GIDERLERDE KURAL

07.01.2016 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4614 görüntülenme YAZDIR

GIDERLERDE KURAL

(7.1.2016 tarihli DÜNYA Gazetesinde yayimlanmistir)

Sermayeden ziyade sahsi mesaiye, ilmî veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan isleri bir isverene tabi olmaksizin sahsi sorumluluk altinda kendi nam ve hesabina yapan serbest meslek erbabinin bu islerden sagladiklari kazançlari, serbest meslek kazanci olarak ayri ve bagimsiz bir gelir unsuru seklinde Gelir Vergisine tabi tutulmustur.

            Serbest meslek erbabinin kazançlarinin kapsam ve tespiti, Gelir Vergisi Kanununun 67, kazanç tespitinde indirebilecekleri giderlerin listesi ise ayni Kanunun 68. maddesinde sayilmistir. Indirilebilecek giderlere iliskin liste, büyük ölçüde ticari kazançlara iliskin liste ile benzerlik addetmektedir.

            Her iki kazanç unsurunda da indirilebilecek giderlere iliskin Kanunda liste bulunmasina karsilik uygulamada zaman zaman duraksamalar dogdugundan mükellefler özelge yoluna gitmektedir. Asagida aktaracagimiz Bursa Vergi Dairesi Baskanliginin 17.7.2014 tarih ve 215 sayili Özelge’sinde, bir serbest meslek erbabinin bazi harcamalari ile ilgili sorulari yanitlanmistir. Önce Özelge’deki yaniti aktarcagim, sonra da Özelgeyi hukuki açidan irdeleyecegim.

            Özelge’de ilk olarak, bir SMMM’nin Bagimsiz Denetçi sifatini alabilmek için ilgili mevzuat geregi olarak gittigi kursun bedelinin, 68. maddede sayilan indirilebilecek giderlerden olmadigi için kazancin tespitinde dikkate alinamayacagi ifade edilmistir. Bu harcamanin ancak, 89. madde uyarinca beyannamede kazancin yeterli olmasi halinde indirim konusu yapilabilecegi de Özelge’de belirtilmistir.

            Ayni Özelge’de ikinci olarak, meslek mensubunun yaptirdigi mali sorumluluk sigortasinin primlerinin de meslegin ifasi için yapilmasi zorunlu bir sigorta olmamasi nedeniyle gider yazilamayacagi, öte yandan bu sigortanin riskin gerçeklesmesi durumunda malvarliginda meydana gelecek azalmayi önlemek için yapildigi, bu nedenle mal sigortasi niteliginde oldugu, sahis sigortasi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadigi, bu sebeplerlede 89. madde uyarinca beyannamede dahi indirim konusu yapilamayacagi ifade edilmistir.

            Ne yapmis bu SMMM.? Kendisine mevzuatla taninan yeni bir olanaktan yararlanmak, yeni bir is kapisi açmak, daha fazla para kazanip, daha çok vergi ödemek için kursa gitmis. Riskin gerçeklesmesi durumunda ödeyecegi tazminati azaltmak için sigorta yaptirmis. Burada bu harcamalarla, mesleki faaliyeti arasindaki illiyet baginin yoklugunu her halde kimse ileri sürülemez. (Simdi bu meslek mensubu kusuru ile tazminat öderse yargi anlayisina göre gider yazacak, primini gider yazmadigindan sigortadan alacagi tazminati ise gelir yazmayacak)

             Gelir Vergisi Kanununun kazanç tespitinde dikkate alinacak giderlerle 40,41 ve 68. madde düzenlemeleri (Hatta Kurumlar Vergisi Kanunun 8 ve 11. maddelerinin birlikte degerlendirilmesi sonucunda, -maliyet unsuru teskil etmeyen- tüm harcamalarin, ticari kazancin veya serbest meslek kazancinin elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile illiyet baginin olusmasi kosulu ile gider olarak nazara alinmasi gerektigi sonucu ortaya çikmaktadir. Ancak gider olarak dikkate alinabilecek harcamalarin tespitinde, kanun koyucunun çesitli siyasal ve ekonomik sebeplerle yahut kötüye kullanmayi önleme gibi çesitli düsüncelerle gider olarak kabul edilmeyecegini hükme bagladigi harcamalardan olmamasi da önem tasimaktadir.

            Vergilerin “mali güç” oraninda ödenecegine iliskin Anayasal ilkenin ötesinde, kazanç vergilerinde vergilendirilecek gelirin özelliklerini belirleyen Gelir Vergisi Kanununun 1. maddesinde yer alan “gelirin gerçek olmasi” ve gelirin safi olmasi” ilkeleri karsisinda, Kanunla yasaklanmadikça kazancin elde edilmesi ve faaliyetin/kazancin sürdürülmesi için yapilan her türlü harcamanin/giderin matrahtan indirilmesinin asil oldugu rahatlikla ifade edilebilir. Bu nedenle, söz konusu illiyet bagi kurulduktan ve kanunla getirilmis bir yasak olmadiktan sonra, her türlü harcama / gider matrahtan indirilebilir. Asil olan budur. Hatta bu sebeple indirilecek giderleri düzenleyen maddeler dahi bence gereksizdir. Kanunlarda sadece, kazancin elde edilmesi veya idame ettirilmesi için yapilmasina, gerekli illiyet bagi (ispat yükü mükellefe ait olmak üzere) açik olmasina ragmen, kanun koyucu tarafindan indirilmesi uygun görülmeyen giderlerin yer almasi gerekli ve yeterlidir.

Yasalarda, olmasi gereken davranisa izin veren hükümler degil, izin vermeyen hükümlerin yer almasi asildir. Hiçbir yasa haklarin ve özgürlüklerin kullanilmasina izin veren hükümler içermez. Yasalarda asil olan, haklarin haksiz kullanimini yasaklayan veya hakkin kullanimina haksiz müdahaleleri önleyen hükümlerin bulunmasidir. Aksi görüs, nefes almaya izin veren hükmü yasalarda aramaya kadar bizi götürür. Bu nedenlerle, yorumda da bu ilkeler dogrultusunda hareket edilmesi gerekir.

Yasada söz konusu harcamalari gider yazmaya, idari anlayista denildigi gibi olanak veren bir düzenleme yoksa da, söz konusu harcamalarin gider yazilmasina engel her hangi bir yasal düzenleme de yoktur. Bence idari anlayista veya yapilacak yorumlarda, gider yazilabilecek kalemleri belirlerken, izin veren maddelere degil, yasaklayan maddelere bakilmasi gerekir.

Var olan illiyet bagini olabildigince dar yorumlarla görmezden gelerek, kabul edilmeyen giderleri genis yorumlayarak hazineye vergi toplama çabasi, vergi hukuku ile bagdastirilmasi zor bir çabadir. Yukarida aktardigimiz idari anlayisin, bir ihtilaf halinde, yargida anlayis görecegine inanmiyorum.