KONKORDATO KONUSU BORÇLAR ve SÜPHELI
ALACAK KARSILIGI
Dr. A. Bumin Dogrusöz
Dünya Gazetesi / 16.7.2019
Icra ve Iflas
Kanununda, 7101 sayili yapilan degisikliklerle iflas ertelemesi müessesesinin
kaldirilarak konkordato müessesesinin kapsamli bir sekilde yeniden düzenlenmesi
karsisinda konkordato sürecine giren borçludan olan alacaklarin Vergi Usul
Kanununun süpheli alacak karsiligini düzenleyen 323. maddesi karsisindaki
durumu pek çok duraksamaya yol açmistir. Gelir Idaresi Baskanligi bu
duraksamalari gidermek üzere 112 sayili Vergi Usul Kanunu Sirkülerini
yayinlamistir. Ben de bu Sirkülerden hareketle duraksama konusu bazi konulari
irdelemeye çalisacagim.
Ticari ve zirai
kazancin elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olan; dava veya icra
safhasindaki alacaklarla, yapilan protestoya veya yazi ile bir defadan fazla
istenilmesine ragmen borçlu tarafindan ödenmemis olan dava ve icra takibine
degmeyecek derecedeki küçük alacaklar süpheli alacak sayilmakta ve bu alacaklar
için karsilik ayrilabilmektedir.
Bir borçlunun,
alacaklilarinin belli bir çogunlugu ile yaptigi ve ticaret mahkemesinin tasdiki
ile hüküm ifade eden bir cebri anlasma olup, bununla alacaklilar, borçluya
karsi olan alacaklarinin bir kismindan feragat ederler ve/veya borçluya borcunu
ödeme konusunda belli bir süre verirler.
Borçlunun konkordato
talebi halinde kendisine geçici mühlet verilmesi halinde borçlu aleyhine hiçbir
takip yapilamaz, baslamis takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz
kararlari uygulanamaz.
Geçici mühlet
kararindan önce alacak dava veya icra safhasina tasinarak süpheli alacak karsiligi
konusu yapilmis ise geçici mühlet karari alacagin süphelilik durumunda herhangi
bir degisiklik meydana getirmediginden, ayrilmis bu karsiliga iliskin herhangi
bir düzeltme yapilmasina gerek bulunmamaktadir. Öte yandan borçlu için verilen geçici
mühlet karari borçlu aleyhine takip yapilmasi olanagini ortadan kaldirdigindan geçici
mühlet kararindan önce dava veya icra safhasina tasinmamis alacaklar için de geçici
mühlet kararinin ilan edildigi hesap dönemi itibariyle süpheli alacak karsiligi
ayrilabilir. Vadesi geçici mühlet kararinin verilmesinden sonraya rastlayan
alacaklar için de geçici mühlet süresi içerisinde dogrudan karsilik ayrilmasi
mümkündür.
Sonrasinda Mahkemece geçici
mühletin kaldirilarak konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda ise;
geçici mühlet kararindan önce dava veya icra safhasina tasinmis olmasi
sebebiyle süpheli alacak karsiligina zaten konu edilmis alacaklar için yine herhangi
bir düzeltme yapilmasina gerek yoktur. Buna geçici mühlet kararindan öce söz
konusu karsiliga konu edilmemis ancak geçici mühlet kararinin ilan edilmesi ile
karsilik ayrilan alacaklar için ise, geçici mühletin kaldirildigi (konkordato
talebinin reddedildigi) kararin ilan edildigi hesap dönemi itibariyle
düzeltilmesi (karsiligin iptal edilmesiyle gelir hesabina alinmasi)
gerekmektedir. Ancak bu hesap döneminde söz konusu alacaklarin dava veya icra
safhasina intikal ettirilmesi durumunda, süpheli alacak karsiligi ayrilmasinin
mümkün hale geleceginden yine bir düzeltme yapilmasina bence gerek yoktur.
Mahkemece konkordatonun
basariya ulasmasinin mümkün oldugunun anlasilmasi durumunda geçici mühlet
verilmis olan borçluya kesin mühlet verilmektedir. Bu asamada da alacaklilar
tarafindan dava veya icra süreçleri yürütülemediginden daha önce ayrilmis olan
karsiliklara iliskin herhangi bir düzeltme yapilmasina gerek bulunmamaktadir.
