SUBAT AYI VE BASIT USÛLDE VERGILENDIRILENLER
Dr. A. Bumin DOGRUSÖZ
DÜNYA GAZETESI / 31.1.2019
Subat ayinin yaklasmasi dolayisiyla bu ayi
yakindan ilgilendirilen iki yükümlülükten birini (diger ücretlilere iliskin yükümlülükleri)
geçen yazimizda irdelemistim. Bu yazimda da digerini, bir baska deyisle ticari
kazançlari basit usulde vergilendirilen yükümlülügü aktarmaya çalisacagim.
Gelir Vergisi Kanunumuzda ticari kazancin
kavranma ve vergilendirme yöntemlerinden biri de “basit usûl”dür. 4369 sayili
Kanunla götürü usûlün yerini alan ve gerçekten adi gibi basit bir vergilendirme
usûlü öngören bu usûl, günümüzde kayit disi ekonominin artisinda rol oynadigi
gerekçesi ile agir elestirilere ugramaktadir.
Basit usûlden yararlanacaklarin belirlenmesi
açisindan Gelir Vergisi Kanunu hem genel hem de özel kosullar belirlemistir.
Mükelleflerin bu usûlden yararlanabilmeleri için her iki gruptaki kosullari da
tasimasi gerekmektedir. Genel kosular Kanunun
47. maddesinde belirtilmistir. Bunlar kisaca; kendi isinde bilfiil çalismak, is
yeri kirasinin / emsal kira bedelinin belli tutarlari asmamasi ve baskaca bir
ticari / zirai veya mesleki faaliyet dolayisiyla gerçek usûlde mükellefiyetin
bulunmamasi seklinde sayilabilir. Özel kosullar ise Kanunun 48. maddesinde
faaliyet alanlarina alim-satim veya hasilat tutarlari için çizilmis sinirlardan
olusmaktadir.
Kanunun 51. Maddesinde ise basit usûlden
yararlanamayacak olanlar sayilmistir. Bunlari kisaca; kollektif sirket ortaklari ile komandit sirketlerin komandite ortaklari,
ikrazat isleriyle ugrasanlar, sarraflar ile kiymetli maden ve mücevherat alim
satimi ile ugrasanlar, insaat ve onarma isini taahhüt edenler, sigorta
prodüktörleri, ilan ve reklam isleriyle ugrasanlar, gayrimenkul ve gemi alim
satimi ile ugrasanlar, tavassut isi yapanlar, naden isletmeleri, tas ve kireç
ocaklari, kum ve çakil istihsal yerleri, tugla ve kiremit harmanlari
isletenler, sehirlerarasi yük ve yolcu tasimaciligi yapanlar ile treyler,
çekici ve benzerlerinin sahip veya isleticileri seklinde sayabiliriz.
Basit usûlde vergilendirilenlerin
kazanci, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasilat ile giderler ve satilan
mallarin alis bedelleri arasindaki olumlu farktir. Bu fark yapilan faaliyetle
ilgili olarak Vergi Usûl Kanunu hükümlerine göre alinmasi ve verilmesi mecburi
olan alis ve giderler ile hasilatlara iliskin belgelerde yazili tutarlara göre
hesaplanir. Bu suretle tespit ve beyan olunan kazanç vergi tarhina esas alinir.
Basit usûlde vergilendirilen mükellefler, faaliyetlerine
iliskin mal alis ve giderleri ile hasilatlarini gösteren belgeleri ayri ayri
dosyalarda saklamak zorundadirlar. Bu belgelerin kayitlari, mükelleflerin bagli
bulunduklari meslek odalarinin olusturduklari bürolarda tutulur ve bu
mükellefler ayrica defter tutmazlar. Bu usûlde vergilendirilenler, Vergi Usûl
Kanununun bildirme, vesikalar, muhafaza, ibraz, diger ödevler ve ceza hükümleri
ile vergi kanunlarinda ikinci sinif tüccarlara iliskin olarak yer alan hükümlere
tabidirler. Dolayisiyla bu usûlde vergilendirilenler, defter tutmazlar, kendilerine
yapilan ödemelere vergi kesintisi (stopaj) uygulanmaz, geçici vergi ödemezler,
teslim ve hizmetleri KDV’ye tâbi degildir.
Basit usûle tabi
ticaret erbabindan, sahte veya muhteviyati itibariyle yaniltici belge
düzenledigi veya kullandigi tespit edilenler, bu hususun kendilerine teblig
edildigi tarihi takip eden aybasindan itibaren ikinci sinif tüccarlara iliskin
hükümlere tabi olurlar.
Basit usûle
tabi olmanin genel veya özel kosullarindan her hangi birini takvim yili içinde
kaybedenler, ertesi takvim yili basindan itibaren gerçek usûlde vergilendirilirler.
Basit usûlde vergilendirilenler beya yeni ise baslayanlar, bu usûlden feragat
edebilir ve gerçek usûlde vergilendirilmeyi tercih edebilirler.
Gelir Vergisi
Kanununda basit usûldekilerle ilgili bir indirim ve bir istisna düzenlemesi söz
konusudur. Bunlardan birincisi, Kanunun 89. maddesinin 1. fikrasinin 15.
bendinde yer alan ve 2018 yili gelirleri için 9.000 lira olarak uygulanmasi
öngörülen indirimdir. Ikincisi ise kanunun mükerrer 20. maddesinde yer alan
75.000 Lira tutarli istisnadir. Ancak her ikisinden birden yararlanmak mümkün
degildir. Burada kosullari tasiyip tasimama durumuna göre tercihi mükellefin
kendisi yapacaktir.
Basit usûlde
vergilendirilenlerin yillik beyannamelerini, beyana tabi gelirlerinin sadece
basit usûle tâbi kazançtan olusmasi kosulu ile bu ay içerisinde, 26 Subat
aksamina kadar vermeleri gerekmektedir. Ancak söz konusu mükelleflerin baskaca
beyana tabi gelirlerinin bulunmasi halinde beyannamelerini, örnegin ayrica
beyani gereken kira gelirinin bulunmasi halinde, beyannamenin mart ayinda (26.
gün aksamina kadar) verilmesi gerekmekterdir.
Subat ayinda beyanname verenler, beyannamede çikacak ödenecek vergiyi
subat ve haziran aylari içerisinde iki taksitte ödemek zorundadirlar.