VERGI DENETIMININ YENI ESASLARI (2 )

10.06.2010 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 3820 görüntülenme YAZDIR

VERGI DENETIMININ YENI ESASLARI (2 )
10 Haziran 2010, A.Bumin DOGRUSÖZ

Geçen yazimizda halen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan Torba Kanun Tasarisi ile vergi denetimi konusunda getirilen yenilikleri irdelemeye baslamistik, bu günde ayni konuya devam edecegiz.

Geçen yazimizda incelemelere süre getirildigini, ancak buna yaptirim getirilmedigini yazmistik. Mükellef haklari yönünden gerekliligine inandigim bu düzenlemeye, okurlardan gelen elektronik postalardan sonra daha da inandim.  Incelemeleri uzatan sebeplerin, incelenen konunun ve mükellefin islerinin ve islemlerinin karmasikligi kadar, inceleme elemanlarinin turneye gitmesi ve rapor yazimini turne dönüsüne birakmasi, inceleme elemaninin yurt disina veya turneye gidecek olmasi dolayisiyla dosyayi baska bir inceleme elemanina isi devretmesi ve onun da yeni bastan ise koyulmasi, araya zamanasimli islerin, KDV iadesi incelemelerinin girmesi, araya valilik veya üst makamlarin acele inceleme sonuç taleplerinin girmesi sebepleri ile de uzadigi görülmektedir. Bu nedenle incelemeye süre getirilmese bile veya Tasaridaki gibi getirildiginde de yaptirim olarak, belli bir süreden sonra gecikme faizinin islemesinin durdurulmasi zorunludur.

Bu konudaki en önemli olgu ise, raporlardaki kisisel ve ayrik yorumlarin ve “ben yazayim siz mahkemede anlatin” anlayisinin ortadan kaldirilmasi amaciyla getirilen düzenlemelerdir. Bu maksatla her seyden önce, Tasari ile Maliye Bakanligi nezdinde kurulmasi öngörülen “Vergi Inceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu”na inceleme, denetim ve raporlama konusunda denetim standartlarini, ilkelerini, yöntem ve tekniklerini belirleme yetkisi verilmektedir.

Ikinci olarak, kararname, tüzük, yönetmelik, genel teblig ve sirkülere aykiri rapor yazilmasi yasaklanmaktadir. Düzenlemenin kesinligi, bu sekilde rapor yazilamayacagini göstermektedir. Yalniz burada saydigimiz genel düzenleyici islemler arasinda sirkülere yer verilmesi yanlis olmus, toplu özelge anlamini tasiyan sirküler, bu niteliginin üzerine tasinmistir.

Üçüncü olarak raporlarin bir denetim süzgecinden geçmesi için kurallar getirilmektedir.   Maliye Müfettisleri, Hesap Uzmanlari ile Gelirler Kontrolörleri ve bunlarin yardimci veya stajyerleri tarafindan hazirlanan raporlar, vergi dairesine gönderilmeden önce bu inceleme elemanlarinin kendi grup veya kurullarinda olusturulan “rapor degerlendirme komisyonu” tarafindan kararname, tüzük, yönetmelik, genel teblig, sirküler ve özelgelere (dikkat, burada özelge devreye girdi) uygunluk açisindan degerlendirilecektir. Bu komisyon ile inceleme elemani arasinda bir görüs ayriligi olusursa, konu Ankara’da olusacak 9 kisilik “merkezi rapor degerlendirme komisyonu” tarafindan incelenecek ve bu komisyonun verecegi karar inceleme elemanini baglayacaktir. Bu komisyon ayrica belirlenecek belli tutari asan raporlari da dogrudan ve kendiliginden inceleyecektir.

Peki, diger inceleme elemanlarinin, yani vergi denetmelerinin ve vergi dairesi müdürlerinin hazirladigi raporlarlar ne olacaktir. Onlarin Raporlari da Gelir Idaresi Baskanliginca Merkez ve tasra teskilatinda olusturulacak “rapor degerlendirme komisyonlari” tarafindan degerlendirilecektir.  Bu komisyonlarin kararlari kesin olacak ve inceleme elemanini baglayacaktir. Yukarida bahsettigim komisyonlarin olusum sekli Tasarida belirlenmisken, buradaki komisyonun olusum sekli ve bu diger inceleme elemanlarinin komisyonda temsil edilip edilmeyecekleri belirlenmemistir. Eger uygulamada bu komisyonlarin da agirlikli olarak Maliye Müfettisi, Hesap Uzmani veya Gelirler Kontrolörlerinden olusturulmasi yoluna gidilirse, “bu diger inceleme elemanlari”nin sayginligini zedeleyecektir. Zaten Tasarida bu grubta yer inceleme elemanlarinin rapor degerlendirme komisyonu ile görüs ayriligina düsme ihtimali kabul edilmemis, Türkiye’nin sayica en büyük denetim ordusunu olusturan bu grup, “diger memurlar” olarak adlandirilarak inceleme elemanliklari basit birer memuriyet isi derecesine indirgenmistir. Burada tasariyi hazirlayan Maliye Bakanliginin en azindan daha sik ifade bir kullanmasi, Gelir Idaresinin kendi denetim örgütünü onore etmesi, daha yerinde olurdu.

Eger bir inceleme raporunun özelgeler ile çelistigi ve özelgenin hatali oldugu kabul edilirse, bu takdirde durum Maliye Bakanliginda bir baska özel komisyonda degerlendirlecektir ve bu komisyonun karari, gerek merkezi gerek diger rapor degerlendirme komisyonlarini ve inceleme elemanini baglayacaktir. Sirkülerlerin de bu grupta özelgeler gibi islem görmesi gerekirken, bu özel komisyon sirkülerler konusunda yetkilendirilmemis, sirküler genel düzenleyici islem olarak kabul edilmistir ki bu yanlistir.

Rapor Degerlendirme Komisyonlarinin kurulmasi son derece yerinde olmakla birlikte, bu komisyonlarda geçen sürelerin inceleme süresine dahil olup olmadigi açik degildir. Eger ileride bu komisyonlarin çalisma hizi, is yogunlugu dolayisiyla Takdir Komisyonlarininkine dönerse, bunun ceremesini yine mükellefler gecikme faizi olarak çekecektir.  Üstelik bu komisyonlarda geçecek süre, özelikle zamanasimi süresinin son günlerinde yazilmis raporlar için sikinti yaratabilecektir. Hele ki Raporun, degerlendirme komisyonu – merkezi komisyon – özelge komisyonu üçlemesini geçmesi gereken hallerde, bu sikinti artacaktir.

Öte yandan bir önemli eksiklik de bu komisyonlarin görüs ve/veya raporlarinin, Inceleme Raporu ile birlikte mükellefe tebliginin tasarida öngörülmemis olmasidir. Ancak yargi bunu mutlaka degerlendirecektir. Çünkü bütün açilan davalarda tarhiyatin yapilamayacagi, çünkü dayanagi raporun “rapor degerlendirme komisyonundan” geçirilmedigi mutlaka ileri sürülecek ve mahkemede bu hususu arastiracaktir.

Referans Gazetesi 10/6/2010