BIREYSEL BASVURU KARARLARININ VERGI YARGISINDAKI ETKILERI

16.03.2016 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4656 görüntülenme YAZDIR

BIREYSEL BASVURU KARARLARININ VERGI YARGISINDAKI ETKILERI

Dünya Gazetesi / 17.3.2016

Hatirlanacagi üzere Is Bankasi, kendi Munzam Sandigi için üyelerinden yaptigi kesintilerin ücret sayilmasi ve bu kesintileri ücret matrahindan indirmesi dolayisiyla çok sayili cezali tarhiyata muhatap olmus, vergi yargisindan sonuç elde edemeyince Anayasa Mahkemesine bireysel basvuru da bulunmustu.

Neticede Anayasa Mahkemesi söz konusu 2014/6192 sayili bu bireysel basvuruyu kabul ederek, 12.11.2014 tarihinde, mülkiyet hakkina vergi yoluyla yapilan müdahalenin mesruiyetinin sorgulanabilmesi için kanun tarafindan öngörülmüs olma ölçütünün alt ölçütleri olan “ulasilabilirlik” ve “öngörülebilirlik” ölçütlerinin saglanip saglanmadiginin, bir baska deyisle hukuki güvenligin saglanip saglanmadiginin tespitini yaparak, Bankanin mülkiyet hakkinin ihlal edildigine, banka tarafindan ödeme yapildigindan yeniden yargilama yapilmasina gerek olmadigina, ödenen tutarlarin tazminat olarak ödenmesine 12.11.2014 tarihinde karar vermistir. (Karar 21.2.2015 tarihli Resmi Gazetede yayimlanmistir).

Bu yazimda, söz konusu kararin tartismasindan ziyade, Bankanin bu konuda pek çok davasi olduguna göre, bu kararlardan sonra neler oldugunu irdeleyecegim.

Banka, karar düzeltme asamasindaki bir davasinda bireysel basvuru kararini sunarak temyiz talebi üzerine verilmis kararin düzeltilmesini istemistir. Karar düzeltme talebini inceleyen Danistay 4. Dairesi “Anayasa Mahkemesince bireysel basvuru üzerine mülkiyet hakkinin ihlal edilip edilmediginin incelendigi, idari yargi merciince ise, Idari Yargilama Usulü Kanunu uyarinca idari eylem veya islemlerden dolayi menfaatleri ihlal edilenler tarafindan açilan davalar üzerine davaya konu islem veya eylemin hukuka uygun olup olmadiginin incelendigi, dolayisiyla uyusmazlik konusu vergisel islemin hukuka uygun olup olmadiginin incelendigi”, “ayni kararda; ihlalin ve sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için yeniden yargilama yapilmasinda hukuki yarar bulunmadigina da karar verildigi”, “Anayasanin 73/3. maddesinde yer alan verginin kanuniligi ilkesi geregi kanuni düzende saglanmasi gereken öngörülebilirligin saglanmadigi sonucuna varildigi”,  “düzeltilmesi istenen Danistay Daire kararinin bu kapsamda yeniden degerlendirilerek Anayasa Mahkemesi'nin karari çerçevesinde yorumlanarak yeniden bir karar verilmesini gerektiren bir hukuki durum olusturmadigi”, “inceleme tarihi itibariyla olayda Kanuni bir belirsizlik bulunmayip maddi olayin tanimlanmasinda belirsizlik oldugu” gerekçeleriyle talebi –oy çokluguyla- reddetmistir. Yani 4. Daire, E. 2014/3670 K. 2015/678 sayi ve 4.3.2015 tarihli Karari ile –oy çoklugu ile- Anayasa Mahkemesi Kararinin farkli ölçütlere dayanmasi dolayisiyla bozma sebebi olamayacagina karar vermistir.

 Buna karsilik, bankanin ayni konudaki bir baska davadaki temyiz basvurusunda Danistay 3. Dairesi, “anayasal ve yasal düzenlemelerde; bireysel basvuru üzerine Anayasa Mahkemesince hak ihlalinin bulundugu belirtilerek yeniden yargilama yapilmasina karar verilmesi durumunda bu karara uyulmasi zorunlu olmakla birlikte, diger davalarda ihlal kararina uyulmasini zorunlu kilan yasal bir düzenleme bulunmamaktadir. Ancak, Anayasa’da güvence altina alinan temel hak ve özgürlüklerden birinin ihlal edildigini tespit eden hak ihlali kararlarinin taraflari, konusu ve sebepleri ayni olan diger davalarda göz önünde bulundurulmamasi Anayasanin üstünlügü ve baglayiciligi kuralini da içeren ve Anayasanin 2 nci maddesinde yer verilen Hukuk Devleti ilkesi ile evrensel hukuk kurallarina aykirilik teskil edecektir. Bu durumda, davaci bankanin baska bir subesi adina ayni hukuki sebebe dayanan tarhiyatin yargi karariyla aleyhine kesinlesmesinden sonra yaptigi bireysel basvuru sonucu, Anayasa Mahkemesinin sözü   edilen karariyla mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar verilmesi karsisinda, dava konusu vergilendirme dönemi itibariyla davanin reddi yolundaki vergi mahkemesi kararinin bozulmasi gerek”tigine –oy çoklugu- ile karar vermistir. Yani 3. Daire, Anayasa Mahkemesi kararinin bozma sebebi olmasi gerektigine karar vermistir.( E. 2015/31 K. 2015/4299 T. 5.6.2015)

Her iki karar da oy çoklugu ile verilmistir. Yani sadece Daireler arasinda degil, içerisinde de farkli görüsler söz konusudur. (Bunu elestiriyorum sanmayin, hukuku gelistiren bu farkli görüslerin ortaya çikmasidir.)

 Anayasa Mahkemesinin temel hukuk normlarinin düzenlendigi Anayasa karsisinda hak ihlali karari verdikten, sirf kanuna uygun denilerek vergilendirme yapilmasi, vergi hukukunda adalet duygusunu zedeler. Verginin yasalligi ilkesi, sadece yasaya uygun oldugu gerekçesi ile Anayasal Haklar ihlal edilerek vergilendirmeye cevaz veren bir ilke degildir.

 1961 Anayasasinda Anayasa Mahkemesine, normu Anayasaya uygun bulmasina karsilik belli bir davada uygulanmasinin Anayasaya aykiri sonuç verecegine ve uygulanamayacagina karar verme yetkisi de bu gibi durumlar için taninmisti. Ancak Mahkemenin bu yetkisi 1982 Anayasasi ile kaldirilmistir. Simdi bu boslugu bireysel basvuru müessesesi gidermeye çalismaktadir.

 Buradaki sorun son derece önemlidir. Bireysel Basvuru Kararlarinin, ayni taraflarin ayni konudaki diger davalara etkisinin ya Idari Yargilama Usulü Kanununda konu düzenlenmek ya da Danistay Içtihatlari Birlestirme Kurulu Karari ile bir an önce çözüme kavusturulmasi gerekmektedir. Aksi halde Danistay Dairelerinin temyiz basvurularini inceleme alanlarina (illere ve vergi konularina) göre farkli adaletler ortaya çikacaktir. Bu da mükellefler nezdinde adalet duygusunu zedeleyecektir. 

NOT : Bu yazimda anilan Kararlara, www.bumindogrusoz.com adresinden ulasabilirsiniz. Ayrica soranlar için, Vergi Kanunlari tasarilarina da aynen adresten ulasabilirsiniz.