ANONIM SIRKETLERIN YÖNETIM KURULUNDAKI TEMSILCI ÜYELERININ SORUMLULUGU

19.04.2010 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 4010 görüntülenme YAZDIR

ANONIM SIRKETLERIN YÖNETIM KURULUNDAKI TEMSILCI ÜYELERININ SORUMLULUGU
19 Nisan 2010, A.Bumin DOGRUSÖZ

Anonim sirketlerde, sirketi temsil ve idare yetkisine sahip ve zorunlu organ olan yönetim kurulu, kural olarak üç kisiden olusur. Kural olarak diyoruz çünkü, geçen yazilarda da bahsettigimiz gibi, sirket anasözlesmesi ile bu sayi artirilabilir ancak azaltilamaz. Sirket anasözlesmeleri, üye sayisini bizzat belirleyebilecegi gibi, alt ve üst sinirlari göstererek sayiyi belirleme isini genel kurula da birakabilir. Bu durumda, yönetim kurulu üye sayisi, anasözlesmedeki sinirlar içerisinde her seçim öncesi genel kurul tarafindan belirlenir.

Anonim sirket yönetim kurulunda, yalnizca pay sahipleri ve gerçek kisiler görev yapabilir. Pay sahibi olmayan bir kisi, yönetim kurulunda görev yapamaz ancak kanunun bu konudaki emredici düzenlemesi, görev yapma ile ilgilidir, yoksa seçim ile ilgili degildir. Bir baska anlatimla genel kurulda pay sahibi olmayan kisiler de yönetim kuruluna seçilebilir. Ancak bu durumdaki kisilerin seçim sonrasinda göreve baslayabilmeleri için pay sahibi olmasi, en az bir pay edinmesi gerekmektedir.

Yönetim kurulu üyelerinin gerçek kisi olmasi kosulu dolayisiyla pay sahibi tüzelkisiler yönetim kuruluna seçilemezler. Ancak onlarin gerçek kisi temsilcileri, yönetim kuruluna seçilebilirler. Dolayisiyla anonim sirketlerde yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmasi kosulunun en önemli istisnasini, pay sahibi tüzelkisileri temsilen yönetim kuruluna seçilenler olusturmaktadir.

Anonim sirket yönetim kurullarinda tüzelkisilerin temsili ve sorumluluk konusunda zaman zaman duraksamalar dogmaktadir. Duraksamalardan birincisi, tüzelkisinin yönetim kurulunda birden fazla üye ile temsil edilip edilemeyecegidir. Bu konuda genel kabul gören görüs, pay sahibi her tüzelkisinin yönetim kurulunda ancak bir üye ile temsil edilebilecegi yönündedir.

Tartisilan bir baska konu ise yönetim kurulunda pay sahibi tüzelkisiyi temsilen görev yapan üyenin islemlerinin veya kanundan dogan sorumluluklarinin kime ait oldugudur.

Ticaret Kanunumuz yönetim kurulu üyelerini;

* Hisse senetleri bedellerine mahsuben pay sahipleri tarafindan vuku bulan ödemelerin dogru olmamasindan

* Dagitilan ve ödenen kâr paylarinin gerçek olmamasindan

* Kanunen tutulmasi zorunlu defterlerin bulunmamasindan veya bunlarin muntazam tutulmamasindan

* Genel kurul kararlarinin sebepsiz olarak yerine getirilmemesinden

* Kanun veya anasözlesmenin yükledigi görevlerin kasten veya ihmal ile yerine getirilmemesinden

sorumlu tutmustur. Yönetim kurulu üyelerinin sirketin kamusal borçlarindan sorumlulugu ayrica, vergi borçlari açisindan Vergi Usul Kanunu’nun 10 ve diger kamu borçlari için ‘Amme Alacaklarinin Tahsil Usulü Hakkinda Kanun’un mükerrer 35. maddesinde düzenlenmistir.

