YENI
DÖNEMIN VERGI HUKUKU
Dünya
/ 7.11.2017
Önceki
dört yazimi vergi hukukunun anayasal temelleri ve ilkelerine ayirmistim. Bu
yazimda da onlarin devami niteliginde gelecege bakalim istedim.
Bilindigi gibi, Anayasamizda önemli degisiklikler yapan
ve –anayasa hukukçularinin rejimi nitelendirme ve adlandirma tartismalarini bir
kenara birakarak - cumhurbaskanligi sistemi olarak adlandirilan düzenlemeler
öngören 6771 sayili Kanun 16 Nisan’da halk oylamasi ile kabul edildi. Bu
degisiklikler ile yürütme organi Anayasa’da yeniden sekillendirildi. Bu
degisikliklerden dogrudan en fazla etkilenen hukuk dali ise, ilkeleri Anayasa
ile belirlenen vergi hukukudur. Bu defa bu etkilesimi irdelemeye çalisacagiz.
Ancak bastan belirtelim, bizi ilgilendiren veya aktaracagimiz degisiklikler, TBMM
ve Cumhurbaskani seçiminin yapilacagi - seçimler öne alinmadigi takdirde - 3.11.2019
tarihinde yürürlüge girecektir. (Yazimda kisaltma anlaminda olmak üzere
yürürlük sonrasina yeni dönem diyecegim)
Anayasamizin 8. maddesine göre “yürütme yetkisi ve görevi
Cumhurbaskani ve Bakanlar Kurulu tarafindan Anayasa ve kanunlara uygun olarak
kullanilir ve yerine getirilir” iken yeni dönemde bakanlar kurulunun
kaldirilmasi sebebi ile yürütme yetkisi ve görevi artik Cumhurbaskani
tarafindan Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanilacak ve yerine
getirilecektir.
Buna bagli olarak da, Anayasanin vergilendirme ilkelerini
düzenleyen hükmünde (md. 73) yer alan vergilerin yasalligi ilkesine istisna
olarak Bakanlar Kuruluna taninmis veya taninabilecek yetkiler de yeni dönemde
artik Bakanlar Kurulu tarafindan degil, Cumhurbaskani tarafindan
kullanilacaktir. Peki, Cumhurbaskani bu yetkisini nasil kullanacaktir? Bu
sorunun yaniti için önce Anayasanin 104. Maddesini incelemek gerekmektedir.
Söz konusu maddede “Cumhurbaskani, yürütme yetkisine
iliskin konularda Cumhurbaskanligi Kararnamesi çikartabilir” hükmü yer
almistir. Ancak cümlenin devaminda “Anayasanin ikinci kisminin (…) dördüncü
bölüm(ün)de yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaskanligi Kararnamesi ile
düzenlenemez” hükmü yer almistir. Anayasanin vergilendirme ilkelerini
düzenleyen 73. maddesi ise söz konusu dördüncü bölümdedir. Bu düzenlemeler
irdelendiginde konumuza iliskin olarak mevcut Anayasaya benzer düzenlemeler
öngörüldügü görülmektedir.
Mevcut Anayasaya göre 73. madde ile Bakanlar Kuruluna
taninan yetkiler, Bakanlar Kurulu Kararlari ile kullanilirken, Bakanlar Kurulu bu
yetkilerini Kanun Hükmünde Kararname seklinde kullanamiyor. Çünkü yeni dönemde
Cumhurbaskanligi Kararnamesi için getirilen sinirlamanin bir benzeri Kanun
Hükmünde Kararnameleri düzenleyen mevcut düzenlemede de yer almaktadir.
Bu düzenlemelerden anladigim uygulamada “Cumhurbaskanligi
Kararnamesi”nin disinda Cumhurbaskani tarafindan yayimlanacak “kararnameler” de
olacaktir. Bunlara “olagan kararnameler” de diyebiliriz. Söyle de diyebilirim.