Sirkülerde “213 sayili
Kanun uygulamasinda, süpheli hale gelen alacak için bu dönemde karsilik
ayrilmasi gerekmekte olup, ilgili oldugu hesap döneminde ayrilmayan karsiligin
sonraki hesap dönemlerinde dikkate alinmasi mümkün bulunmadigindan, geçici
mühlet kararinin ilan edildigi hesap dönemi itibariyle süpheli alacak karsiligi
ayrilmamissa sonraki hesap döneminde kesin mühlet kararinin ilan edilmesi
durumunda süpheli alacak karsiligi ayrilamaz.” açiklamasi yer almistir. Bu
açiklamaya katilmak mümkün degildir. Bana göre, geçici mühlet karari ile
karsilik ayirmamis bir alacaklinin, geçici mühletin kesin mühlete dönüsmesi
halini bekleyerek de karsilik ayirmasina yasal bir engel yoktur. Kaldi ki
alacakli geçici mühletin kaldirilmasi (konkordato talebinin reddi halinde)
halinde kavusabilecegi icraya basvurma hakkina kesin mühlet verilmesi sebebiyle
yine kavusamamaktadir. Öte yandan süpheli alacak karsiliginin mutlaka alacagin
süpheli hale geldigi dönemde ayrilmasini zorunlu kilan bir yasal düzenlemenin
bulunmadigina iliskin yargi kararlari da düsüncemizi bence hakli kilmaktadir.
Icra Iflas Kanununun
291. maddesi uyarinca, konkordato talebi ile amaçlanan iyilesmenin kesin mühletin
sona ermesinden önce gerçeklesmesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar
verilmesi halinde ise; geçici mühlet kararindan önce dava veya icra safhasina
intikal etmis alacaklar için ayrilmis karsiliklarda herhangi bir düzeltme
yapilmasina gerek yoktur. Ancak geçici mühlet kararinin ilan edilmesi ile
karsilik ayrilan alacaklar için ise ayrilmis olan karsiliklarin konkordatonun
reddine iliskin kararin ilan edildigi hesap dönemi itibariyle düzeltilmesi gerekmektedir.
Ancak bu durumda da yukarida da degindigim gibi, bu alacaklarin ayni hesap
döneminde dava veya icra safhasina intikal ettirilmesi durumunda zaten süpheli
alacak karsiligi ayrilmasi mümkün olacagindan bir düzeltmeye gerek
olmayacaktir.
Icra Iflas Kanununun
292. maddesinde iflâsa tabi borçlu bakimindan, kesin mühletin verilmesinden
sonra ilgili maddede sayilan kosullarin gerçeklesmesi hâlinde mahkeme
tarafindan kesin mühletin kaldirilarak konkordato talebinin reddine ve
borçlunun iflâsina re’sen karar verilmesi öngörülmüstür. Bu durumda iflas
masasina kaydedilen alacaklarda süphelilik hali devam edeceginden daha önce
ayrilan karsiliklara iliskin düzeltme yapilmasina gerek bulunmamaktadir.
Konkordatonun tasdiki halinde
ise kararda alacaklilarin hangi ölçüde alacaklarindan vazgeçtigi ve borçlunun
borçlarini hangi takvim çerçevesinde ödeyecegi yer alir. Bu kapsamda,
alacaklarin borçlu lehine vazgeçilen kismi, degersiz alacak niteligini
kazanacak ve degersiz alacak ile bu alacaga isabet eden karsilik, konkordatonun
tasdiki kararinin ilan edildigi (baglayici hale geldigi) hesap dönemi
itibariyle degersiz alacaklara iliskin Vergi Usul Kanunu düzenlemesi uyarinca
yok yok edilecektir.
Projenin tasdik
edilmesiyle beraber alacagin vazgeçilmeyen kisminin vadesi ise proje
çerçevesinde uzatilmis olacaktir. Bu durum ise alacaga süpheli alacak olma
vasfini kaybettirir. Dolayisiyla bu alacaklar için ayrilmis olan karsiliklarin,
konkordatonun tasdiki kararinin ilan edildigi (baglayici hale geldigi) hesap
dönemi itibariyle düzeltilmesi gerekmektedir.