DEĞERLİ
KONUT VERGİSİNDE PİŞMANLIK OLUR MU?
“Bir
Yorum Sorunu”
NbEkonomi
10.11.2022
Gelir
İdaresi Başkanlığı web sayfasında yer “Vergilerde
Pişmanlıkla Beyan Uygulaması Rehberi”ni güncelleyerek kullanıma sundu. Rehberde;
pişmanlıktan
yararlanabilmek için vergi ziyaına neden olunan fiilin beyana dayanan bir
vergiyle ilgili olması gerektiği vurgulanarak, bu çerçevede pişmanlık
uygulamasından yararlanılabilecek vergiler sayıldı. Sayılan vergiler içinde de
değerli konut vergisine de(DKV) yer verildi ve bu vergi için de pişmanlıktan
yararlanmanın mümkün olduğu belirtildi.
Bunun üzerine ilk önce
Prof. Dr. Murat Batı, yazarı olduğu T24 sitesinde, bunu eleştiren bir yazı
yazdı. Batı Hoca diyorki, “Emlak Vergisi Kanunu bina vergisi, arazi
vergisi ve değerli konut vergisini kapsayan bir kanundur. Yani emlak vergisi kavramı bina,
arazi ve değerli konut vergisini kapsayan üst bir kavramdır. Bu
nedenle değerli konut vergisi, VUK m.371'de geçen "emlak vergisi ile
ilgili" ibaresi
kapsamında değerlendirilmelidir”. “VUK m.371'de yer alan ‘Bu madde hükümleri,
emlak vergisi ile ilgili olarak uygulanmaz’ hükmü
uyarınca emlak
vergisi ile ilgili pişmanlık
hükümlerinin uygulanamayacağı net bir şekilde emredilmiştir. Madde hükmünde ‘emlak vergisi ile
ilgili’ ibaresinden kasıt emlâk üzerinden alınan vergiler
anlaşılmalıdır”. “Bu nedenle DKV, VUK 371 kapsamında yorumlanamaz. İdarenin bu
yorumu, yasa koyucunun yerine geçmektir ve fonksiyon gaspıdır”.
Batı Hoca, VUK 371’de yer alan “Emlâk vergisi ile
ilgili” ibaresini emlâk üzerinden alınan tüm vergileri kapsar şekilde
yorumlamasının dayanağını, DKV’nin Emlâk Vergisi Kanunu (EVK) içerisinde yer
alması ve Kanunun adının düzenlediği tüm vergileri kapsar anlamda bir üst
kavram olmasına dayandırıyor.
Hocanın bu görüşüne, Twitter üzerinden, E.
Danıştay Başsavcısı Sayın Turgut Candan’da destek verdi. Buna karşılık
gazetemiz yazarlarından YMM Sayın Abdullah Tolu, bu görüşe katılmadığını, idari
yorumun yerinde olduğunu açıkladı. Konu tartışmaya açılınca, ben de konuyu
inceleyeyim dedim.
DKV’nin EVK
içerisinde düzenlendiği tartışmasız. EVK, dört kısımdan oluşmaktadır. Kısım
başlıklarına göre; birinci kısım bina vergisini, ikinci kısım arazi vergisini,
üçüncü kısım ise ilk iki kısma ilişkin müşterek hükümleri düzenlemektedir. Bu
üçüncü kısım ise iki bölümden oluşmakta, ikinci bölümün başlığı ise “son
hükümler”dir. Bu son hükümlerden sonra gelmek üzere Kanuna 7194 sayılı Kanunla,
“Değerli Konutlar Vergisi” başlıklı 4. Kısım eklenmiştir. Dolayısıyla 4.
Kısımda yer alan DKV, bina, arsa ve araziler üzerinden alınan emlâk vergisinin
son hükümlerine bile tâbi değildir. DKV, ne binalar ve arsalardan ne de
arazilerden alınmaktadır. Sadece değere bağlı olarak bazı konutlardan
alınmaktadır. Vergilerin konusu dahi farklıdır. Öte yandan bina, arsa ve
araziler üzerinden alınan emlâk vergisinin bir belediye vergisi olmasına
karşılık, DKV genel bütçe kapsamında bir merkezi idare vergisidir. Bu nedenle
DKV, kendine özgü konusu olan bağımsız bir vergidir.
