2010 yilinda Dagitilacak Kâri Ortaga Göre Belirleme

07.01.2011 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4403 görüntülenme YAZDIR

2010 yilinda Dagitilacak Kâri Ortaga Göre Belirleme
7 Ocak 2011, A.Bumin DOGRUSÖZ

Mali yil kapandi ve sirketler simdi geçen yila ait faaliyetlerini degerlendiriyorlar ve ortaya çikan sonuçlari bir mali tablo olarak olusturuyorlar. Netice ya kâr ya da zarar olarak ortaya çikacak. Bu sonuca göre, yapilacak anonim sirketlerde yapilacak genel kurullarda (limitet sirketlerde ortaklar kurulunda), kâr -varsa- dagitimina karar verilecek. Tabii ki kâr, kismen veya tamamen dagitilmayarak yedek akçelere alinabilir veya kismen veya tamamen sermayeye de eklenebilir. Ancak sirketlerin kâr dagitimi yapabilmeleri için, geçmis yilin mutlaka kârli olmasi gerekmiyor. Geçmis yili zararla kapatmis bir sirkette, yedek akçelerinden kâr dagitabilir.

Sirketler kâr payi dagitirken bu kar payinin intikal edecegi ortagin hukuki kisilik ve statüsünü de dikkate almak durumundadirlar. Kâr payi eger gerçek kisi pay sahibine, gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara yahut gelir vergisinden muaf olanlara ödeniyorsa % 15 oraninda vergi kesintisi yapilmasi gerekiyor. Bu vergi kesintisinin kâr payinin, Türkiye’de daimi temsilcisi veya is yeri araciligiyla elde edenler disindaki dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere ödenmesi halinde de ayni oranda yapilmasi gerekiyor. Ancak bu ikinci halde, bir baska deyisle dar mükelleflere yapilan ödemelerde vergi kesintisi oraninin belirlenmesinde, ayrica çifte vergilendirmeyi önleme anlasmalarinin çizdigi sinirlarin da  dikkate alinmasi gerekiyor.    

Neticede kâr payini elde edecek gerçek kisiler için bu gelir, menkul sermaye iradini olusturmaktadir. Özellikle kapali sirketlerde olmak üzere sirketlerin kâr payi dagitim kararlarinda, vergi kesintisinin yükü kadar ortaklarin ödeyecegi verginin getirecegi yük de dikkate alinmakta ve dagitim miktari ona göre belirlenmektedir.  Bu nedenle bizde bu yazimizda, yine beyani gereken gelirlerle ilgili bir konuyu, tam mükellef gerçek kisilerin sermaye sirketlerinden, bir baska deyisle anonim ve limitet sirketlerden elde ettikleri kar paylarinin vergilendirilmesini ve bu konudaki istisnayi, irdeleyecegim.

            Vergilendirme ve istisna uygulamasinda en önemli konu, sirketçe dagitilan kârin hangi yila ait kazançlardan oldugu noktasinda dügümlenmektedir.

            Gelir Vergisi Kanununun 22/2. maddesine göre, tam mükellef kurumlardan elde edilen ve 75/2. maddesinin 1 – 3. bentlerinde yer alan kâr paylarinin yarisi gelir vergisinden istisna edilmistir.  Bu düzenlemelere göre yarisi vergiden istisna olan kâr paylari anonim sirketlerde, hisse senedi veya ilmuhaber sahiplerine, menkul kiymete baglanmamis çiplak pay sahiplerine, kurucu senetlerine veya intifa senetlerine,  yönetim kurulu baskan ve üyelerine ödenen kâr paylaridir.

            Limitet sirketlerde istisnadan yararlanacak kâr paylari ise ortaklara ödenen kâr paylari ile organ sifatini haiz müdürlere ödenen kâr paylaridir.

            Söz konusu istisnaya tâbi kâr paylari, -kural olarak ve yukarida aktardigimiz sekilde- Gelir Vergisi Kanununun 94/1-6. Maddesine göre dagitimda gelir vergisi stopajina tabidir. Bu nedenle istisnadan yararlanabilecek bu kâr paylari, stopaja tabi tutulmus sekilde elde edilecek kâr paylari olacaktir. Stopaja tabi tutularak elde edilen gelirlerin beyannameye aktarilmasinda kural, bu gelirlerin brüt olarak nazara alinmasidir. Net gelir üzerinden vergilendirme yapilmaz. Bu nedenle, kâr payi elde edenlerin, istisna olan yari tutari hesaplamadan önce elde ettikleri kâr paylarini brütlestirmeleri, sonra yarisini alarak istisna ve vergiye tabi tutari hesaplamalari gerekmektedir. Bu konuda elde edilen net kâr payinin 0,85’e bölünmesi suretiyle brüt kâr payina ulasilabilir.