Cumhurbaskani asli düzenleme yetkisini Cumhurbaskanligi Kararnamesi ile –yasama
tarafindan yetkilendirildigi – türev düzenleme yetkisini ise olagan
Kararnameler ile kullanacaktir.
Bu görüsümüzü, Anayasa Mahkemesine Cumhurbaskanligi
Kararnamelerinin Anayasaya uygunlugu denetimini yapma yetkisini veren yeni
dönemde uygulanacak 148. madde de teyit etmektedir. Bu düzenlemeye göre Anayasa
Mahkemesi Cumhurbaskani Kararnamelerinin Anayasaya aykirilik iddialarini
inceleyecektir. Anayasaya aykirilik iddiasi ancak asli düzenlemelerde ileri
sürülebilecek bir iddiadir. Yeni dönemin 104. maddesindeki “kanunda açikça
düzenlenen konularda Cumhurbaskanligi Kararnamesi çikartilamaz” hükmü
dolayisiyla asli düzenleme, ancak kanun ile yapilmis düzenleme olmadiginda söz
konusudur. Kanunlara aykirilik iddialarini inceleme yetkisi, Anayasa
Mahkemesine ait degildir.
Kanunlarin
verdigi yetkilere göre, bir baska deyisle türev düzenleme yetkisine göre kabul
edilebilecek olagan kararnamelerin ise genelde kanunlara aykiriligi söz konusu
olabilir. Böyle bir iddiayi inceleme görevi ise yine Danistay’a ait olacaktir. Örnegin
Cumhurbaskani hiç olmayan yeni bir vergiyi Cumhurbaskani Kararnamesi ile ihdas
ederse, verginin yasalligi ilkesine (Anayasa md. 73/3) aykiriligi söz konusu
olacak ve bu iddiayi Anayasa Mahkemesi inceleyecektir. Buna karsilik Cumhurbaskani
KDV Kanununun vergi oranini % 40’a kadar çikartma yetkisini veren düzenlemesine
dayanarak bir ürünün vergi oranini % 42 olarak belirleyen bir Kararname –olagan
kararname- yayinlarsa bu Kararname Anayasaya aykiri degil, yetki unsuru
dolayisiyla Kanuna aykiri olacak ve konuyu inceleme görevi Danistay’da
olacaktir.
Ancak
uygulamada asli kararname (Cumhurbaskanligi Kararnamesi) ile olagan kararname
arasinda bir adlandirma farkliligi olmadigi takdirde, kararnamelerin
nitelendirilmesi sorunu çikacaktir. Tipki vergi hukukunda genel teblig veya
sirkülerlerin, mükellef hukukunu etkileme açisindan baglayici olup olmadiginin
belirlenmesinde oldugu gibi.
Hiç
süphesiz bu konularda netlik biraz uyum veya uyarlama kanunlarinin çikmasi
biraz da içtihatlarla saglanacaktir.
Kösemin
sinirlari doldu. Devami gelecek yazimda.
Xxxxxxxxxx
xxxxxxxxxxxxxx
xxxxxxxxxxxxxx
YENI
DÖNEMIN VERGI HUKUKU - 2
Dünya
Gazetesi / 9.11.2017
Geçen
yazimizda; “Anayasamizda önemli
degisiklikler yapan ve –anayasa hukukçularinin rejimi nitelendirme ve
adlandirma tartismalarini bir kenara birakarak - cumhurbaskanligi sistemi
olarak adlandirilan düzenlemeler öngören 6771 sayili Kanun 16 Nisan’da halk
oylamasi ile kabul edildi. Bu degisiklikler ile yürütme organi Anayasa’da
yeniden sekillendirildi. Bu degisikliklerden dogrudan en fazla etkilenen hukuk
dali ise, ilkeleri Anayasa ile belirlenen vergi hukukudur.” diyerek, TBMM ve Cumhurbaskani seçiminin yapilacagi -
seçimler öne alinmadigi takdirde - 3.11.2019 tarihinde yürürlüge girecek
Anayasa degisikliklerinin vergi hukukuna etkisini irdelemeye baslamistik.
