SERMAYEYI
KONTROL ZAMANI
Dünya
Gazetesi / 16.11.2017
Artik mali yilin da sonuna yaklasiyoruz.
Yilsonu, bazi sermaye sirketleri için ayni zamanda sermaye artiriminin zamanini
da ifade ediyor. Sermaye artiriminin yapilmasi, burada bazi sirketler için de mevzuatin
dogurdugu menfaat geregi olarak karsimiza çikmaktadir.
Özellikle yilin son iki çeyregindeki
yabanci para degerlerindeki artislar dolayisiyla dövizli borçlarin degerlenmesi
sonucu sirketlerde hem kur farki zararlarinin olusmasi hem de borçlarin sismesi
söz konusudur. Bu olgu ise özellikle döviz cinsinden borcu olan sirketlerin
Ticaret Kanunun 376. maddesine dikkat etmeleri geregini ortaya çikarmaktadir.
376. madde; son yillik bilânçodan sermaye
ile kanuni yedek akçeler toplaminin yarisinin zarar sebebiyle karsiliksiz kaldiginin
anlasildigi hallerde yönetim kuruluna durumu derhal genel kurula bildirme, bu
toplamin üçte ikisinin zarar sebebiyle karsiliksiz kaldiginin anlasilmasi
durumunda ise genel kurula üçte bir sermaye ile yetinme yahut sermayenin
tamamlanmasi kararini alma yükümlülügü getirmistir. Aksi halde sirket
feshedilmis sayilir. Yönetim kurulu, sirketin borca batik bulundugu süphesini
uyandiran emarelerin mevcut olmasi halinde ise aktiflerin satis fiyatlari esas alinarak
bir ara bilânçosu tanzim etmek yükümlülügü altindadir. Sirketin aktiflerinin
sirket alacaklarinin alacaklarini karsilamaya yetmedigi hallerde ise yönetim
kurulunun durumu derhal mahkemeye bildirmesi, iflasi veya iflasin ertelenmesini
talep etmesi gerekmektedir. Yönetim kurulunun bu görevlerindeki ihmali, Türk
Ceza Kanunu karsisinda görevi ihmal suçunu (md.257/2) olusturur.
Sermaye artirimi kanunen zorunlu olmadigi
halde, vergi mevzuati dolayisiyla sirket menfaati geregi sermaye artiriminin
gerekli olmasina yol açan müessese ise, “örtülü sermaye faizi” müessesesidir.
Kurumlar Vergisi Kanununda örtülü
sermaye müessesesi ile kurumlarin, ortaklarindan veya ortaklarla iliskili olan
kisilerden dogrudan veya dolayli olarak temin ederek isletmede kullandiklari
her türlü borcun, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz
sermayesinin üç katini asan kismi, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye
kabul edilmistir. Bir baska anlatimla bu müessese, kurumlarin borç maliyetlerini gider olarak
yazma sinirini belirleyen bir müessesedir.
Alinan borçlarin örtülü sermaye
sayilan kismi için ödenen veya hesaplanan faiz, kur farklari, vade farklari ve
benzeri giderler Kanunun 11/b maddesi geregince kurum kazancinin tespitinde
indirim konusu yapilamamaktadir. Yani kanunen kabul edilmeyen gider olarak
dikkate alinmasi gerekmektedir. Öte yandan bu tutarlar, iliskili kisiye
dagitilan kâr payi olarak nitelendirilmekte, ödeme yapilanin gerçek kisi olmasi
halinde stopaj mükellefiyeti dogmakta ve geliri elde eden açisindan kâr payi
statüsünde vergilendirmeye yol açmaktadir.
Burada kurumlarin yapmis olduklari
borçlanmalarin örtülü sermaye olup olmadigi yönündeki tespit, borçlarin hesap
dönemi basindaki bilançoda yer alan öz sermaye ile kiyaslanmasi suretiyle yapilmaktadir.
Kurumun dönem basi öz sermayesinin sifir veya negatif degerler tasimasi
durumunda, söz konusu kurumun ortak ve ortaklarla iliskili kisilerden yaptigi
borçlanmalarin tamami örtülü sermaye olarak degerlendirilmektedir.
Bu durum kurumlara, dönem basinda öz
sermayelerini gerekli sekilde olusturarak, dönem içinde örtülü sermaye
durumunun olusmamasi için borçlanmalarini önceden planlayabilme olanagini da
saglamistir.
2018 yili için 2017 yili sonu
itibariyle geçerli olan öz sermaye miktari, maliyetleri gider yazilabilecek
borçlarin belirlenmesinde temel teskil edecektir. Örtülü sermaye kapsamina
giren borçlari bulunan kurumlarin sermayelerini dis kaynaklardan artirmak
suretiyle, iliskili kisilerden borçlanmalarda daha uygun bir konum yaratabilirler.
Iç kaynaklardan yapilacak sermaye artiriminin ise öz sermayeyi artirici bir
etkisinin olmadigi da unutulmamalidir.
Bu nedenle iliskili kisilerden
borçlanan kurumlarin 2018 yilinda öz sermayelerinin yüksek olmasi için, yilsonuna
kadar gerekli sermaye artirimini yapmalarinda yarar vardir.
Öte yandan nakit sermaye artirimlarini tesvik
maksadiyla 6637 sayili Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun “diger indirimler”
baslikli 10. maddesine eklenen (i) bendi ile sirketlerin nakit yoluyla sermaye
artirimlarini tesvik etmek, bu yolla yabanci kaynak yerine özkaynaga
yönelmelerini temin etmek amaciyla yeni bir düzenlemeye gidilmistir. Bu
düzenlemeye göre “sermaye sirketleri,
ticaret siciline tescil edilmis olan
ödenmis veya çikarilmis sermaye tutarlarindaki nakdi sermaye artislari veya
yeni kurulan sermaye sirketlerinde ödenmis sermayenin nakit olarak karsilanan
kismi üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasi tarafindan indirimden yararlanilan
yil için en son açiklanan "Bankalarca açilan TL cinsinden ticari kredilere
uygulanan agirlikli yillik ortalama faiz orani" dikkate alinarak, ilgili
hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarin yarisi” kurumlar vergisi beyannamesinde kurum kazancindan indirileceklerdir.
Sermaye sirketlerinin bu aktardiklarimiz
isiginda mevcut sermayelerini gözden geçirmelerinde yarar vardir. Bu yilda bu
konuyu hatirlatayim istedim.