            Söz konusu kâr paylarinin vergiye tabi olan yarisinin, Gelir Vergisi Kanununun 86. maddesinde yazili beyan sinirini asmasi halinde, bu vergiye tabi olan kismin tamaminin yillik beyanname ile beyan olunmasi gerekmektedir. Bu sinir 2010 yilinda elde edilmis ve 2011 Mart’inda beyan edilecek gelirler için 22.000 Lira, 2011 yilinda elde edilecek ve 2012 Mart’inda beyan edilecek gelirler için 23.000 TL’dir.  Beyan edilen kâr paylari üzerinden hesaplanan yillik vergiden ise, stopajin yarisi degil, tamami mahsup edilecektir.

            Kâr payinin yillik beyanname konusu olup olmayacagi, ancak bu hesaplama ile mümkündür. Zira beyan sinirinin hesabinda istisna kisim, nazara alinmaz.

            Yukaridaki açiklamalarimiz, kurumlarin 2003 ve izleyen yillara ait kârlarini dagitmalari durumunda geçerlidir. Çünkü Gelir Vergisi Kanununun 22. maddesinde yer alan istisna düzenlemesi, dagitilan kârin;

–  2002 veya önceki yillarda elde edilen istisna kazançlardan olmamasi

– Kanunun geçici 61. maddesinde kapsaminda stopaja tabi yatirim indirimi istisnasindan kaynaklanmamasi sartlariyla uygulanmaktadir.

            Dagitilan kârin, 2002 ve öncesi istisna kazançlardan olmasi veya Kanunun geçici 61. maddesinde kapsaminda stopaja tabi yatirim indirimi istisnasindan kaynaklanmasi durumunda aktardigimiz istisna uygulanmamaktadir. Zira bu kaynaklardan saglanan kazancin dagitimi dolayisiyla elde edilen kâr paylarinin beyan kurallari, Gelir Vergisi Kanununun geçici 62. maddesinde farkli olarak düzenlenmistir. Bu düzenlemeye göre, söz konusu kaynaklardan dagitilan ve elde edilen kâr paylarinin net tutarinin 1/9 fazlasinin yarisi vergiden istisna edilecektir. Dolayisiyla elde edilen kâr payinin 22.000 liralik beyan sinirini geçip geçmedigi, bu sekilde belirlenebilecektir. Sinirin asilmasi dolayisiyla yillik beyannamede bu kapsamda bir kâr payi gelirinin yer almasi halinde, bu gelire tekabül eden yillik vergiden, beyan olunan kar payi tutarinin beste biri indirilecek, kalan vergi ödenecektir.

            Kurumlarin 1998 ve öncesine ait kârlarini dagitmalari halinde ise, tam mükellef gerçek kisilerce elde edilen kâr paylari yillik beyannameye dahil edilmeyecektir. Bu kisma tekâbül eden kar payinin tamami, gelir vergisinin konusu disindadir.

            Kurumlarin 1998 sonrasina, ancak 2003 öncesine ait istisna disi kazançlarindan yapacaklari kar dagitimlarinda uygulama ise, 2003 sonrasi dönemlerle ilgili açiklamalarimiz dogrultusunda olacaktir.

            Bu belirlemelerin kâr payi elde edenlerce yapilmasi olanagi, özellikle halka açik anonim sirket ortaklari için pek kolay degildir. Kâr dagitimi yapan sirketlerin, her seyden önce dagittiklari kâr paylarinin kaynaklarini belirlemeleri ve kâr dagitimi kararinin alindigi genel kurul kararinda belirtmeleri ve açiklamalari zorunludur.

            Bu açiklamalarimiza göre, bir anonim veya limitet sirketin 2010 yili kârini dagitmasi durumunda, net 214.880 TL kâr payi alan gerçek kisiler vergi ödemeyeceklerdir. Elde edilecek net kâr payinin 39.100 TL altinda olanlar, hiç beyanname verilmeyecek, elde edilen net kâr payinin 39.100 TL ile 214.880 TL arasinda olmasi halinde ise beyanname verilecek, ancak vergi kesintisinin mahsubu dolayisiyla vergi çikmayacaktir. Hatta bu durumda kesilen vergi tutari beyanname üzerinden hesaplanan vergiden fazla olacagi için, mükellefe iade yapilmasi dahi söz konusu olacaktir. Pay sahiplerine vergi kesintisinin disinda ek vergi yükü çikartmak istemeyen sirketlerin dagitilacak kâr miktarini, en büyük pay sahibinin hissesine brüt 252.800 TL.’den fazla düsmeyecek sekilde belirlemeleri gerekmektedir.