Söz
konusu degisikliklerden etkilenecek en önemli konu “vergi hukukunun kaynaklari”
konusudur. Mevcut Anayasaya göre olagan dönemlerde kanun hükmünde kararnameler
vergi hukukuna kaynak olamazken, olaganüstü dönemlerde olaganüstü halin ilan
sebebine bagli olarak vergi hukukuna kaynaklik edebilmektedir.
Anayasa
degisikliklerinin yürürlüge girmesi ile birlikte kanun hükmünde kararname
müessesesi tarihe karismaktadir. Dolayisiyla Anayasa degisikliklerinden sonra
ne bir kanun hükmünde kararname çikartilmasi ne de vergi hukukuna kaynaklik
edebilmesi mümkün olmayacaktir. Ancak Anayasa degisikliklerinin yürürlügünden
önce çikartilmis kanun hükmünde kararnameler, hukuk sistemimizdeki varligini
sürdürmeye devam edecektir.
Anayasa degisiklikleri ile birlikte “tüzük” müessesesi de
varligini yitirecektir. Yönetmelik müessesesi ise varligini sürdürecektir. Kamu
tüzel kisileri ve bakanliklarin yani sira Cumhurbaskani da, kanunlarin ve
Cumhurbaskanligi Kararnamelerinin düzenledigi konularda yönetmelik
yayinlayabilecektir. Vergi hukukunda vergilendirmeye yönelik yönetmelik
çikartilmasi mümkün olmamakla birlikte teknik konularin yönetmelikle
düzenlenebilecegi unutulmamalidir. Burada, kanunun verdigi yetkiye dayali
baglayici genel tebliglerin de aslinda birer yönetmelik oldugu veya yönetmelik
formatinda yayinlanmasi gerektigine iliskin ögretideki görüsleri de unutmamak
gerekir.
Degisikliklerle birlikte sikiyönetim müessesesi
yürürlükten kalkmakla birlikte, olaganüstü hal müessesi bazi degisikliklerle
birlikte varligini sürdürecektir. Anayasa’da belirlenmis hallerde Cumhurbaskani
alti ay için olaganüstü hal ilan etme yetkisine de kavusmaktadir. Mevcut
Anayasadaki olaganüstü dönem kanun hükmünde kararnamelerinin yerini
Cumhurbaskanligi Kararnamesi almaktadir. Bu kararnameler açisindan Cumhurbaskani,
geçen yazimizda söz ettigimiz olagan dönem Cumhurbaskani Kararnameleri için
geçerli sinirlamalarla bagli olmadigindan, olaganüstü hallerde çikartilacak
kanun hükmünde kararnamelerle vergi konularinin düzenlenmesi mümkün
olabilecektir.
Öte yandan mevcut Anayasanin 167. maddesi uyarinca, dis
ticaretin ülke ekonomisi yararina olmak üzere düzenlenmesi amaciyla ithalat,
ihracat ve diger dis ticaret islemleri üzerine vergi ve benzeri mali
yükümlülükler disinda ek mali yükümlülükler koyma ve bunlari kaldirma konusunda
Bakanlar Kuruluna 2976 sayili Kanunla verilen yetkiler de, Anayasa
degisikliklerinin yürürlüge girmesi ile birlikte Cumhurbaskanina geçecektir. Cumhurbaskaninin
bu yetkisi de bana göre Cumhurbaskanligi Kararnamesi ile degil, olagan kararname
ile kullanilacak türden bir yetki olup, hukuka aykirilik iddialarinin incelenme
yeri de Danistay olmak durumundadir (Cumhurbaskanligi Kararnamesi – Olagan
Kararname ayirimini bir önceki yazimda irdelemistim.)