DÖVIZLI SÖZLESMELERIN UYARLANMASI ve DAMGA VERGISI

30.10.2018 Dr. Bumin DOGRUSÖZ - 2200 görüntülenme YAZDIR

DÖVIZLI SÖZLESMELERIN UYARLANMASI ve DAMGA VERGISI

 

Dünya Gazetesi 30.10.2018

Bilindigi gibi 13.9.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayimlanan 85 sayili Cumhurbaskani Karari ile yerlesik kisiler arasindaki sözlesmelerde edimi döviz veya dövize olarak belirleme yasagi getirilmis, daha önce yapilmis ve edimi döviz cinsinden olan sözlesmelerdeki edimlerin 13.10.2018 tarihine kadar TL’ye uyarlanmasi zorunlu kilinmistir. Bu Kararin kapsamina ve istisnalarina iliskin ayrintili açiklama/düzenleme ise Hazine ve Maliye Bakanliginin 6.10.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayimlanan Tebliginde yer almistir.

Hazine ve Maliye Bakanligi bu konuda dogan tereddütleri ise “sikça sorulan sorular” biçiminde web sayfasinda yayinladigi 17 soruluk bir metinle gidermeye çalisti. Bu metin, idare hukuku açisindan, düzenleyen/yayimlayan kurum, içerigi ve ilani itibariyle bir tür adsiz genel idari islem veya sirküler olarak nitelendirilebilir niteliktedir.  Bu metinde yanitlanan sorulardan 20’ncisi “TL’ye dönen sözlesmeler için damga vergisi muafiyeti olacak midir” seklindedir. Yanit ise, “konu vergi mevzuati ile ilgili olup kambiyo mevzuatinin yetki alnindadir” biçimindedir. Yanit dogruysa da yine de Hazine ile Maliye artik ayni Bakanlik olduguna göre görüsülmek suretiyle bu soruya bir yanit verilebilirdi diye düsünüyorum.

Ben de yazimda bu konuyu degerlendireyim diye düsündüm.

Kisisel kanaatim; damga vergisinin konusuna sözlesmelerin dahil olmasi, sözlesmelerin ise taraflarin özgür iradelerinin kesismesi ile meydana gelecek olmasi noktalarindan hareketle, burada taraflarin yeni bir sözlesme yapma niyetlerinin bulunmamasi, yapilanin daha önce özgür irade ile olusmus sözlesmelerin kamu otoritesinin emredici düzenlemelerine uygun hale getirilmesi olduguna, edimi degistiren iradelerin yaptirim tehdidi ile  ortaya çikmasi sebepleri ile döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmis edimlerin TL cinsine çevrilmesinde (uyarlanmasinda)  yeni bir sözlesmenin veya yeni bir edimin ortaya çikmadigi ve dolayisiyla bu konudaki protokollerin damga vergisinin konusuna girmeyecegi seklindedir. Bu konuda son sözü, elbetteki yargi söyleyecektir.

Ancak bu görüsümün, bu konuda yapilacak protokollerin, sadece edimi uyarlamaya yönelik olmasi, “sikça sorulan sorular” içerisinde belirlenmis taraflar uzlasamazlarsa uygulanmasi gereken kura göre uyarlama yapilmasi, sözlesmenin diger hüküm ve kosullarinda bir degisiklik yapilmamasi kosuluna bagli oldugunu da belirtmeliyim. Örnegin uyarlama ile birlikte, sözlesmenin süresinde veya teslim seklinde yahut taksit vadelerinde bir degisiklik meydana getirmesi, farkli bir durumdur.

Bu konudaki uygulamaya hâkim görüsün ise yapilacak uyarlama protokollerinin, “sikça sorulan sorular” içerisinde taraflar uzlasamazlarsa uygulanmasi gereken kura göre düzenlenmesi halinde dahi damga vergisinin dogacagi yönündedir. Ancak bu görüsü savunanlar, yukarida söz ettigim duruma iliskin olarak henüz ikna edici bir gerekçe ortaya koyabilmis degillerdir.

Protokollerin her durumda damga vergisine tabi olacagi görüsü kabul edilirse bu defa, sözlesmenin yapilmasi asamasinda ödenmis damga vergisinin, protokole göre dogan vergisinden mahsup edilip edilmeyecegi sorunu ortaya çikmaktadir. Kanaatimce hakkaniyete uygun olan, önceden ödenmis verginin mahsubudur.

Bu konular halen uygulamada sikça tereddüt yaratan ve ileride de çokça ihtilafa yol açacak konulardir. Hazine ve Maliye Bakanliginin (Maliye kisminin), aktif bir konum alarak, bir Genel Teblig ve Sirküler ile bu konudaki tereddütleri gidermesi gerekmektedir.