VERGİ
YARGISININ USUL KURALLARI
Dr.
A. Bumin Doğrusöz
Dünya
Gazetesi 7.9.2021
Vergi
yargısının yargılama usul kuralları İdari Yargılama Usulü Kanununda
düzenlenmiştir. Bu Kanunda yer alan düzenlemeler içerisinde maalesef vergi
yargısına özgü kurallar yok denecek kadar azdır. Bu durum ise bazen, cezalı
vergi tarhiyatının şahit ifadesine dayalı olduğun hallerde bu şahitlerin
mahkemece dinlenilememesi örneğinde olduğu gibi, adaletin tecellisinde engel
olarak karşımıza çıkmaktadır.
İdari Yargılama Usulü Kanunu
hükümlerinin yargılama işlevinde hayat bulması, elbetteki yorum ameliyesi ile
mümkün olabilmektedir. Bu konuda yorum yetkisi de yine yargı mercilerindedir.
İdari yargı manzumesinin en üstünde bulunan Danıştay’ın yorum ve kararları, bu
konuda da belirleyici olarak önem taşımaktadır.
Bende bu yazımda Danıştay’ın 2019 - 2020
yılı kararları içerisinde yargılama usulüne ilişkin önemli kararlarını,
uygulamacılara yararlı olacağı inancı ile aktarmak istiyorum.
“İdarenin müeyyideli yazısı
doğrultusunda verilen düzeltme beyannamesine konulan ihtirazi kayıt tarh ve
tahakkuk ettirilen vergi, ceza ve gecikme faizine karşı dava açma hakkı verir,
açılan davada mahkemece re’sen araştırma ilkesi kapsamında davacının ihtirazi
kayıt koyma nedenleri ile vergi dairesinin ihtirazi kaydın konusunu oluşturan
nedeni kabul etmeme sebepleri incelenerek dava konusu tarh işleminin hukuka
uygun olup olmadığına karar vermesi gerekmektedir” (Danıştay Vergi Dava
Dairleri Kurulu E.2020/527 K.2020/607 T.22.5.2020; E.2020/432 K.2020/490 T.22.5.2020).
“İdarenin müeyyideli yazısı
bulunmaksızın verilen düzeltme beyannamesine konulan ihtirazi kayıt tarh ve
tahakkuk ettirilen vergi, ceza ve gecikme faizine karşı dava açma hakkı vermez”
(Danıştay Vergi Dava Dairleri Kurulu E.2020/526 K.2020/609 T.22.5.2020).
“Bölge İdare Mahkemeleri kararları
arasındaki aykırılığın giderilmesi istemiyle yapılan başvuruda, kesinleşmiş
kararlarla kesin nitelikte olmayan kararlar veya kesin nitelikte olmayan
kararların kendi arasındaki aykırılığın giderilmesi istenemez” (Danıştay Vergi
Dava Dairleri Kurulu E.2020/12 K.2020/11 T.7.10.2020).
“Davanın reddi yolunda verilen ve 2
no’lu ihbarnamenin dayanağı olan mahkeme kararının bozulması üzerine davanın
kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmesi halinde yeniden ihbarname
düzenlenmesi gerekir” (Danıştay Vergi Dava Dairleri Kurulu E.2018/949 K.2019/330
T.8.5.2019).
“Dava devam ederken tasfiyenin
tamamlanarak şirketin ticaret sicilinden terkini dolayısıyla İdari Yargılama
Usulü Kanununun 26/1 maddesi uyarınca mahkemece verilen ve ilgililer tarafından
davanın yenilenmesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına dair karar, nihai
karar olmadığından temyiz edilemez” (Danıştay 3. Dairesi E.2019/6324
K.2019/6068 7.11.2019).
“İstinaf başvurusu dilekçesinde
duruşma talebinde bulunulmasına karşın söz konusu talep hakkında değerlendirme
yapılmaksızın karar verilmesi yargılama usulüne uygun değildir ve bozmayoı
gerektirmektedir” (Danıştay 3. Dairesi E.2020/784 K.2020/2659 T.6.7.2020).
“Mahkemenin yapılan istinaf
başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine dair kararına karşı yapılan istinaf
başvurusu neticesinde Bölge İdare Mahkemesince verilen karar kesin olup temyiz
yoluna başvurulamaz” (Danıştay 7. Dairesi E.2018/4728 K.2019/2278 T.2.4.2019).
“Beyan üzerine tahakkuk ettirilip ödenmiş
olan verginin düzeltilmesi için yapılan şikâyet başvurusunun reddi işleminin
iptali için ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesinde dava
açılması gerekir” (Danıştay 4. Dairesi E.2019/8041 K.2019/5937 T.7.10.2019).
“Vergi inceleme raporunun ihbarname
ekinde tebliğ edilmemesi, tebliğin tam yapılmadığını gösterdiğinden dava açma
süresinin vergi inceleme raporunun tebliği tarihinden itibaren başladığını
kabul etmek gerekmektedir” (Danıştay 3. Dairesi E.2020/1810 K.2020/3930
T.19.10.2020).
“Tek hâkimle verilen temyize tabi
olmayan kararın Bölge İdare Mahkemesince istinaf isteminin reddi suretiyle
kesinleşmesi üzerine, istinaf mahkemesi kararında tebliğinden itibaren 30 gün
içerisinde temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiş olsa da temyiz yoluna
başvurulamaz. Yasada yazılı kanun yollarının yargı yerlerince genişletilmesi
veya daraltılması mümkün değildir” (Danıştay 7. Dairesi E.2020/3021 K.2020/3488
T.5.10.2020).