Izaha davet
Dünya
Gazetesi / 23.08.2016
Vergi Usul
Kanunu’nun “cezalandirilamayacak olan sekle ait usulsüzlükler” baslikli 370.
maddesinin 2365 sayili Kanun neticesinde 1.1.1981 tarihinde rahmetli (mülga)
olan 370. maddesi, 6728 sayili Kanun’la, tedvin teknigine aykiri olarak,
yeniden canlandirilmistir.
6728 sayili
“Yatirim Ortaminin Iyilestirilmesi Amaciyla Bazi Kanunlarda Degisiklik
Yapilmasi Hakkinda Kanun”un 22. maddesi ile ölmüs (mülga) madde “yeniden
düzenlenmis” ve dolayisiyla canlanmistir. Oysa tedvin teknigine göre bu
düzenlemenin, 370/A maddesi olmasi gerekiyordu. Kaldi ki düzenlemenin yeri de
yanlis seçilmistir.
Canlanan
370. madde Vergi Usul Hukuku’na “Izaha Davet” adi ile yeni bir müessese
getirmistir. Bu müesseseyi irdeleyerek tanitmaya çalisalim.
Bu
müesseseye göre, vergi mükellefleri veya sorumlulari hakkinda vergi
incelemesine baslanilmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce,
verginin ziyaa ugradigina delalet eden emareler bulunduguna dair yetkili
merciler tarafindan yapilmis ön tespitler var ise, mükellef veya sorumlular
tespit konulari hakkinda açiklamaya davet edilebileceklerdir.
Bu düzenleme
ilk bakista, gereksiz inceleme veya takdir islemlerinin önlenmesi ve
mükelleflerin haksiz, yorucu ve gereksiz islemlere muhatap olmasinin önüne
geçilmesi bakimindan yerinde bir düzenlemedir. Çünkü, mükelleflerce yapilan
izah sonucu vergi ziyaina sebebiyet verilmediginin idarece anlasilmasi hâlinde
mükellefler söz konusu tespitle ilgili olarak vergi incelemesine tabi
tutulmayacak veya takdir komisyonuna sevk edilmeyecektir. Ancak burada amacin
tahakkuku için “müessese dogru ve amaca uygun çalisirsa” seklinde de bir ekleme
yapmak istiyorum. Aksi halde ya isi uzatan ya da basvurulmayan bir yol
olacaktir.
Mükellef
veya sorumlularin izaha davet edilebilmesi için, idare tarafindan bir ön
tespitin (verginin ziyaa ugradigina delalet eden emarelerin tespitinin)
yapilmis olmasi gerekmektedir. Ayrica mükelleflerin / sorumlularin izaha davet
edilebilmesi için ön tespitin bir ihbara dayanmiyor olmasi da gerekmektedir.
Burada sanirim, ihbarcinin ihbar ikramiyesi hakkinin korunabilmesi için ihbara
dayali tespitler, kapsam disi birakilmistir.
Burada ön
tespiti kimin yapacagi ve izaha davet yetkisi ile yapilan izahi degerlendirme
yetkisinin kimde olacagini belirleme yetkisi Maliye Bakanligina birakilmistir.
Ön tespiti vergi dairesinin yapacagi açiktir. Çünkü mükellefi taniyan, izleyen
ve tarh dosyasina hâkim olan vergi dairesidir. Ancak izahi degerlendirme
yetkisinin vergi dairesine birakilmamasi, objektif ve uzlasma komisyonu gibi
“sorumlulugu sinirlandirilmis” kisilerden olusan bir kurula birakilmasi,
müessesenin basarisi için sarttir. Bu yetki hele vergi dairesine hiç
birakilamaz. Çünkü bu güne kadar izah müessesesini içeren –ortalama kâr haddi,
hayat standardi vb.- düzenlemelerin hiç birinde, mükellefe haklisin diyen bir
vergi dairesine rastlanilmamistir. Yine olmayacaktir. Zira bu konuda hiçbir
memur sorumluluk almak istemez.
Mükellef
veya sorumlularin izaha daveti, davet konusu tespitle sinirli olarak, pismanlik
hükümlerinden yararlanma yolunu da kapatacaktir.
Yeni maddeye
göre izaha davet yazisinin teblig tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde
izahta bulunulmasi durumunda; mükelleflerce izahta bulunulan tarihten itibaren
15 gün içerisinde; hiç verilmemis olan vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik
veya yanlis yapilan vergi beyaninin tamamlanmasi veya düzeltilmesi ve ödeme
süresi geçmis bulunan vergilerin, ödemenin geciktigi her ay ve kesri için, 6183
sayili Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammi
oraninda bir zamla ayni sürede ödenmesi sartiyla vergi ziyai cezasi, ziyaa
ugratilan vergi üzerinden %20 oraninda kesilecektir. Ancak bu durum vergi
incelemesi yapilmasina ve gerekirse tarhiyatin ikmaline engel teskil
etmeyecektir.
Ancak burada
gecikme zamminin aranmasi da yanlistir. Gecikme zamminin süresi ve neye göre
hesaplanacagi da belli degildir. Çünkü gecikme zammi, vadesinde ödenmeyen bir
kamu alacagina vade ile ödeme tarihi arasindaki süre için hesaplanir. Örnegin
Kasim 2012’de KDV beyannamesini vermemis bir mükellef, izaha davetini takiben
15 gün içinde beyannamesini verir ve vergi ve cezayi öderse, gecikme zammi
alinamaz. Burada olmasi gereken, gecikme faizi’dir. Kanun maddesi, yanlistir ve
düzeltilmesi gerekir. Yoksa çok ihtilaf çikar.
Birinci
fikra kapsaminda yapilmis ön tespitlerin, verginin bu kanunun 359’uncu
maddesinde yer alan fiillerle ziyaa ugratilmis olabilecegine iliskin olmasi
hâlinde izaha davet düzenlemesi uygulanmayacak ve mükellef veya sorumlu
dogrudan incelemeye sevk edilecektir.
Su kadar ki,
sahte veya muhteviyati itibariyla yaniltici belge kullanma fiilinin islenmis
olabilecegine dair yapilan ön tespitlerde, kullanilan sahte veya muhteviyati
itibariyla yaniltici belge tutarinin; her bir belge itibariyla 50 bin Türk
Lirasi’ni geçmemesi ve mükellefin ilgili yildaki toplam mal ve hizmet
alislarinin %5’ini asmamasi kaydiyla, mükellefler yine izaha davet
edilebilecektir.
Yaniltici
belge için getirilen bu sinirlar, ayni zamanda kasdin yoklugu ölçütü olarak
ceza davalarinda da kullanilabilecek ölçütlerdir. Artik bu sinirlarin alti için
de “vergi suçu raporu”nun yazilamamasi gerekir.
Yukarida,
maddenin yeri yanlistir demistim. Madde bu sekli ile kanunun “cezalarin
ödenmesi ve kalkmasi” baslikli bölümüne eklenmistir. Oysa bana göre “yoklama ve
inceleme” ile ilgili bölümde olmali idi. Yaniltici belge kullaniminda izaha
davet ile ilgili ölçütlerin ise bu maddeye degil de, 359. maddeye yazilmasi
gerekirdi.
Maddenin
uygulamasi neler getirecek, bakanlik maddeye iliskin düzenlemeleri ne sekilde
yapacak. Bunlari da zaman gösterecek.