yarim tatil gününe ya da yetkili makamlarca verilen ve ülke çapinda uygulanan idari izinlere rastlarsa, süre tatil veya idari izin gününü izleyen mesai gününün bitimine kadar uzar”

          IYUK Tasari Taslagindaki bu hükmün Vergi Usul Kanunu Tasari Taslagina (19/ç maddesi yerine) aktarilmasinda, sürelere iliskin bir duraksamanin giderilmesi ve normlarin açikligi ilkesi uyarinca fayda vardir.