BASIT
USÛLDE BEYANNAME ZAMANI
Dünya
Gazetesi / 21.2.2017
Gelir
Vergisi Kanunumuzda ticari kazancin kavranma ve vergilendirme yöntemlerinden
biri de “basit usûl”dür. 4369 sayili Kanunla götürü usûlün yerini alan ve
gerçekten adi gibi basit bir vergilendirme usûlü öngören bu usûl, günümüzde
kayit disi ekonominin artisinda rol oynadigi gerekçesi ile agir elestirilere
ugramaktadir.
Basit
usûlden yararlanacaklarin belirlenmesi açisindan Gelir Vergisi Kanunu hem genel
hem de özel kosullar belirlemistir. Mükelleflerin u usûlden yararlanabilmeleri
için her iki gruptaki kosullari da tasimasi gerekmektedir. Genel kosular Kanunun 47. maddesinde
belirtilmistir. Bunlar kisaca; kendi isinde bilfiil çalismak, is yeri kirasinin
/ emsal kira bedelinin belli tutarlari asmamasi ve baskaca bir ticari / zirai
veya mesleki faaliyet dolayisiyla gerçek usûlde mükellefiyetin bulunmamasi
seklinde sayilabilir. Özel kosullar ise Kanunun 48. maddesinde faaliyet
alanlarina alim-satim veya hasilat tutarlari için çizilmis sinirlardan
olusmaktadir.
Kanunun
51. Maddesinde ise basit usûlden yararlanamayacak olanlar sayilmistir. Bunlari
kisaca; kollektif sirket ortaklari ile komandit
sirketlerin komandite ortaklari, ikrazat isleriyle ugrasanlar, sarraflar ile
kiymetli maden ve mücevherat alim satimi ile ugrasanlar, insaat ve onarma isini
taahhüt edenler, sigorta prodüktörleri, ilan ve reklam isleriyle ugrasanlar,
gayrimenkul ve gemi alim satimi ile ugrasanlar, tavassut isi yapanlar, naden
isletmeleri, tas ve kireç ocaklari, kum ve çakil istihsal yerleri, tugla ve
kiremit harmanlari isletenler, sehirlerarasi yük ve yolcu tasimaciligi yapanlar
ile treyler, çekici ve benzerlerinin sahip veya isleticileri seklinde
sayabiliriz.
Basit usûlde vergilendirilenlerin kazanci, bir hesap dönemi
içinde elde edilen hasilat ile giderler ve satilan mallarin alis bedelleri
arasindaki olumlu farktir. Bu fark yapilan faaliyetle ilgili olarak Vergi Usûl
Kanunu hükümlerine göre alinmasi ve verilmesi mecburi olan alis ve giderler ile
hasilatlara iliskin belgelerde yazili tutarlara göre hesaplanir. Bu suretle
tespit ve beyan olunan kazanç vergi tarhina esas alinir.
Basit usûlde
vergilendirilen mükellefler, faaliyetlerine iliskin mal alis ve giderleri ile
hasilatlarini gösteren belgeleri ayri ayri dosyalarda saklamak zorundadirlar.
Bu belgelerin kayitlari, mükelleflerin bagli bulunduklari meslek odalarinin
olusturduklari bürolarda tutulur ve bu mükellefler ayrica defter tutmazlar. Bu usûlde
vergilendirilenler, Vergi Usûl Kanununun bildirme, vesikalar, muhafaza, ibraz,
diger ödevler ve ceza hükümleri ile vergi kanunlarinda ikinci sinif tüccarlara
iliskin olarak yer alan hükümlere tabidirler. Dolayisiyla bu usûlde
vergilendirilenler, defter tutmazlar, kednilerine yapilan ödemelere vergi
kesintisi (stopaj) uygulanmaz, geçici vergi ödemezler, teslim ve hizmetleri
KDV’ye tâbi degildir.
Basit usûle tabi ticaret erbabindan, sahte veya muhteviyati
itibariyle yaniltici belge düzenledigi veya kullandigi tespit edilenler, bu
hususun kendilerine teblig edildigi tarihi takip eden aybasindan itibaren
ikinci sinif tüccarlara iliskin hükümlere tabi olurlar.
Basit usûle tabi olmanin genel veya özel kosullarindan her hangi
birini takvim yili içinde kaybedenler, ertesi takvim yili basindan itibaren
gerçek usûlde vergilendirilirler. Basit usûlde vergilendirilenler beya yeni ise
baslayanlar, bu usûlden feragat edebilir ve gerçek usûlde vergilendirilmeyi
tercih edebilirler.
Gelir Vergisi Kanununda basit usûldekilerle ilgili bir
indirim ve bir istisna düzenlemesi söz konusudur. Bunlardan birincisi, Kanunun
89. maddesinin 1. fikrasinin 15. bendinde yer alan 8.000 liralik indirimdir.
Ikincisi ise kanunun mükerrer 20. maddesinde yer alan ve 75.000 Lira tutarli
istisnadir. Ancak her ikisinden birden yararlanmak mümkün degildir. Burada
kosullari tasiyip tasimama durumuna göre tercihi mükellefin kendisi yapacaktir.
Basit usûlde vergilendirilenlerin yillik beyannamelerini,
beyana tabi gelirlerinin sadece basit usûle tâbi kazançtan olusmasi kosulu ile
bu ay içerisinde, 27 Subat aksamina kadar vermeleri gerekmektedir. Ancak söz
konusu mükelleflerin baskaca beyana tabi gelirlerinin bulunmasi halinde
beyannamelerini, örnegin ayrica beyani gereken kira gelirinin bulunmasi
halinde, beyannamenin mart ayinda (27. gün aksamina kadar) verilmesi
gerekmekterdir. Subat ayinda beyanname
verenler, beyannamede çikacak ödenecek vergiyi subat ve haziran aylari
içerisinde iki taksitte ödemek zorundadirlar.