GELİR
İDARESİ MÜKELLEFİN ÖZEL İŞİNİ Mİ YAPIYOR?
Dr.
A. Bumin Doğrusöz
Dünya
Gazetesi 24.8.2021
Gelir İdaresi,
özellikle beyan dönemlerinde AVM gibi bazı yoğun yerlerde stant açarak veya
vergi dairlerinde masa kurarak mükelleflerin beyannamelerini doldurmalarına
yardımcı olduğu veya yaşlıların veya hasta olanların evine memur göndererek
beyannamelerinin hazırlanmasına ve verilmesine yardımcı olduğu hemen hepimizin
malûmudur.
Öte yandan Vergi Usul
Kanununun 6/2. Maddesinde, vergilendirme işlemleri ve incelemeleri ile
uğraşanların vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili özel işlerini yapmaları
yasaklanmış ve bu yasağın ihlali aynı Kanunun 363. maddesi ile yaptırıma
bağlanmıştır.
Acaba gelir
idaresinin bireylere sunduğu söz konusu beyanname doldurulması veya
hazırlanmasına yardım hizmeti, söz konusu yasa maddesini ihlal eder mi ve suç
oluşturur mu?
Bu soruyu Gelir
İdaresi Başkanlığındaki bir özel toplantıda da idari titizlik gereği bana
danışmışlardı. Ne ilgisi var gibilerinden yanıtlamış ve unutmuştum. Geçtiğimiz
günlerde bir makalede(1) katılmadığım şekilde bu konuya tekrar rastlayınca, ben
de görüşümü yazayım dedim.
Yazarı değerli bir
YMM olmakla birlikte hukukçu olmayan makalede kısaca “Bu yerlerde beyanname vermekle yükümlü olan mükelleflere ulaşılması ve
gönüllü uyum anlamında vergi toplama amacına uygun olsa da beyannameleri bizzat
memurların doldurmasının baş ağrıtacak bir konu olduğu, çünkü VUK’un 5’inci
maddesinde sayılan vergi muameleleri ile uğraşan kişiler olarak memurların
VUK’un 6’ıncı maddesinde belirtilen yasaklara aykırı davrandıkları, VUK’un
363’üncü maddesine göre cezai işleme tabi tutulabilecekleri, bu memurların
görevlerini kötüye kullanmaları nedeniyle cezalandırılmalarının yanı sıra vergi
kaybının oluşması halinde ise vergi ziyaı cezasına muhatap olabilecekleri, bu
şekilde memur görevlendirilmesi kanunsuz emir kapsamında yer aldığından
görevlendirilen memurun talimatı yazılı şekilde alsa dahi cezai sorumluluktan
kurtulamayacağı” ileri sürülmektedir.
Bu
görüşe katılmak asla mümkün değildir. Gelir İdaresinin, iki yönlü işlevi
vardır. Vergiyi toplama, vergi düzenini sağlama, kontrol ve denetim yönü
itibariyle “kolluk görevi” ifa etmektedir. Gelir İdaresinin mükelleflerin
anayasal bir ödevi olan vergi ödevini doğru ifa etmeleri konusunda yardımcı
olmak (süresinde ve doğru beyanlarına yardımcı olmak), onları aydınlatmak
(tebliğler, özelgeler, sirkülerler, broşürler) ve gerektiğinde bu yönde
yardımcı olmak (örneğin özelgeler ile) görevi ise “kamu hizmeti” sunumudur.
Kamu
hizmeti kısaca bir kamu tüzel kişisi tarafından sağlanan veya üstlenilen (…)
kamu yararı amacına yönelik faaliyetlerdir(2). Kamu hizmeti sunumu, objektif
esaslara bağlanarak ve eşitlik ilkesine uyumlu olarak, kamuya duyurularak,
herkesin yararlanabileceği şekilde kamuya sunulan hizmettir. Bir hizmeti kamu
hizmeti olarak sunup sunmamak, bir ihtiyacı idarece üstlenilip karşılamak tamamıyla
idarenin takdirinde olan bir husustur(3). Nitekim gelir idaresinin kamuya açık
mahallerde veya hasta ve yaşlılara adreslerinde bu hizmeti sunması, mükellefin
özel işini yapmak değil, objektif olarak koşulları belirlenmiş, kamuya açık,
koşulları taşıyan herkesin yararlanabileceği kamu yararına sunulmuş bir
hizmettir. Bu nedenle burada beyanname doldurulması, mükellefin özel işini
yapılmasını değil, kamu hizmeti sunumunu ifade etmektedir. Her ne kadar gelir
idaresi bu hizmeti ücretsiz vermekte ise de bu hizmetin cüz’i bir bedel
karşılığı sunulması dahi mümkündür. Kamu hizmetlerinden toplu yararlanma
dışında, teker teker teker yararlanma hallerinde (örneğin sağlık hizmeti)
hizmet ücretli de olabilir(4). Bazı batı ülkelerinde özel vergi sorununuzu
görevlendirilmiş vergi memuruna danışmanız saat ücretine bağlıdır ve ücreti
ilgili vergi idaresinin veznesine ödeme yükümlülüğü söz konusudur.
Buradaki
objektif kamu hizmeti sunumunu, vergi dairesi müdürünü tanıyan bir mükellefin
müdüre telefon edip, “bana bir memur gönder de beyannamemi doldur” demesi
üzerine memur gönderilmesi ile aynı kefeye koymak mümkün değildir. Bu suç
oluşturabilir. Ama aynı vergi dairesi müdürünün vergi dairesi kapısına,
“yaşlıların, hastaların, gazilerin beyannamelerini istek halinde biz
dolduruyoruz” diye yazı asması, objektif hizmet sunumudur.
Yazarın
bakış açısından bakılınca özelge’de, mükellefin özel sorusuna cevap vermek,
mükellefin özel işini yapmaktır. Ancak bu gün özelge müessesesi bütün batı
hukuklarında ve çağdaş idarelerde yeri olan ve hatta ücret karşılığı sunulan
bir kamu hizmetidir. Aynı şekilde hazır beyan sisteminde mükelleflerin
beyannamelerinin doldurulmuş olarak sistemde tutulması, mükelleflerden sadece
kontrol ederek onaylamalarının istenmesi de mükellefin özel işinin yapılması
mıdır? Tereddütsüz hayır. Burada da bir kamu hizmeti ifa edilmektedir.
Engelliler
ve yaşlılar açısından konuya bakıldığında ise, bu kişilerin Anayasa md. 61
uyarınca Devletin özel olarak koruması altında olması ve pozitif ayrımcılığa
tabi tutması gereken kişiler olduğu görülür. Bu durumda asıl kabahatin bu
hizmetin sunulmaması olduğu ortaya çıkacaktır.
Bu
kısa gerekçelerle, söz konusu hizmeti teşvik etmek yerine, idare hukukunun
hususiyetlerini de bir kenara bırakıp suç yaratma çabası ile konuya yaklaşmayı
garipsediğimi de belirterek yazımı bitireyim.
(1)
Mevlüt
Güngör, “İdare Memurunu Suça Teşvik Eder Mi? (Kanunsuz Emir Ve
Kanun-Amir Kıskacında Memur)” Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi s:212 (Ağustos 2021)
(2)
Kemal
Gözler - Gürsel Kaplan, İdare Hukuku Dersleri, Bursa 2018 sf:477
(3) Lütfî Duran, İdare Hukuku Ders
Notları, İstanbul 1982, sf:308
(4) Lütfî Duran, Age., sf:307