HOLDİNGİN
GRUP ŞİRKETİNE İŞTİRAK SATIŞI
Dr. A. Bumin Doğrusöz
Dünya Gazetesi / 7.7.2020
5520 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanununun (KVK) istisnaları düzenleyen 5. maddesinin birinci fıkrasının
(e) bendinde, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan
iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa
senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75'lik kısmı ile
aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların
%50'lik kısmı bazı koşullarla kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Ancak bu istisna,
uygulamada özellikle grup şirketleri için hep sıkıntılı olmuştur. Bu konuda
yargı kararlarının uygulamada örnek alınmaması ve konunun Genel Tebliğ bazında
net ortaya konulmaması ve uygulamanın özelgelerle yürütülmeye çalışılması, bu
sıkıntı ve tereddütlerin başlıca kaynakları olmuştur.
Bu sıkıntılar bazında
ben de bu yazımda bu konuda verilmiş bir özelgeyi değerlendirmek
istiyorum.
Önce Özelgenin
konusunu aktaralım. Turizm ve madencilik sektörlerinde yer alan bir holding,
yapılanması içerisindeki şirketler grubunun borçlarını oluşturan banka
kredilerinin tamamına yakın kısmını doğal olarak üstlenmiştir. Holding
bankalara olan borçlarını kısmen kendi kaynaklarından karşılarken, bu konuda finansman
açısından kaynaklarını kullandığı grup şirketine olan anapara ve faiz geri
ödemelerini yerine getirmekte zorlanmıştır. Bunun üzerine Holding, aktifinde
yer alan ("24-Mali Duran Varlıklar" hesabında kayıtlı olan) diğer grup
şirketlerine ait iştirak hisselerini, bu şirkete borcu karşılığında satmak
istemiştir. Bu satıştan elde edeceği kazancın KVK’nın 5/1e maddesi uyarınca
istisnadan yararlanıp yararlanamayacağı konusunda ise tereddüte düşerek özelge
talep etmiştir.
Konu ile ilgili
olarak 1 seri no.lu KVK Genel Tebliğinin "5.6. Taşınmazlar ve iştirak
hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış
kazancı istisnası" başlıklı bölümünde iştirak hisseleri satış kazancı
istisnası ile ilgili açıklamalar içerisinde, holdinglerin durumu özel olarak
düzenlenmiştir. (md. 5.6.23.4.2). Burada yer alan açıklama aynen şu şekildedir.
“Türk Ticaret
Kanununa göre, gayesi esas itibarıyla başka işletmelere iştirakten ibaret olan
holding şirketlerin (aktiflerinde iştirak amacıyla iktisap edildiği ve elde
tutulduğu ispat ve tevsik edilen iştirak hisseleri hariç olmak üzere) iştirak
hisselerinin satışından doğan kazançlar için istisna uygulanması söz konusu
olmayacaktır. Bu çerçevede, şirketlerin iktisap ettikleri diğer şirketlere ait
hisse senetlerini veya ortaklık paylarını, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel
Tebliği uyarınca "11-Menkul Kıymetler" veya "24-Mali Duran
Varlıklar" gruplarındaki hesaplarda izlemeleri gerekmektedir. Kısa vadeli
fiyat değişimlerinden yararlanarak kâr elde etmek amacıyla, geçici bir süre
elde tutulmak üzere alınan hisse senetleri veya ortaklık payları
"11-Menkul Kıymetler" grubundaki hesaplarda izlenmektedir. Holding
şirketlerin söz konusu hesapta izlenmesi gereken hisse senetleri veya ortaklık
paylarının bulunması halinde, bunların satışından doğan kazançlar, istisnadan
yararlandırılmayacaktır. Ancak, holding şirketlerin "24-Mali Duran
Varlıklar" grubundaki hesaplarda izlemesi gereken iştirak hisselerinin
satışından doğan kazançların ise diğer şartların da sağlanmış olması halinde,
sözü edilen istisnadan yararlanabileceği tabiidir.”
Aynı Genel Tebliğin
“grup şirketleri arasındaki işlemlerin durumu”nu değerlendiren açıklamasında
(md. 5.6.2.44) ise; “İstisnanın temel
amacı, kurumların mali yapılarının güçlendirilmesinin teşviki olduğundan,
ekonomik açıdan şirketlere ilave imkân sağlamayan işlemler istisna kapsamı
dışında kalacaktır. Grup şirketlerinin her birinin ayrı tüzel kişilikleri
bulunduğundan, her bir şirketin söz konusu istisnadan yararlanabilmesi mümkündür.”
denilmiştir.
Tebliğ açıklamalarını
kısaca değerlendirecek olursak, holdingler ticari maksatla elinde
bulundurdukları ("11-Menkul Kıymetler" grubundaki hesaplarda
izledikleri) iştirak hisselerini satarlarsa, istisnadan yararlanamazlar. Ancak
ticari maksatla değil de yatırım olarak veya sevk ve idaresinde rol almak
maksadı ile sahip oldukları iştirak hisselerini (24-Mali Duran Varlıklar"
grubundaki hesaplarda izledikleri) iştirak hisselerini satarlarsa istisnadan
yararlanabilirler. Grup şirketlerinin her birinin ayrı tüzel kişilikleri
bulunduğundan, her bir şirketin söz konusu istisnadan yararlanabilmesinin ayrı
ayrı değerlendirilmesi gerekir. İstisnanın temel amacı kurumların mali
yapılarının güçlendirilmesinin teşviki olduğundan, ekonomik açıdan şirketlere
ilave imkân sağlamayan işlemler istisna kapsamı dışında kalacaktır. Ayrıca
tarih ve sayısını aşağıda vereceğim Özelge de de belirtildiği gibi istisnayla,
finansman sıkıntılarının giderilmesi, faaliyetlerinin öz kaynaklarla devam
ettirilebilmesi ve mali yapılarının güçlendirilmesi amaçlanmıştır
Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının 64597866-125[5/1-e]-E.360
sayı ve 07.01.2019 günlü Özelgesi ile bu Holding’e “şirketiniz aktifinde yer
alan iştirak hisselerinin, %100 hissesine sahip olduğunuz grup şirketiniz ...
A.Ş.'ye olan borcunuz karşılığında bu şirkete satılması durumunda, aktifinizde
yer alan iştirak hisseleri adı geçen grup şirketinizde yine iştirak hissesi
olarak var olacağından ve söz konusu iştirak hisselerine ... A.Ş. aracılığıyla
dolaylı olarak sahip olmaya devam edeceğinizden, bahse konu satıştan elde
edilecek kazançla ilgili olarak Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin
birinci fıkrasının (e) bendinde düzenlenen istisnadan yararlanılması mümkün
bulunmamaktadır” cevabı verilmiştir.
Özelgeyle ortaya konulan idari anlayış ilk bakışta doğru görünmekteyse de
derinlemesine incelendiğinde pek çok çelişkiyi ve sorunu barındırmaktadır.
İstisnanın bu özelge bağlamında değerlendirmesi, köşemin sınırıları dolayısıyla
ise gelecek yazımda.