YURT
DISINDAN ALINAN BORÇLARIN MALI YÜKLERI
Dünya
Gazetesi / 2.5.2017
Ideal olan sirketlerin kendi öz kaynaklari ile
yatirimlarini yapmalari ve faaliyetlerini sürdürmeleri olmakla birlikte, bu her
zaman mümkün olmaz ve kaynak ihtiyaci dis kaynaklara (borçlanma yoluna)
basvurularak giderilir. Yurt içinden –elverisli – borçlanma yapilamadigi
takdirde ülke disindan kaynak arayisina girisilir.
Borçlanma yoluna giden sirketlerin bu yolu kullanmasinda
kötüye kullanimin önlenmesi amaciyla örtülü sermaye teskil eden borçlarin maliyetlerinin
giderlerlestirilmesine ve borçlanma yoluyla transfer fiyatlandirmasi yapilmasina
iliskin çesitli düzenlemeler Kurumlar Vergisi Kanununda yer almistir.
Bütün bu sinirlandirici düzenlemelere takilmadan da yurt
disindan borçlanma mümkündür. Ancak bu sekilde yani, iliskisiz kisilerden (veya
iliskili kisilerden emsallerine uygun sekilde) borçlanma bazen ek mali
yükümlülükler getirebilmektedir. Bu mali yükümlülükler, özellikle yurt disindan
yapilan borçlanmalarda karsimiza çikmaktadir.
Kurumlar Vergisi Kanununun dar mükellefiyette vergi
kesintisinin düzenlendigi 30/1 maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumlarin
Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlari üzerinden, bu kazanç ve iratlari (avanslar
da dahil) nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafindan % 15
oraninda vergi kesintisi yapilmasi öngörülmüstür. Bu konuda yapilacak kesinti
oranlarini belirleyen 2009/14593 sayili Bakanlar Kurulu Karari ile her nevi
alacak faizlerinden yapilacak vergi kesintisi oranlari alacakli kuruma göre
ayri ayri belirlenmistir. Yabanci devletler, uluslararasi kurumlar veya yabanci
bankalardan ya da bulundugu ülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmis
olup sadece iliskili bulundugu kurumlara degil tüm gerçek ve tüzel kisilere
kredi veren kurumlardan alinan her türlü krediler için ödenecek faizlerden yapilacak
tevkifat orani % 0, diger alacak faizi ödemeleri üzerinden yapilacak tevkifat
orani % 10 olarak belirlenmistir. Bu düzenlemeye göre; kredi veren firmanin,
sadece iliskili bulundugu kurumlara degil tüm gerçek ve tüzel kisilere kredi
veren bir kurum olmasi veya ilgili ülke mevzuati geregince banka veya kredi
vermeye yetkili kurulus oldugunun tevsiki halinde, ödenecek faizler üzerinden
%0 oraninda, aksi halde ise %10 oraninda vergi kesintisi yapilmasi gerekmektedir.
Yurt disindan yapilacak borçlanmalarda dogan bir baska
mali yükümlülük ise Kaynak Kullanimi Destekleme Fonu (KKDF) kesintisidir. 2012/4116
sayili Bakanlar Kurulu Karari ile, bankalar ve finansman sirketleri disinda
Türkiye'de yerlesik kisilerin yurt disindan sagladiklari döviz ve altin kredilerinde
(fiduciary islemler hariç); kredi ortalama vadesi bir yila kadar olanlarda %3, ortalama
vadesi 1 yil (1 yil dahil) ile 2 yil arasinda olanlarda %1, ortalama vadesi 2
yil (2 yil dahil) ile 3 yil arasinda olanlarda %0,5 KKDF kesintisi yapilmasi
öngörülmüstür. Ortalama kredi vadesinin 3 yil (3 yil dahil) ve üzerinde oldugu
hallerde ise KKDF kesintisi yapilmayacaktir. Türkiye’de yerlesik kisilerin yurt disindan sagladiklari Türk
Lirasi kredilerinde uygulanacak KKDF kesintisi orani ise 2017/9973 sayili
Bakanlar Kurulu Karari ile ortalama vadesi 1 yil ve üzeri olan TL kredilerde
%0, ortalama vadesi 1 yila kadar olanlarda ise %1 olarak belirlenmistir. Söz
konusu fon kesintilerinin, Türk Lirasi kredilerde tahakkuk ettirilen faiz
tutari üzerinden; döviz kredilerinde ise kredinin kullanildigi tarihte kredinin
anapara tutari üzerinden hesaplanmasi gerekmektedir.
Yurt disindan temin edilen
borçlanmalarin faizleri üzerinden katma deger vergisi (KDV) hesaplanip
hesaplanmayacagina ise yine kredi verenin (alacaklinin) statüsüne göre karar
vermek gerekmektedir. Zira borç verme islemi bir finansman hizmeti niteliginde
oldugundan KDV’nin konusuna girme ihtimali yüksek bir islemdir.
Yurt disindan borçlanilan kurumun faaliyette bulundugu
ülke mevzuatina göre kredi kurulusu olarak kabul edilmesi veya bir banka olmasi
durumunda söz konusu islem mahiyeti itibariyla Banka Sigorta Muamele Vergisinin
(BSMV) kapsaminda degerlendirileceginden yurt disi kredi kullanimi, Katma Deger
Vergisi Kanununun 17/4-e maddesi geregince katma deger vergisinden istisna
olacaktir. Bu durumda faiz üzerinden bir vergi hesaplamasi yapilmayacaktir.
Buna karsilik söz konusu sirketin kredi verme islemi dolayisiyla
faaliyette bulundugu ülke mevzuatina göre kredi kurulusu olarak kabul
edilmemesi veya banka niteliginde olmamasi durumunda ise kredi verme islemi
mahiyeti itibariyla BSMV'nin konusu disinda kalacagindan kredi üzerinden
hesaplanan faiz tutarlari KDV’ye tabi olacaktir. Faiz tutarlari üzerinden
hesaplanan KDV'nin ise sorumlu sifatiyla 2 no.lu KDV beyannamesi ile beyan
edilerek ödenmesi gerekmektedir.