SUÇA DAYALI TAZMINATLARIN GIDERLESTIRILMESI
Dr.
A. Bumin DOGRUSÖZ
Dünya
Gazetesi 29.5.2018
Tazminatlarin
gider olabilmesi konusuna 5.5.2015 günlü Dünya Gazetesinde yayimlanan yazimda deginmistim.
Bu konuda farkli bir içtihadin ortaya çikmis olmasi, beni tekrar ayni konuya
yöneltti.
Kurumlar
Vergisi Kanununun (KVK) atfi dolayisiyla kurumlara da uygulanan Gelir Vergisi
Kanunu'nun 40/3. maddesine göre "Isle
ilgili olmak sartiyla mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden
ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar" gider olarak yazilabilir. Buna
karsilik ayni Kanunun "kanunen kabul edilmeyen giderler"i düzenleyen
41/6. maddesine ve KVK md. 11/g’ye göre, "tesebbüs sahibinin suçlarindan dogan tazminatlar" gider
yazilamaz.
Bu maddelere
göre, ticari faaliyetle ilgili olmak ve suç olusturmamak kosulu ile sözlesmeye,
mahkeme kararina veya kanun emrine istinaden ödenen tazminatlar gider
yazilabilecek; buna karsilik tazminata yol açan fiilin kanunlarla suç kabul
edildigi hallerde tazminat, sözlesmeye, mahkeme kararina veya kanun emrine
istinaden ödense dahi gider yazilamayacaktir.
Suç kavrami,
hukuk düzeninin ceza veya güvenlik tedbiri yaptirimina bagladigi yasaklanmis
davranisi ifade etmektedir. Oysa kusur, kisaca ve kabaca "bilerek veya
bilmeyerek bir fiili geregi gibi yapmamak veya gerekli özeni göstermemek"
seklinde tanimlanabilir. Bir kisi fiilinde kusurlu olabilir ama bu kusuru suç
olusturmayabilir. Bütün kusurlu hareketler de, ayni zamanda suç veya kabahat
olusturmaz. Dolayisiyla is kazasinin olusumunda isverenin suç niteliginde bir fiili
söz konusu degilse, bize göre isçiye (veya mirasçilarina) yahut yaptigi
masraflarin rücuu dolayisiyla SGK'ya ödenen tazminatlarin gider yazilabilmesi
gerekmektedir.
Buna
karsilik, ayni esaslarin benimsendigi KVK md. 11/g’nin madde gerekçesinde hukuk
kavramlari son derece özensiz olarak kullanilmis olup, bir yerde “suç sayilan
filler”den, bir yerinde de “kusur sayilan haller”den söz etmektedir. Ancak
bunun hiçbir önemi yoktur. Çünkü Vergi Usul Kanunu 3. maddesinde açikça, lafzin
açik oldugu hallerde, baska bir yorum yönteminin kullanilmasi yolu kapatilmistir.
Ögretide de konuyu
tartismadan Bakanlik görüsü dogrultusunda, bir baska deyisle kusur kavramini
esas alarak irdeleyen çalismalar oldugu gibi; aksi yönde, yani suç kavramini esas
alan görüsler de mevcuttur. Kisacasi, bu konu ögretide tartismalidir. Uygulamada Idari Anlayisi yansitan pek çok özelgede
ise, kanunun lafzi yorumu ile çelisir sekilde, kusur kavrami esas alinmistir.
Bu özelgeleri önceki yazimda aktardigimdan tekrar deginmiyorum.
