KÂR DAĞITIMINA SINIRLANDIRMA VE
SONUÇLARI
Dr.
A. Bumin Doğrusöz
Dünya
Gazetesi / 16.4.2020
Geçtiğimiz günlerde Meclise sunulan “Yeni
Coronavirüs (Covid 19) Salgınının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin
Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi” ile sermaye şirketlerinin 30.9.2020 tarihine kadar kâr
dağıtımları sınırlandırılmaktadır.
Aslında bu sınırlama daha önce Ticaret
Bakanlığının TOBB’a üyelerine duyurulmak üzere gönderdiği 31.3.2020 günlü yazı
ile uygulamaya sokulmak istenmiş, ancak yasal dayanağının olmaması sebebi ile
yaşama geçememişti. Yazı içeriğindeki sınırlama, bu defa kanun haline getirilerek
uygulamaya konulmak istenilmektedir.
Şimdi gelelim sınırlandırmanın içeriğine;
Kanun Teklifinin 11. maddesi ile Türk
Ticaret Kanununa eklenmesi öngörülen geçici madde 13 ile “Sermaye şirketlerinde, 30.9.2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem
kârının yalnızca % 25’inin dağıtımına karar verilebilir, geçmiş yıl kârları ve
serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemez, genel kurulca yönetim kuruluna
kâr payı avansı dağıtımı verilemez. Devlet il özel idaresi, belediye, köy ile
diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin % 50’sinden fazlası kamuya ait
fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına
sahip olduğu şirketler hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz. Bu fıkrada
belirtilen süreleri üç ay uzatmaya ve kısaltmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.
Genel kurulca 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı
dağıtım kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya
kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının % 25’ini aşan kısma ilişkin
ödemeler yukarıda belirtilen sürenin sonuna kadar ertelenir.”
Bu düzenlemeye göre sermaye şirketlerinde,
kanunun yayımı tarihinden itibaren, 2019 yılı net dönem kârının yalnızca %
25’inin dağıtımına karar verilebilir. 2019 yılı zararla sonuçlanmış şirketler,
kâr dağıtım kararı veremezler, yedek akçelerden de dağıtım yapamazlar.
Dikkate edilirse burada genel kurullar
için “karar yasağı” söz konusudur.
Bu nedenle genel kurulda “dağıtım sınırının üzerinde bir oranla dağıtım
yapılmasına veya yedek akçelerden dağıtım yapılmasına, ancak dağıtımın fiilen
30.9.2020’den sonra yapılmasına” şeklinde bir karar da alamazlar. Eğer sınırın
üzerinde veya yedeklerden kâr dağıtımı yapılmak isteniyorsa, ancak,
30.9.2020’den (Cumhurbaşkanınca sürenin uzatılması halinde uzatılan sürenin
bitiminden) sonra yapılacak olağanüstü genel kurul kararı ile bu konuda karar
alınabilir.
Bütün bunlara rağmen genel kurul karar
alırsa, ticaret sicil memurlukları bu kararları tescil etmeyecektir.
Karar tescili gerektirmeyecek şekildeki
gündemli bir toplantıda alınırsa ne olacaktır. Bunun hukuki sonuçlarının da
irdelenmesi gerekmektedir.
Her şeyden önce alınmış karar Kanuna
aykırı bir karar olacaktır. Bu sebeple Yönetim Kurulu tarafından yerine getirilmemesi
gerekir. Ancak bu defa yönetim kurulunun genel kurul kararlarını uygulamama
dolayısıyla sorumlu olmaması veya ibra etmeme sebebi oluşmaması için, önerimiz
yönetim kurulunun TTK md. 445 ve 446
uyarınca genel kurulun “kanuna aykırı
kararı”nın iptali için (hatta ihtiyati tedbir talebi ile) dava açmasıdır.
Bütün bunlara rağmen yine de dağıtım
yapılırsa ne olacaktır? Burada kanunun sınırlandırmasına rağmen ortağa ödenen kâr
payı, TTK md. 512 uyarınca haksız yere
ödenen kâr payıdır ve geri istenmesi gerekir. Aksine davranış yine yönetim
kurulu üyelerinin sorumluluğu doğar.
Konuya vergi hukuku açısından da
yaklaşmak gerekmektedir. Kanaatimce vergi idaresi, haklı olarak kâr dağıtımı
için getirilmiş sınırın üzerindeki dağıtımları, dağıtım tarihinden yasaya uygun
olarak kâr dağıtımının yapılabileceği tarihe veya mahsup edilebileceği tarihe
kadar ortağa verilmiş finansman hizmeti olarak kabul edecektir. Bu kabulün
sonucu ise söz konusu dönem için ortağa, kanuna aykırı olarak verilmiş tutar
üzerinden -en az TCMB reeskont faizi üzerinden- faiz faturasının kesilmesi
ve söz konusu faiz üzerinden de KDV
hesaplanması gereğidir.
Tabii ki bu görüşüm, Kanundan önce usulünce kâr
dağıtım kararı alınmış, ancak dağıtım tarihi olarak sınırlandırmanın yürürlüğe
girmesinden sonraki bir tarihin belirlenmiş olması sebebiyle henüz dağıtılmamış
ve sınırı aşan kısmın dağıtılması hali için de geçerlidir. Bu gibi durumda
yönetim kurulunun sınırı aşan kısma tekabül eden genel kurul kararının icrasını
30.9.2020’den sonraya ertelemesi gerekmektedir.