UGS’ye kayitli gemilerin sorunlari çözülüyor
DÜNYA
GAZETESI 13.12.2016
Kisaca UGS
veya 2. Sicil de denilen Türk Uluslararasi Gemi Siciline tescil edilmis gemiler
ile turizm sirketi envanterlerinde kayitli ticarî yatlarin temin ve
isletilmesinde kolaylik saglamak ve bu yolla Türk denizciliginin
gelistirilmesini hizlandirmak ve ekonomiye katkisini artirma amaciyla
16.12.1999 tarihinde kabul edilmis 4490 sayili Türk Uluslararasi Gemi Sicili
Kanununun 12/1. maddesinde, “Bu Kanun uyarinca olusturulan Türk Uluslararasi
Gemi Siciline kayitli gemilerin isletilmesinden ve devrinden elde edilen
kazançlar, gelir ve kurumlar vergileriyle fonlardan istisnadir.” hükmü yer
almistir.
Bu hükme
göre, söz konusu sicile kayitli gemilerin isletilmesinden ve devrinden elde
edilen kazançlar, faaliyetin gelir vergisi mükelleflerince yapilmasi halinde
gelir vergisine faaliyetin kurumlar vergisi mükelleflerince yapilmasi halinde
kurumlar vergisine söz konusu sicile kayitli gemilerin devrinden elde olunan
kazançlar da gelir ve kurumlar vergisine tabi olmayacaktir.
Bu istisnalar
sadece tam mükellefler için olmayip, dar mükellefleri de kapsamaktadir. Istisna
düzenlemesi bu sekilde ve açik olmasina ragmen uygulamada pek çok sorunla
karsilasilmistir.
Madde metni
açik gibi görülmekle birlikte madde gerekçesinde yer alan “ayni sicile bir
baskasi adina tescil edilmek üzere devrinden dogan kazançlar”in vergiden
istisna olduguna iliskin açiklama ile istisnaya gerekçe ile sinir çizilmistir.
Uygulamada da idari anlayis, madde metninde olmayan, gerekçede yer alan bu
sinirlamaya itibarla olusmus ve pek çok özelgede “Türk Uluslararasi Gemi
Siciline kaydettirilmis geminin satis kazancinin, satis sonrasinda da anilan
sicile kaydinin devam etmesi sartiyla vergiden istisna oldugu” belirtilmistir.
Hatta idare bir özelgesinde, hurdaya çikartilmak üzere satilan gemilerin satis
kazancinin da ayni sicile devam saglanamayacagindan vergiden istisna olmadigini
açiklamistir.
Uygulamada
bu konuda yasanan sikintilari daha önce Gazetemizde yayimlanan “UGS’ye Kayitli
Gemilerin Sorunlari” baslikli yazimda vurgulamis, uygulamanin yanlis oldugunu,
Kanunda yer almayip gerekçelerle ihdas edilen kosullara itibar edilmesine
hukuken olanak bulunmadigini, konuya iliskin idari yorumun degistirilmesi
gerektigini yazmistim.
Nihayet bu
sorun çözülüyor.
Aslinda
özelgelerle ortaya çikan idari yorumdan kaynaklanan bu hatali uygulamanin yine
bir özelge veya bir Genel Teblig ile giderilmesi mümkün olmakla birlikte Maliye
Bakanligi sorunu Kanun düzeyinde çözmeyi amaçlamasi sonucunda hazirlanmis bir
Kanun Tasarisi 29.11.2016’da T.B.M.M.’ne sunulmustur.
Tasari ile
4490 sayili Kanunun 12. maddesine eklenmesi öngörülen bir fikra ile Türk
Uluslararasi Gemi Siciline kayitli gemilerin sicilden terkin edilerek yerli
veya yabanci bir baska sicile geçisi veya ihraci yahut hurdaya ayrilmak üzere
satisi hallerinde de vergi istisnasinin uygulanmasi olanagi saglanmaktadir.
Ancak yurt
disindan ithal edilen 3.000 DWT’nin (yolcu gemileri ile özel maksatli, özel
yapili gemilerde ise 300 grostonun) üzerinde olup Türk Uluslararasi Gemi
Siciline kaydedilen gemilerin bu sicilden terkin edilerek baska bir sicile
devri veya ihraci yahut hurdaya ayrilmak için satisi halinde satis kazancinin
vergiden istisna edilebilmesi için en az alti ay süreyle bu sicile kayitli
olarak isletilmis olunmasi kosulu öngörülmektedir.
Bu sorunun
ortaya çikisi, bir kez daha, gerekçelerin hazirlanisinda gerekli özenin
gösterilmedigini, gerekçelerin de madde metni kadar özeni hakkettigini
göstermektedir.
Tasariyla
ayrica, halen sürmekte olan hatali uygulamanin izleri de ortadan kaldirilmasi
da amaçlanmaktadir. Bu maksatla Kanuna eklenmesi öngörülen bir geçici maddeyle
de bir vergi ve ceza affi getirilmektedir. Tasariya göre; bu degisikligin
yürürlüge girmesinden önce söz konusu istisnadan, ihtirazi kayitla beyanda
bulunanlar (bir baska deyisle istisnadan yararlanmak için konuyu yargi
organlarina tasimis olanlar) veya ileride bir inceleme olursa konuyu yargiya
tasiriz düsüncesi ile kendiliklerinden yararlananlar hakkinda, yararlandiklari
bu istisnalar dolayisiyla yapilmis veya geçmise yönelik olarak yapilacak
tarhiyatlar da kaldirilacaktir. Yargilama sürecinde olanlar hakkinda yapilmis
tahakkuklarda, davadan feragat kosulu ile terkin edilecektir.
Ancak söz
konusu geçici maddede bu konuda yapilmis ödemelerin iade edilmeyecegi hükme
baglanmaktadir. Getirilmesi öngörülen düzenlemenin bu kismi esitlik ve
hakkaniyete aykiridir. Nitekim bu sekildeki benzer düzenlemeler hep Anayasa
Mahkemesince iptal edilmistir. Bu nedenle akibeti bellidir, hazine hep belli
hukuki süreçler sonucunda iadede bulunmak zorunda kalmistir. Bu yüzden tasari
düzenlemesinin yasama sürecinde, “tahsil edilen tutarlarin red ve iade
edilmesi” yönünde düzeltilmesi, bence, hakkaniyetin ve hukuk devletinin
geregidir.