DKV, sadece bir kısım emlâkla ilgili olması dolayısıyla,
bağımsız bir kanun yerine bu kanuna eklenerek düzenlenmiştir. Yasakoyucu
istediği vergiyi uygun bulduğu her kanun içerisinde düzenleme konusunda takdir
hakkına sahiptir. DKV’nin EVK içerisinde düzenlenmiş olması, onun beyana dayalı
bağımsız bir vergi olmadığı anlamına da gelmez. Kanun koyucu veraset vergisi
kanunu kaldırıp, emlâk vergisi kanununa yeni bir kısım olarak ekleyemez mi?
Eklerse veraset vergisi bir tür emlâk vergisi haline mi gelecektir?
VUK md. 371, “Bu madde hükümleri, emlâk vergisi ile
ilgili olarak uygulanmaz" demektedir. Dikkat edilirse
Kanun, “emlâk üzerinden alınan vergiler” dememektedir. Asıl soru bence şudur.
“DKV ayrı bir kanunla düzenlenseydi, pişmanlık düzenlemesi kapsamında olmayacak
mıydı?”. Bence cevap, açık. Olacaktı. O halde sadece verginin nerede
düzenlediğine bakarak, karar veremeyiz.
Öte yandan, VUK’un 371. maddesi son olarak 5728
sayılı Kanun ile düzenlenmiştir (sonradan 7338 sayılı Kanunla bir ibare
değişikliği ve bir fıkra eklemesi yapılmıştır ki bunlar konumuzla ilişkili
değildir). DKV ise sonraki Kanundur ve 7194 sayılı Kanunla, pişmanlık
düzenlemesinden 11 yıl sonra ihdas olunmuştur. Yasa koyucu VUK 371’de “Bu madde hükümleri,
emlâk vergisi ile ilgili olarak uygulanmaz" dendiği
sırada DKV’nin düşüncesi dahi yoktur. Yasakoyucunun ileride bu Kanunun
içerisine yazılacak vergileri de düşünerek maddeyi yazdığı savunulamaz, çünkü o
takdirde yasa yapıcıyı Anayasa yapıcısı mevkiine taşımış oluruz. (Önceki ve
sonraki kanun ilişkisini ve kanunlar arası ilişkiyi irdeleyen en güzel karar
bence Danıştay’ın E. 1987/3 K. 1988/1 sayı ve 11.2.1988 tarihli
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararıdır).
Öte yandan gümrük
idarelerince alınan ve genel bütçeye girenler dışında bütün vergilerle ilgili
genel vergilendirme kurallarını içeren bir usul kanunudur. VUK’un 371.
maddesinde pişmanlık düzenlemesi, bütün beyana tabi vergiler için düzenlenmiştir.
DKV’de beyana tabidir. Dolayısıyla kapsamdadır. Buna karşılık motorlu taşıtlar
vergisi, 71. maddede kapsama girmediği açıkça belirtilmemesine rağmen, beyana
dayalı olmadığından pişmanlık düzenlemesinden yararlanamaz. Bu nedenle de pişmanlık düzenlemesinden 11
yıl sonra ihdas edilen bir verginin, beyana dayalı olmasına rağmen, sırf düzenlendiği
Kanunun adına bakarak, 371. maddeden yararlanamayacağını düşünmek, bence mümkün
değildir. Buradaki ölçüt “beyana tabi olup olmamadır ve her bir vergi bağımsız
olarak değerlendirilmelidir. Kaldı ki, 371. madde kapsam dışı olanı, “emlak
vergisi kanununda yazılı vergiler” şeklinde dahi belirlememiştir.
Üstelik yapılan yorum, pişmanlık olarak adlandırılan bir mükellef hakkını kısıtlayıcı nitelikte ve verginin yasallığı ilkesinin genişletici yorum yasağına da aykırı gibi duruyor. Vergi hukukunda yorumda esasın, ödevlerle ilgili genişletici yorum yasağının yanı sıra hakları daraltıcı yorum yasağını da içerdiği inancındayım.
Köşemin sınırları itibariyle yazabildiğim
sebeplerle, DKV mükelleflerinin pişmanlık hükümlerinden yararlanabileceği
inancındayım ve bence GİB’in Rehber yorumu doğru ve yerindedir.