BEN
BU SEÇIMLERI SEVDIM
(2.6.2015 tarihli DÜNYA Gazetesinde yayimlanmistir)
Ben bu seçimleri hem de çok sevdim. Yasamimda
büyük bir rahatlik getirdi. Daha huzurlu çalisiyorum. Çünkü Nisan ayinin
basindan bu yana yasama organi tatilde. 7 Haziran seçimlerinden sonra
toplanacak.
Varsin toplansin, milletvekillerinin yemini,
hükümet programinin okunmasi, güven oylamasi derken Temmuz ortasini buluruz.
Sonra her halde yine tatile girer. Ekim basinda tekrar toplanir ve yasama yili
baslar. Sonraki sürecin büyük kismini zaten bütçe kanunu alacaktir.
Simdi diyeceksiniz ki, “sana ne meclisin
tatilinden, sen milletvekili misin, tatil sana mi?” Bu soruyu sormakta
haklisiniz ama tatil gerçekten bana, yani biz hukukçulara.
Hayatimizdaki en büyük degisiklik, her ay bir
–iki tane yasalasan torba kanun yok. Her bir Torba Kanun ile degisen onlarca
kanunun onlarca maddesi yok.
Her aksam eve gelip, onlarca maddeyi tek tek
arastirmak, hangi kanunun hangi maddesi degisti diye ugrasmak, eldeki kanun
kitaplarina onlari tek tek islemeye çalismak yok. Islemekle bitmiyor, yürürlük
tarihlerine bakip not etmek de yok. Gerekçeleri arastirmak yok.
Kaldirilan maddeleri tek tek bulup, neden
kaldirildigini anlamaya çalismak yok.
Üç ay önce aldigim kanun kitaplarini, artik
eskidi diye atip, yeni baskisini almak yok.
Her hangi bir yazi veya görüs hazirlarken
mevcut kanun kitaplarina güvenemeyip, acaba atladigim bir degisiklik var mi
diye her madde için, güvenilir kaynak olarak Basbakanlik web sayfasina girip
mevzuat bölümünden kontrol etmek yok.
Yaklasik 8-9 yil önce, çok degerli
ve konusunda uzman bir hukukçunun bürosuna hukuki görüs alis verisi için
gittigimde, elinde bir Ticaret Kanunu görmüstüm. Sayfalari yipranmis, ama her
tarafi notlarla, içtihatlara veya makalelere göndermeler yapan küçük notlarla
doluydu. Sayfalarda adeta basili maddelerden çok notlar vardi. Açikladi, “ben
bu kanunu 1974’den beri kullaniyorum, notlar da yillarin birikimi” dedi.
Benim hiç böyle bir vergi kanunum olmadi. Ben
de sayfalara notlar alirim. Ama o kanun kitabinin hiçbir zaman ömrü 6 ayi bile
geçmedi. Önceleri o notlari hep yeni baskilara da tasirdim. Baktim sonu yok,
bos verdim.
Hukuk kitaplari satan kitapçilarda vergi
hukuku, kambiyo hukuku, gümrük hukuku, sermaye piyasasi hukuku gibi alanlarda
diger hukuk alanlarina nazaran pek fazla monografik esere rastlayamazsiniz.
Yazan da, yazilani basan da yok. Kitapçilar bu alanlarda kitap basmayi pek
sevmiyorlar. Sebep de mevzuatin çok hizli degismesi. “satamiyoruz, elde
kaliyor” diyorlar. Haklilar.
Geçtigimiz günlerde Yeditepe Üniversitesinde
“Adnan Tezel Hocayi Anma Günü” olarak, zaten duyurdugum bir toplanti
düzenlendi. Izleyicilerden biri, “Danistay’in Daire içtihatlarinda farkliliklar
ve çeliskiler olusuyor, Niçin içtihatlari birlestirme yoluna gidilmiyor” diye
bir soru sordu. Konusmacinin “Içtihatlari birlestirme kurulu toplanip konuyu
karara baglayana kadar zaten mevzuat degisiyor, kurulun karar vermesinin anlami
kalmiyor” seklindeki cevabi da beni dogruluyordu. Evet, kanunlardaki hizli ve
çok sayida degisim, içtihat olusumunu da engelliyor.
Doktora seminer derslerimden biri Anayasa
Hukukuydu. Rahmetli hocam Prof. Dr. Tarik Zafer Tunaya’nin esliginde “Ikinci Meclis : Cumhuriyet Senatosu”
baslikli seminer ödevi hazirlayip sunmustum. O zamanlar 1961 Anayasasi
yürürlükte idi ve TBMM., Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olarak iki
meclisli bir yapiya sahipti. Ödevimde iki meclisinde ayni seçim sistemi ile
olustugunu, dolayisiyla iki mecliste de ayni partilerin çogunluk sagladigini,
bu nedenle ikinci meclisin bir islev ifa edemedigini, bu nedenle de yasama
faaliyetlerini yavaslatmaktan baska bir fonksiyon ifa etmedigini ve bu nedenle
de kaldirilmasinin yararli olacagini savunmustum.
Ancak simdi görüyorum ki, yasamanin çok hizli
çalismasinin da baskaca sakincalari varmis. En azindan torba kanun sistemi ile
hizli çalismak, tasari veya tekliflerin
iyi tetkik edilmemesi ve bir torba ile yapilanin diger torba ile degistirilmesi
veya yeniden düzenlenmesi zaruretini ortaya çikardi. Bu arada hizin getirdigi
maddi hatalar da gördük. Örnegin Veraset ve Intikal Vergisi Kanununun 4.
maddesine 5234 sayili Kanunla (m) bendi eklendi. Ama sonradan ortaya çikti ki,
maddenin zaten (m) bendi var. Bendin numarasi daha sonra 5281 sayili Kanunla
(n) olarak degistirildi. Ayni sorun Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesine 6322
sayili Kanunla eklenen 17. bentte de yasandi ve bendin numarasi daha sonra 6353
sayili Kanunla düzeltildi. Daha ilginç bir maddi hata da 5174 sayili TOBB’un
kurulus Kanununda 5728 sayili Kanunla yapilan degisiklikte yasandi. Kanunda
“Olmamak” kelimesi, “olmak” seklinde yer alinca TOBB genel sekreterinin bir çok
suçtan sabikali olmasi kosulu aranir hale geldi. Hata, Radikal Gazetesi
tarafindan yakalanip 12.6.2008’de mansete tasininca 5795 sayili Kanunla
düzeltildi. Daha önceleri de 10. Cumhurbaskani Sezer, ‘Türkçe ifade hatasi’ ve
‘dizgi hatasi’ nedeniyle iki yasayi veto etmisti.
Amerikan
Anayasa Hukukunda kullanilan bir kavram var. “Yasama Kalitesi”. Yasama
organlarinin çalismalarinin, sonuçlarina bakilarak degerlendirilmesini
öngörüyor. Sonuçta, iki meclisli sistemin yasamayi yavaslattigi ne kadar
dogruysa, yasamanin bu kadar hizli çalismasinin da o kadar yanlis sonuçlar
verdigi görülüyor. Bu nedenle yeni Anayasa çalismalari sirasinda, yasama
organinin çalismalarinin veya bu çalismalarin sonuçlarinin kalitesini artiracak
tedbirlere de yer verilmesinde yarar olacaktir.