311’İN YANILTICI ÖRNEĞİ
Dr.
A. Bumin Doğrusöz
Dünya
Gazetesi / 2.7.2020
Bilindiği gibi 7194 sayılı Kanunla birden
fazla işverenden ücret geliri elde edenlerle ilgili kurallarda bazı
değişiklikler yapıldı. Bu değişiklikleri açıklamak üzere Hazine ve Maliye
Bakanlığı da 311 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği’ni yayımladı. Bu genel
Teblğde birden fazla işverenden alınan ücretlerle ilgili değişiklikler
açıklanırken, ücret gelirinin yanı sıra ücretlinin kira gelirinin de bulunması
haline ilişkin bir örnek yayınlandı(Bölüm 7, madde 19, örnek 6). Örnek aynen şu
şekilde.
“Bay (E)'nin 2020 yılı gelirleri
aşağıdaki gibi olup, ücret gelirleri ve işyeri kira gelirleri tevkif yoluyla
vergilendirilmiştir.
Birinci işverenden alınan
ücret 450.000
TL
İkinci işverenden alınan
ücret 180.000
TL
İşyeri kira
geliri 35.000
TL
Ücret gelirleri toplamı 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde
yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için
600.000 TL) aştığından, bu gelirler için beyanname verilecektir.
İşyeri kira geliri ise 35.000 TL, aynı Kanunun 103 üncü maddesinde
yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için 49.000
TL) aşmadığından beyannameye dahil edilmeyecektir.”
Bu yazımda bu örneği tahlil etmek istiyorum.
Konumuza ilişkin olarak Geliri Vergisi Kanununun 86. maddesinin
(c) bendi diyor ki;
“Vergiye
tâbi gelir toplamının [(a) ve (b) bentlerinde belirtilenler hariç] 103 üncü
maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (49.000 TL)
aşmaması koşuluyla, Türkiye'de tevkifata tâbi tutulmuş olan; birden fazla
işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye
iratları,”
için yıllık
beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler
beyannameye dahil edilmez.
Demek
ki iş yeri kira gelirinin beyannameye girip girmemesinde, bütün gelirlerin
toplamının 49 bin lirayı aşmaması gerekiyor. Ancak gelirler toplanırken
maddenin (a) bendi (konumuzla ilgisi olmadığından üzerinde durmuyorum) ile (b)
bendi kapsamında yer alanlar dikkate alınmayacaktır. Konumuzla ilgisi
dolayısıyla (b) bendine bakalım. (b) bendi diyor ki;
“b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle
vergilendirilmiş 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer
alan tutarı (600.000 TL) aşmayan ücretler (birden fazla işverenden ücret
almakla beraber, birinciden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı,
103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı
(49.000 TL) ve birinci işverenden alınan dâhil ücret gelirleri toplamı 103 üncü
maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (600.000 TL)
aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri
dâhil)”
Demek
ki bendi, (1) tek işverenden alınan ücretleri, (2) birden fazla işverenden
alınan ancak, birinciden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı
49.000 lirayı ve birinci işverenden alınanla birlikte toplamı 600.000 lirayı
aşmayanları ücretleri kapsamaktadır. (Kanun koyucu bendin sonunda “dahil”
demekle bu ücretleri de tek işverenden alınan ücret gibi gördüğünü
belirtmiştir.)
Örnekteki
Bay (E)’nin 2. ücret geliri hem 49 bin liralık sınırı aşmakta, hem de toplam
ücret geliri 600 bin liralık sınırı aşmaktadır. O halde Bay (E)’nin ücret
gelirleri (b) bendinin kapsamına girmemektedir.
Bay
(E)’nin ücret gelirleri (b) bendinin kapsamına girmiyorsa, (c) bendinin
uygulamasında dikkate alınması gerekmektedir. Bir başka deyişle işyeri kira
gelirinin beyannameye dahil edilip edilmeyeceğinin saptanması bakımından vergiye
tabi gelirin hesabında – (b) bendinin kapsamına girmeyen- ücretlerin de dikkate
alınması gerekmektedir. Ücretlerde dikkate alındığında Bay (E)’nin vergiye tabi
gelir toplamı 665 bin lira yapmaktadır ki bu durumda işyeri kira gelirinin de
beyanı gerekmektedir. Dolayısıyla Genel
Tebliğ örneğinde varılan “beyanı gerekmemektedir.” sonucu yanıltıcı bir sonuç
olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu örneğin, beyanname hazırlayacak olanları
yanıltmaması için hızla düzeltilmesi gerekmektedir.
Eğer
Hazine ve Maliye Bakanlığı, “bentleri sırasıyla uygularım, kapsamına girsin
girmesin ücretleri (b) bendine göre dikkate alırım, (c) bendinin hesabında
dikkate almam diyorsa” (c) bendinde yer alan “birden fazla işverenden elde
edilen ücretler” ibaresini de
anlamlandırması gerekmektedir. Bu ibare dahi, Bakanlığın yorumunu
yanlışlamaktadır.
Aslına bakarsanız benim mevcut kanuna göre doğru
olduğuna inandığım yorumum, sınırın hemen aşılması sonucunu doğuracağından pek
çok durumda da (c) bendini işe yaramaz hale getirmektedir. Bu nedenle Gelir
Vergisi Kanununun 86/c maddesinin, Bakanlığın şu an için Kanunla bağdaşmayan yorumunu
haklı kılacak şekilde değiştirilmesi gerekmektedir. Ancak bu yapılmadıkça örnek
yanıltıcılığını sürdürmeye devam edecektir.