Faturayi alamazsaniz…
DÜNYA GAZETESI 18.10.2016
Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir
hesap dönemi içerisinde elde ettikleri safi kurum kazanci üzerinden hesaplanir
ve safi kurum kazancinin tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç
hakkindaki hükümleri uygulanir. Gelir Vergisi Kanunu’nda ticari kazancin
tespitine iliskin düzenlemeler ise 37 ve 38. maddelerde yer almistir.
Ticari kazancin bu suretle tespit
edilmesi sirasinda, Vergi Usul Kanunu'nun degerlemeye ait hükümleri ile Gelir
Vergisi Kanunu’nun indirilebilecek giderleri düzenleyen hükümleri de dikkate
alinmak durumundadir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun
"Indirilecek Giderler" baslikli 40/1. maddesinin (1). bendinde;
kazancin elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapilan genel giderlerin, (7).
bendinde de Vergi Usul Kanunu’na göre ayrilan amortismanlarin safi kazancin
tespitinde indirim konusu yapilabilecegi hükme baglanmistir. Burada genel
giderlerin matrahtan indirilebilmesi için söz konusu giderlerle kazancin elde
edilmesi ve idamesi arasinda dogrudan ve açik bir illiyet baginin bulunmasi da
gerekmektedir. Bu bilgilerin isiginda yazimizda, bir mükellefin amortismana
tabi bir iktisadi kiymet alipda bu kiymetin faturasini alamadigi bir durumda,
bu kiymeti envanterine kaydedip amortisman ayirip ayiramayacagi sorusuna cevap
arayacagiz.
Dikkat edilirse, giderlerin düsülmesi
veya amortismanin ayrilip gider yazilabilmesi için, Gelir Vergisi Kanunu’nun
ilgili maddelerinde belgeye baglama ve belgeyi deftere kaydetme kosulu
aranmamis, sadece islemin gerçekligi, bedelin emsale uygunlugu ve illiyet bagi
öne çikartilmistir.
Aksi düzenleme ise KDV Kanunu’nda söz
konusudur. Bu kanunda, yüklenilen KDV’nin indirilebilmesi için, islemin
gerçekligi, bedelin emsale uygunlugu, illiyet bagi gibi özelliklerin yani sira
islemin geçerli bir belge ile tevsik edilmesi ve belgenin deftere kaydedilmesi
de birer kosul olarak karsimiza çikmaktadir (KDVK md.29).
Iki vergideki bu ayirim dogaldir. Zira
gelir vergisi bir kazanç vergisidir ve gerçek kazanci, safi tutar olarak
mükellefin gerçek mali gücü kapsaminda vergilemeyi hedefler. Buna karsilik KDV,
böyle bir hedefi olmayan bir muamele vergisidir.
Bu nedenle bence bu mükellef; islemi
gerçekse, aldigi amortismana tabi iktisadi kiymeti isletmesine getirip isiyle
ilgili olarak kullanmaya basladi ise, bu iktisadi kiymetle üretim yapiyorsa,
kiymetin bedeli emsale uygunsa, bu kiymeti defterine kaydederek amortisman
ayirmaya baslayabilir. Ancak belge alamadiysa, belgeyi alamadigini vergi
idaresine bildirmesi, böyle bir durumda basiretli bir davranis olacaktir. Eski
bir Danistay kararindan hareketle örnekleyelim. Müteahhit yaptigi binada
asansör de koyduysa, ancak asansör firmasindan belge alamadiysa, maliyetlerde
asansörü dikkate almayip, binayi asansörsüz mü kabul edecegiz. Böyle yaparsak,
müteahhidin kazancini gerçege aykiri matrah üzerinden vergilemis oluruz.
Vergi idaresinin mükellefin kendisine
yapacagi bu ihbar üzerine olayi inceleyip, fatura vermeyeni cezalandirmasi
gerekir. Mükellefin alimi gerçek ve gerçege uygun bedele dayaniyorsa, mükellefe
hiçbir cezai islem yapilamaz veya amortismanin reddi yoluna gidilemez. Zira
mükellefin faturayi zorla alma hak ve yetkisi yoktur. Zaten böyle bir yola
gidecek olursa hareketi suç olusturacaktir.
Böyle bir olayda, Sanliurfa Vergi
Dairesi Baskanligi 64958909-213-15 sayi ve 24.5.2016 tarihli Özelgesi ile
“Satin aldiginiz makinalara iliskin faturanin satici firmadan alinamamasi
durumunda, söz konusu makinalari envanterinize kaydedebilmeniz ancak, satici
firma hakkinda yapilacak bir vergi incelemesi sonucunda islemin gerçekliginin
ortaya konulmasi halinde söz konusu olabilecektir. Öte yandan, belirtilen
sekilde yapilacak bir tespit sonrasinda envanterinize kaydedebileceginiz
iktisadi kiymetler için amortisman ayirabileceginiz tabiidir.” seklinde görüs
açiklamistir.
Yani vergi dairesi diyor ki, durumu bana
bildir, tarh zamanasimi süresi içerisinde saticiyi bir ara incelerim, -eger bu
arada mükellef kaybolmazsa, adresini degistirmezse, isi birakip adres-i meçhule
gitmezse- ve eger satisa ragmen fatura verilmedigini saptarsam amortisman
ayirirsin, yoksa ayiramazsin.
Saglikli belge düzenini olusturacak ve
kontrol edecek vergi idaresinin, konuyu tarh zamanasimi süresi içinde
sürüncemeye birakip, belgesini alamayan mükellefi zorda birakmasi, amortisman
ayirma hakkini elinden almasi, hem yasa hem de mükellef haklari ile
bagdasmamaktadir. Simdi bu vergi dairesinin, söz konusu tespiti yapana kadar,
mükellefin gerçek ve safi gelirlerini vergilendirdigini, yani hukuka uygun
vergi saldigini söyleyemeyiz.
Üstelik özelgede, tespitin izleyen
yillarda yapilmasi halinde envantere geç kaydetme dolayisiyla kaybolan
amortisman hakkinin telafisinin nasil olacagi, mükellefin düzeltme beyanlari
ile ugrasip ugrasmayacagi da belirsiz birakilmistir. Istermisiniz, ileride
mükellef düzeltme beyani verip, iade talep ettiginde yeniden incelemeye sevk
edilsin?
Vergi idaresinin, “sen amortisman
ayirma hakkini kullan, haksiz kullandigini tespit edersem seni cezalandiririm,
sana fatura vermeyeni de ben inceler cezalandiririm” demesi gerekirken,
mükellefin envantere kaydetme hakkini kendisinin yapacagi tespite kadar
ertelemesi hukuken mümkün degildir.
Mükellef haklarini
içsellestirmedigimiz sürece, daha çoook af kanunu ve matrah artirimi yasariz.