Yönetim kurulunda pay sahibi tüzelkisiyi temsilen görev yapan üyenin islemlerinin veya kanundan dogan sorumluluklarinin, kendisine mi, yoksa temsil ettigi tüzelkisiye mi ait olacagi doktrinde tartismali olmakla birlikte, yine baskin görüs, bu sorumlulugun yönetim kurulunda temsil olunan tüzelkisi ortaga ait oldugu yönündedir.

Anonim sirketlerin yönetim kurullarinda pay sahibi tüzelkisiyi temsilen görev yapanlar, öncelikle yönetim kurulu üyesi oldugu anonim sirketin hak ve menfaatlerini gözetmekle yükümlü olmakla birlikte, ayni zamanda temsil ettikleri tüzelkisinin hak ve menfaatlerini de kolladiklari, hatta birçok halde o tüzelkisinin direktifleri dogrultusunda hareket ettikleri de bir gerçektir. Özellikle birden fazla grubun ortakliginda veya yabanci sermayeli sirketlerde, bu durum daha açik olarak görülmektedir. Öte yandan, özellikle pay sahibi tüzelkisileri temsilen seçilenlerin o tüzelkisilerde genellikle ücretli oldugu da nazara alindiginda, temsilci üyelerin kendi kisisel varliklarina nazaran temsil ettikleri tüzelkisinin malvarliginin, sorumluluk açisindan sirket alacaklilari ve diger pay sahipleri için pek çok halde daha fazla güvence olusturdugu rahatlikla görülür. Kaldi ki, temsilci üyenin bulundugu yönetim kurulunun hasar ve yararlari üyeye degil, temsil olunan tüzelkisiye aittir. Örnegin sirkette sermayeyi yiyen zararinin olusmasi halinde sermayeyi tamamlayacak olan ve kâr olmasi halinde kâr payini alacak olan, temsilci üye degil, pay sahibi tüzelkisidir.

Konu vergi hukukunu, özellikle ‘kanuni temsilciler’in sorumlulugu konusunda ilgilendirmektedir. Vadesinde ödenmeyen ve borçlu tüzelkisilerin malvarliklarindan alinamayan vergi alacaklarinin Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesine göre, diger kamu alacaklarinin ise ‘Amme Alacaklarinin Tahsil Usulü Hakkinda Kanun’un mükerrer 35. maddesine göre tüzelkisilerin kanuni temsilcilerinden (yönetim kurulu üyelerinden) tahsili söz konusu olabilmektedir. Yönetim kurulu üyesinin bir tüzelkisiyi temsilen görev yaptigi hallerde alacakli kamu idarelerinin, yönetim kurulunda görev yapan üyeye mi, yoksa temsil olunan tüzelkisiye mi müracaat edecegi, mevzuatimizda açik degildir.

Yukarida açikladigimiz görüslerimiz ve hakkaniyet, ticaret hukukunda savunulan baskin görüs, bu konuda alacaklinin, yönetim kurulunda temsilen görev yapan üyeye degil, bu üyenin temsil ettigi kuruma müracaat etmesi gerektigini göstermektedir. Zaten, temsilen görev yapan üyenin temsil ettigi kurumda çalisiyor olmasi halinde, Borçlar Kanunu’nun ‘istihdam edenlerin mesuliyeti’ baslikli 55. maddesi de bizi bu sonuca götürmektedir.

Nitekim, Danistay 11. Dairesi’nin E.1998/231. K.1998/2198 sayi ve 10.6.1998 tarihli “Bir anonim sirketin yönetim kuruluna, tüzelkisi ortagi temsilen katilan yönetim kurulu üyesi V.U.K. md. 10 uyarinca sorumlu tutulamaz. T.T.K. md. 312 dolayisiyla bu durumda sorumlu olmasi ve takibi gereken, yönetim kurulunda temsilcisi bulunan tüzelkisi ortaktir” seklindeki karari da yukarida belirtilmis oldugumuz görüsümüzü teyit etmektedir.

19.04.2010 | Referans Gazetesi