Yargi anlayisinda ise konu farkli
degerlendirilmekte ve “açik lafiz” esas alinmaktadir. Örnegin Danistay 3. Dairesi'nin 5.4.1995 gün ve
E.1994/2892 K.1995/1147 sayili kararinda, bir is kazasi nedeniyle isçisine
kusuru oraninda mahkeme kararina göre tazminat ödeyen ve ödedigi tazminati
gider yazan bir mükellefin davasinda, “tazminatin
isverenin kusuru dolayisiyla ödendigi ve bu sebeple gider yazilamayacagi
sebebiyle yapilan cezali tarhiyatin,
tesebbüs sahibine olayin olusumu dolayisiyla suç izafe edilmedigi”
gerekçesiyle kaldirilmasi gerektigine hükmetmistir. Danistay
4.Dairesi E.2009/9288 K.2012/1705 sayi ve 2.5.2012 tarihli Kararinda “Cumhuriyet Savciliginca takipsizlik
kararina konu edilen bir is kazasinda, isverenin Is Mahkemesince % 80 kusurlu
bulunmasi dolayisiyla isçisine ödedigi tazminatin tamaminin, olayda suçun söz
konusu olmamasi sebebiyle gider yazilabilecegi” yönündeki Yerel Mahkeme kararini onamistir.
Yarginin bu anlayisina karsilik Ankara 2. Vergi Mahkemesince
(E.2010/1571 K.2011/2159 T.25.11.2011) “kanunun lafzi açik oldugunda
gerekçesine itibar edilmesine gerek olmamakla birlikte “suçtan dogan tazminat”
ifadesinin tazminata neden olan fiilin suç olusturmasi seklinde anlasilmasina
olanak olmadigi, tazminat hukukunda suçtan dogan tazminat kavraminin olmadigi,
buna karsilik kusurdan dogan tazminat kavraminin bulundugu, bu nedenle kanunun
lafzinda bulunan suçtan dogan tazminat ifadesi ile gerekçede yer alan kusurdan
dogan tazminatin amaçlandigi anlasilmaktadir” gerekçesi ile bir sirketin is
kazasi nedeniyle yargi kararina istinaden ödedigi tazminatin suç teskil
etmemesine -olayda takipsizlik karari verilmistir- ragmen gider yazilmasini
esas alan tarhiyata karsi açilan davayi reddetmistir. Bu karar Danistay 4.
Dairesinin E.2012/574 K.2016/668 sayi ve 23.2.2016 günlü Karari ile onanmis,
karar düzeltme talebi ile E.2016/15062 K.2018/2136 sayi ve 1.3.2018 günlü Karar
ile reddedilmistir.
“Suçtan dogan tazminat yoktur, kusurdan dogan tazminat vardir”
gibi, suçun da kusurlulugun özel bir halini olusturdugu veya kusurun (kasdin)
suçun manevi unsurunu olusturdugu gerçegini yok sayarak, Borçlar Hukuku
teorisine de aykiri gerekçe ile niyet okuyarak Kanunun lafzini asmaya çalisan
yerel mahkeme karari için, ayni Dairenin önceki içtihatlarina da aykiri sekilde
verdigi onama kararinin, “bir gözden kaçma”mi yoksa, “içtihat degisikligi” mi
oldugu yönünde Danistay Kararinda bir açiklik ve gerekçe yoktur. Zaten içtihat
degisikliklerinin de davaya iliskin gerekçe yani sira içtihadin niçin
degistigini içeren gerekçe ile de donatilmasi gerekir. Aksi, içtihatlarin
keyfilige kaymasi tehdidine yol açmasinin yani sira hukuk güvenligi de ortadan kaldirir.
Daha önceki
bir yazimda da vurguladigim gibi, yasama organinin görüsünü yansitmayan, sadece
tasariyi hazirlayanin görüsü niteliginde olan ve resmi olarak yayimlanmayan,
dolayisiyla herkes tarafindan bilinmesi zorunlulugu bile söz konusu olmayan
gerekçeleri, açik lafzi dahi asarak yasama geçirmeye çalisan bir yorum
yöntemini hukuk devleti ile bagdastirmak mümkün degildir.
Bu nedenle
bu Kararin, bir içtihat degisikligini ifade ettigine inanmak istemiyorum.